Emin Karaca ( 1949)
1949 yılında Denizli ilinin Acıpayam ilçesine bağlı Yatağan Kasabasında dünyaya gelen Emin Karaca İlkokulu doğduğu yerde, ortaokulu Aydın’da okudu. Aydın lisesinin ikinci sınıfındayken, sol kitaplar okuduğu gerekçesiyle okuldan uzaklaştırıldı.
1967’de İstanbul’a gelerek, Bab-i Ali’de amatör olarak gazeteciliğe başladı. Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın çevresinde oluşmuş devrimci grupla beraber oldu. 1970’lere girilirken Kavel Kablo Fabrikası’nda işçilik yapıyordu. 12 Mart 1971 Darbesi, kendisini Kavel’deyken buldu. Tutuklandı. THKP-C örgütüne bağlı İşçi Kesimi davasında sıkıyönetimde yargılandı. 1974 affıyla hapisten çıktı.

Babıalide çalışmalarını sürdürdü. 12 Eylül döneminden sonra profesyonel gazeteciliğe başladı. 1980’lerin sonuna doğru, mesaisinin tümünü yazarlığa verdi. Şu an için yayımlanmış 13 adet kitabı bulunmakta.
Türkiye Yazarlar Sendikası’nda iki dönem Genel Sekreterlik görevinde bulundu.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin üyesi.
Musa Anter Gazetecilik yarışmasında köşe yazısı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Türkiye Gazetecilik Başarı ödüllerinden araştırma dalında mansiyon, yine aynı yarışmanın dizi – röportaj dalında başarı ödülleri kazandı.
Halen yazar olarak çalışmalarını sürdürüyor.


ESERLERİ

1.Nazım Hikmet'in Aşkları
Sevdayım Tepeden Tırnağa
A.Emin Karaca
Gendaş Kültür / Araştırma-İnceleme Dizisi

Nazım Hikmet'in yaşamında kadınların büyük ve önemli yerinin tanığı çocukluk ve gençlik arkadaşı Vala Nurettin, şu saptamayı yapıyor: "Aslında, Nazım monogamdı. Birini severse -iyice severse- ona sadık kalmak isterdi. Sevemediği sıralarda da, sevilecek birini daldan dala arardı. Bunu bilinçle mi, içgüdüsüyle mi, can sıkıntısıyla mı yapardı? Daha ziyade kadınların ayartma çabasına kurban gittiğini, tanıdığım kadınların sözlü ve yazılı itiraflarından öğrenmiş bulunuyorum." "Nazım Hikmet'in Aşkları" ünlü şairin Nüzhet, Piraye, Münevver, Vera ile evliliklerini, Dr. Lena, Semiha Berksoy, Doktor Galina ve diğer kadınlarla birlikteliklerini; öncesi, sonrası ve yaşanmışlıklarıyla, sevda yüklü dizelerle sarmalanmış olarak bir araya getiriyor. Ayrıca, Nazım Hikmet'in "dayı kızı" Münevver Hanım'la yaşadığı aşk yüzünden çıkan, Adnan Cemgil'in ve Yalçın Küçük'ün Emin Karaca ile polemikleri de kitapta yer alıyor.

Eski Tüfeklerin Sonbaharı
A.Emin Karaca
Gendaş Kültür

Yaşlı, eski kuşak komünistlerle bir seri röportaj yapma düşüncesi epeydir kafamdaydı. Geçtiğimiz yılın (1995) Temmuz ayı içinde Mehmet Ali Aybar'ın ölümünün ardından bir an önce somutlaştırmak istedim bu düşüncemi. İlk planım, bir büyük gazetede dizi yazı olarak yayınlatmaktı.

Projemi Milliyet'in Genel Yayın Yönetmeni Doğan Heper'e açtım. Sıcak karşıladı, "Hemen başlayalım" ededi. Yorucu ama zevkli bir çalışmayla, eski kuşak komünistlerden 10 kişiyle yaptığım röportajlardan oluşan "Eski Tüfeklerinn Sonbaharı" yazı dizisi Ağustos ayında bitmişti. Milliyet'in dizi yazılar sorumlusu Nail Güreli, fotoğraflar da çekilip herşey tamam olunca
yazıyı kısa sürede yayına hazır hale getirdi.

Dizi adındaki espriye uygun olarak bir sonbahar ayı olan Ekimin 15'inde yayınlanmaya başlandı. Sürdüğü 10 gün boyunca uzak-yakın, eşden-dosttan pek çok beğeni telefonları geldi, yüzüme karşı takdirkar sözler edildi.

Röportajları dizi yazı sayfası hacmini kale almadan, sereserpe yazmıştım. Doğal olarak yayını sırasında kısaltma sonunu çıktı karşımıza, Gazetenin günlük yayın telaşı ve benim işlerimin yoğunluğu, kısaltırken ister istemez konuşmalarda bir kopukluk yarattı. Eksik olmasınlar, eş-dost da beğeni sölerinin ardından "Kitap olarak çıkacak değil mi?" sorusunu yöneltiyorlardı.
Bütün bu beklentiler elinizdeki "Eski Tüfeklerin Sonbaharı"nın oluşmasını hızlandırdı.



www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)