Şerafettin Elçi ( 1938)
Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP) Eski Genel Başkanı


hukukçu


Diyarbakır Milletvekili


Bayındırlık Eski Bakanı



14 Mart 1938 tarihinde Şırnak'ın Cizre ilçesinde doğdu. Tarım ve mahalli işlerle uğraşan bir ailenin çocuğuydu. Cumhuriyet döneminden önce geniş arazileri olan aile, arazileri Suriye sınırları içinde kalınca ekonomik sıkıntıya girdi. İlk ve ortaokulu Cizre’de, liseyi Mardin’de bitirdi. 1955 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Diyarbakır’da avukatlık stajından sonra Cizre’de avukatlık yaptı. 12 Mart 1971 sonrasında Diyarbakır Cezaevi’nde 8 ay kaldı. 1977 genel seçimlerinde Adalet Partisi’nden Mardin Milletvekili seçildi. 1978 yılında 11’ler diye anılan grupla birlikte AP’den ayrılıp Bülent Ecevit liderliğindeki hükümete Bayındırlık Bakanı olarak katıldı. 12 Eylül 1980’den sonra beyanatları sebebiyle 30 ay cezaevinde kaldı. Kürt Kültür ve Araştırma Vakfı’nı ardından 3 Ocak 1997 tarihinde Demokratik Kitle Partisi’ni kurdu. Parti, Anayasa Mahkemesi tarafından programında yer alan bazı görüşler sebebiyle devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı bulunarak 26 Şubat 1999 tarihinde kapatıldı.

Elçi, uzun yıllardır sürdürdüğü yeni bir siyasi parti kurma arayışlarını, 19 Aralık 2006 tarihinde KADEP'i kurarak tamamladı.

12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinde Diyarbakır'dan bağımsız milletvekili seçildi.

25 Aralık 2012 tarihinde Ankara'da öldü.




HABER

Elçi: Açılım sadece PKK ve DTP’ye endekslenirse konu çözümsüzlüğe girer

Hükümetin Kürt sorununun çözümüne dönük başlattığı ‘daha çok demokrasi’ açılımı büyük destek görüyor. Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP) Genel Başkanı Şerafettin Elçi, ‘Kürt açılımı’nın demokratik çerçevede ele alınmasını, sorunun çözümü için tarihi fırsat olarak nitelendirdi. Kürt sorununun toplumsal mutabakatı gerektiren ulusal bir problem olduğunu işaret eden Elçi, bu konuda herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi.

Elçi, sorunun muhatabı olarak sadece DTP ve PKK’nın adının anılmasından da rahatsız. Bunların, Kürtlerin ancak çok az bir kısmını temsil edebileceğini vurgulayan Elçi, “Sorunun çözümünde PKK’nın ve bunun yörüngesindeki parti ve çevreleri hesaba katmak lazım. Ama bunlar tek başına Kürtleri temsil edemez. Bu yörüngesinin dışında faaliyet gösteren bir dizi Kürt orijinli grup, kurum ve kanaat önderleri var. Dahası, Kürt kesiminde büyük bir sessiz çoğunluk var. Onun için Kürtlerin çoğunluğunun hem şu anki hem de gelecekteki ihtiyaçlarını dikkate alınarak bir çözüm formülünün bulunması lazım.” dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ‘tarihi fırsat’, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Kürt açılımı’ olarak nitelendirdiği yol haritasını CİHAN’a değerlendiren KADEP lideri Elçi, Hükümetin yaptığı açıklamaları çok olumlu karşıladıklarını ve Kürt sorununun çözümünde ilk kez bu kadar ümitlendiklerini kaydeti. Elçi, “Bir kere sorunun adının net olarak ortaya konması başlı başına anlam ifade ediyor. Bunun çözüm çerçevesinin daha çok demokratik olarak belirlenmesi de bir o kadar önemli. Çünkü bugüne kadar Kürt sorunu daha çok bir terör ve asayiş olayı olarak nitelendirilip, çözüm yolunun da tamamen şiddetle bastırılabileceği anlayışı hakimdi. Demokratik çerçeveye yerleştirilmesi gösteriyor ki devlet artık silahlı çözümü bir çözüm olarak görmekten vazgeçiyor. Demokrasi ve diyalog yoluyla çözmeyi benimsemesi çok olumlu bir adımdır.” şeklinde konuştu.
Elçi, çözüm için toplumun farklı kesimlerinin mutabakatının alınmak istenmesinin önemine işaret etti. Konunun sadece hükümetin modeli olarak görülemeyeceğini ifade eden Elçi, şöyle konuştu: “Buna devletin modeli demek daha doğru olur. Ortaya somut bir formülün ortaya konmaması mantıklı. Çünkü çözümsüzlükten medet uman bazı kesimler bu süreci baltalayabilir. Anlaşılan devlet katıda bir uyum ve uzlaşı sağlanmış. Şimdi toplumun mutabakatını almaya çalışıyor. Halkın benimsemediği bir formülü hayata geçirmek çok zordur. STK’ların, aydınların ve kanaat önderleri ile birlikte konunun topluma anlatılmasında çok büyük yararlar var.” Elçi, kendileriyle bugüne kadar bir görüşme yapılmadığını söyledi.

“PKK SAMİMİ İSE HEMEN SİLAHI BIRAKMALI”

Elçi, Kürt sorununda tarihi bir fırsatın yakalandığını, ancak bunun için öncelikle çatışmalı ortamın sona ermesi gerektiğinin altını çizdi. “Ellerin artık tetikten çekilmesi lazım.” diyen deneyimli Kürt siyasetçi, şöyle konuştu: “Cenazelerin taşındığı gergin ve sıcak ortamda akl-ı selimle konunun tartışılıp çözüm yolu aramanın anlamı kalmaz. Sözün değeri olmaz. PKK’yı kim etkileyebilirse birilerinin doğrudan ya da dolaylı olarak ikna etmesi lazım. Zaten eylemsizlik kararı var. Ama bu yetmez çatışma ortamından uzaklaşması lazım. Devlet kanadının silah bırakmasını beklemek doğru olmaz. Dağda bekleyen grup varsa buna karşı operasyon yapmayalım diye bir açıklama da olmaz. Çatışmalar durduktan sonra PKK nasıl temelli silah bırakabilir, bunun için makul formüller bulunabilir. Devletler geriye takılıp kalmaz.” dedi.

“MUHATAP, TÜM TÜRKİYE OLMALI”

Elçi, açılımın ilk kez toplumun farklı kesimlerinin desteği alınarak çözüm üretilmesinin çok önemli olduğunu söyledi. Muhatap olarak sadece PKK ve DTP’nin adres gösterilmesinin konuyu çözümsüzlükte bırakacağını ifade eden Kürt siyasetçi, “Kürt tarafı denilince PKK’nın ve bunun yörüngesindeki partileri ve çevreleri de hesaba katmak lazım. Ama bunlar tek başına Kürtleri temsil etmez. Büyük bir sessiz çoğunluk var. Bunların ağırlığı önemli ama bütün Kürtlerin hem şu anki hem de gelecekteki ihtiyaçlarını dikkate alarak bir çözüm formülünün bulunması lazım. Çünkü PKK ve onun yörüngesinin dışında faaliyet gösteren bir dizi Kürt kurumu var. Bazı kurumlar var. Önemli kanaat önderleri var. Onlar da toplum üzerinde etkili olabilecek kişilerdir. Kürt toplumunun önemli bir bölümünü oluşturur. Kürtlerin tüm kesimlerinin hassasiyetleri dikkate alınarak bir çözüm formülü üretilmesi lazımdır.” diye konuştu.
Elçi, sadece Kürtlerin muhatap alınmasının da yeterli olmayacağını söyledi. Tüm Türkiye kamuoyunun hassasiyetlerinin dikkate alınması gerektiğini düşünen Elçi, bu konuda herkesin empati yapması gerektiğini kaydetti. Elçi, şöyle konuştu: “Sadece Kürtleri memnun eden bir formül yeterli olmaz. Bu formülün aynı zamanda Türk kesimini de benimsemesi gerek. Çünkü bu konu, yalnızca Kürtleri ilgilendiren bir sorun değil. Devleti de Türk kesimini de ilgilendiren bir sorundur. Onun için toplumun geniş kesiminin mutabakatı alınması gerekir. Bu konuda zaman ve sabır lazımdır. Günü kurtarmak için ortaya konan formüller çözüm getirmez. Herkes empati yaparsa sorunun çözümü kolaylaşır.”

“ZEMİN MÜSAİT, KÜRTLERİN TALEPLERİ NETLEŞMELİ”

Elçi, Kürt sorununun çözümü için ortamın çok müsait olduğunu ifade etti. Hem devletin hem de Kürtlerin geçmişe göre artık çok farklı düşündüğünü anlatan Elçi, “TRT şeş Kürtçe yayın yapıyor. Zaten PKK da dahil Kürtlerin devlet ile ilgili bir sorunu ve talebi yok. Yeni bir anayasa hazırlanmalı. Herkes Türk’tür ifadesi bütün çatışmaların nedeniydi. Dille ilgili yasaklar kalkarsa her alanda kullanılabilir. Bunlar aslında kolay işlerdir. Niyet ve siyasi irade olsun. Yeni bir yönetim modeli benimsenebilir. Merkezi sistemden yerinden yönetime doğru bir açılım olabilir. Toplumsal yapısı heterojen olan hareketli çok kültürlü bir ülkede bu anlayışta diretmenin bir anlamı yok. Bunun yararları çok. Bu konuda da açılım yaparsa sorunun çözümü kolaylaşabilir.” dedi.

Elçi, Kürtlerin devletten ne istediğinin netleşmesi gerektiğini söyledi. Bu konuda DTP ve PKK’nın da bugüne kadar net bir formül ortaya koyamadığına dikkat çeken Elçi, bu konuda herkesin fikrini rahatlıkla açıklama cesaretini gösterecek zeminin oluşturulması gerektiğine işaret etti. Elçi, şöyle dedi: “Kürtlerin talepleri netleşmeli. Bu konuda bir netlik yok. Tam bir dağınıklık hakim. Herkesin kendine göre bir çözüm formülü var. Sadece DTP ve PKK ile değil, geniş Kürt kesimlerinin konsensüsü ile bir yol haritasının belinlenmesi lazım. Bu konuda büyük bir ihtiyaç var. Devlet buna zemin hazırlamalı, en azından önünü kesmemeli. Yani Kürtler, kendi aralarında konuşup rahatlıkla şiddet içermediği sürece her türlü görüşü ortaya koymalı. Farklı Kürt grupları bir araya gelip uzlaşıp ortaya bir çöküm konmalı. Devlet de buna göre bir çözüm üretmeli.” diye konuştu.

DTP’YE ELEŞTİRİ: OLAYI PKK VE ÖCALAN’A ENDEKSLİYOR

Elçi, her fırsatta Kürtler adına siyaset yaptığını ve onları temsil ettiğini iddia eden DTP’nin Kürt sorununun çözümünde bekleneni veremediğini düşünüyor. “DTP, maalesef yapabileceği rolü yerine getiremiyor.” diyen Elçi, “Olayı tamamen PKK ve Abdullah Öcalan’a endeksliyor. O zaman parti olarak varlık nedenin, bir ağırlığın kalmıyor. Oysa Mcelis’te önemli bir güçtür. Bu rolünü iyi oynar ve bu işin içine girmeli. En azından bağımsız bir rol oynayabilir. Onların da düşüncesini alarak bazen de ikna ederek dağdaki bir insanın görüşü ile Ankara’daki arasında önemli bir fark var. Onları yumuşatması lazımdır.” Elçi, Öcalan’ın 15 Ağustos’ta yapacağı açıklamalardan yeni bir şey beklemediğini, ancak yapacağı açıklamaların belli bir kesim üzerinde etkili olduğunu söyledi.



HABER

Özerklik ilanı anlamsız
ZAMAN 20.07.2011

BDP'nin desteklediği Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Şerafettin Elçi, DTK'nın özerklik ilanını eleştirdi. "Özerklik ilanı son derece anlamsız ve zamansız bir ilandır." diyen Elçi, özerkliğin bir kesimin çıkıp kendi başına ilan edebileceği bir karar olmadığını söyledi. Elçi, DTK'nın böyle bir ilan yapmasını BDP'nin siyaseten etkisiz ve güçsüz bir duruma düşmesine bağladı. Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Şerafettin Elçi, Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) geçtiğimiz hafta aldığı özerklik kararını doğru bulmadığını söyledi. Habertürk Televizyonu'nda konuşan Elçi, "Özerklik ilanı son derece anlamsız, gereksiz ve zamansızdır." dedi. Özerkliğin bir kesimin çıkıp kendi başına göre ilan edebileceği bir durum olmadığını kaydeden Elçi, bunun devletin yasal düzeni içinde, anayasasına dayanarak toplumsal mutabakatla ortaya çıkabileceğini vurguladı.

"Tek taraflı bir beyanla özerklik ilan etmek gibi anlamsız bir tavır, siyasi tarihte de yoktur. Bağımsızlık ilan edilse anlarım, o ayrı bir mesele, çünkü kopuyorsun, ama tek taraflı ilanla özerklik ilan etmek gibi bir şey olmaz." diyen Şerafettin Elçi, kendisinin DTK üyesi olmadığından toplantıya katılamadığını kaydetti. Toplantıda olması halinde açık tavır alarak ilana karşı çıkacağını dile getirdi.

Şerafettin Elçi, DTK'nın böyle bir ilan yapmasını BDP'nin siyaseten etkisiz ve güçsüz bir duruma düşmesine bağladı. Demokratik siyasetin önü tıkanırsa siyasetin dışında başka güçlerin devreye girmesinin doğal olduğuna işaret eden Elçi, "Biz siyaseten etkisiz, güçsüz duruma düşünce, başka unsurların devreye girmesi doğaldır. Bu, doğal bir şey. Bunu bilmemek için aptal olmak lazım." diye konuştu. 14 Temmuz'daki terör saldırısının ardından DTK tarafından özerklik ilan edilmişti. DTK Genel Başkan Yardımcısı ve Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk tarafından okunan bildiride "Uluslararası insan hakları belgelerinin tanımladığı haklar ışığında ortak vatan anlayışı temelinde toprak bütünlüğüne ve demokratik ulus perspektifi temelinde Türkiye halklarının ulusal bütünlüğüne bağlı kalarak, Kürt halkı olarak demokratik özerkliğimizi ilan ediyoruz." ifadeleri kullanılmıştı.

DTK'nın 'özerklik' kararına şerh koyan Elçi, Van'daki kampa da katılmıyor. Elçi'nin "Benim eğitime ihtiyacım yok." diyerek, kampa katılmayacağını parti yönetimine bildirdiği belirtiliyor.

YENİ ANAYASA SÜRECİNİ AKAMETE UĞRATIR

Adıyaman'da 108 sivil toplum kuruluşu, ortak bir basın açıklaması yaparak özerklik kararına tepki gösterdi. Ticaret ve Sanayi Odası toplantı salonunda düzenlenen toplantıda açıklamayı, STK'lar adına Memur-Sen Adıyaman Şube Başkanı Gaffari İzci okudu. Özerklik ilanının, BDP çizgisi dışındaki Kürtlerin kararlarını yansıtmadığının vurgulandığı açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "DTK tarafından deklare edilen karar tek taraflıdır. Antidemokratik ve dayatmacıdır. Toplumsal bir mutabakatla yeni bir anayasa hazırlığı öncesinde alınan bu kararla yeni anayasa sürecinin akamete uğrayabileceği kaygısı taşıyoruz. Konunun çözüm yeri Meclis'tir. Ülkemizde yaşayan herkesi ilgilendiren bir konuda, kendi dışındakileri hiçe sayarak bir karar alınmasını demokrasi geleceğimiz açısından da kaygı verici buluyoruz."




ENGLISH BIOGRAPHY

Who is Serafettin Elci?

Democratic Mass Party (DKP) Chairman Serafettin Elci was born in 1938 in Cizre and went to primary, secondary and high school in Mardin.

Elci attended the Faculty of Law at Ankara University. While a student, he was tried in "The Case of Kurdish Nationalism," which became known as "The Case of the 49". After graduation he completed his legal training in Diyarbakir and later worked in Cizre. He was among the members of the Kurdistan Democrat Party of Turkey who were tried by the Military Court of Diyarbakir during the junta period of March 12 and was imprisoned for eight months.

Elci was elected as the Justice Party (AP) deputy from Mardin in the 1977 general elections. The following year he switched parties and became a member of the Republican People's Party (CHP) and, from 1978 to 1979, served as housing minister in the government of Bulent Ecevit.

After the 1980 military coup, Elci was arrested and sentenced to two years and three months imprisonment by the Ankara Martial Court because of a statement that he made when he was minister, "I am Kurdish and there are Kurdish people in Turkey." He was tried again at the Supreme Court because he "employed some Kurdish people" while working at the ministry and was sentenced to two years and four months. Following these judgments, he was prevented from exercising his political rights for ten years and from practicing his profession.

In 1992, together with 92 Kurdish intellectuals, Elci created the Kurdish Rights and Freedoms Foundation. After a long legal struggle, in 1995 the foundation was registered by the state as the Foundation for the Research into Kurdish Culture. This was the first time in the history of the Republic of Turkey that an institution with the name "Kurd" became official.

Elci pioneered the establishment of the Kurdish Democratic Platform with a group of his friends and served as the speaker of the foundation. The same group established the DKP, which was formed on Jan. 3, 1997. Elci became chairman of the party.

Serafettin Elci is married with seven children.

hurriyetdailynews.com



HABER

Mustafa Denizli ve Evin Elçi, yıldırım nikahıyla evlendi!
Medya Faresi
1 Ağustos 2010

Mustafa Denizli, Bayındırlık Eski Bakanı Şerafettin Elçi'nin kızı Evin Elçi ile hayatını birleştirdi.

Eski Milli Takımlar Teknik Direktörü Mustafa Denizli(60), bir süredir beraber olduğu Evin Elçi(35) ile 28 Temmuz Çarşamba günü Ankara Çankaya Evlendirme Dairesi'nde dünyaevine girdi.

Evlilik kararının ani geliştiği ve bu nedenle düğün yapma fırsatı bulunamadığı öğrenilirken, nikaha az sayıda aile üyesi ve çiftin yakın arkadaşlarının katıldığı kaydedildi.



GÜL'DEN TAZİYE MESAJI

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Şerafettin Elçinin vefatı üzerine bir taziye mesajı yayınladı. Gül mesajında, "Soruların diyalogla çözülmesi, ülkedeki barış ve kardeşlik ortamının pekişmesi için yoğun gayret gösteren Şerafettin Elçi'nin eksikliği, siyaset dünyamızda her zaman hissedilecektir" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, bu akşam hayatını kaybeden Şerafettin Elçi için yayınladığı taziye mesajı şöyle: "Katılmcı Demokrasi Partisi Genel Başkanı ve Milletvekili Şerafettin Elçi'nin vefatını derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım. Şerafettin Elçi, üstlendiği görevlerde ülkemize önemli hizmetlerde bulunmuş değerlerli bir devlet ve siyaset adamıdır. Denemyimli bir isim olarak, soruların diyalogla çözülmesi, ülkedeki barış ve kardeşlik ortamının pekişmesi için yoğun gayret gösteren Şerafettin Elçi'nin eksikliği, siyaset dünyamızda her zaman hissedilecektir. Kendisine Allah'tan rahmet, ailesine ve milletimize başsağlığı diliyorum."



HABER


Şerafettin Elçi ile Kemal Burkay birbirine girdi
10 Şubat 2012

Şerafettin Elçi, Kemal Burkay'ın “devlet projesi” olduğunu söyledi ve “Bir etkinliğin olmaz” dedi. Burkay ise Elçi'yi, “PKK'nın avukatlığını yapmakla” suçladı ve “Saldırganlar kervanına katılıp bu hale düşmeni beklemezdim” ifadelerini kullandı.

Kürt siyasetinin iki ünlü ismi Şerafettin Elçi ve Kemal Burkay, PKK yüzünden birbirlerine düşman oldu. Kürt meselesi sebebiyle bedel ödeyen ve geçmişe dayalı dostlukları bulunan iki isim, birbirlerine ağır ithamlarda bulundu. Şerafettin Elçi, Radikal gazetesine verdiği söyleşide, “En ufak etkinliği yok, devlet yanlış hesap yaptı” diyerek Kemal Burkay'ın bir devlet projesi olduğunu iddia etti. Elçi, şunları söyledi: “Gelip 'devletin politikasından çıkmayacağım' diye, tamamen anti-PKK'cılık yaparak PKK'yı etkileyemezsin ki!.. Burkay'ın politik olarak en ufak bir etkinliği olmaz. Devlet o hesapları çok yanlış yaptı. Kemal Bey'in halkla ilgisi yok ki! Onun devlet projesi olması, Kürtlerde tasvip görmez, aksine nefret uyandırır. Şahsen Kemal Bey'in tutumuna acıdım. Eskiden dar bir çevrede de olsa sevilen, sayılan biriydi... Eğer PKK, Burkay'ın iddia ettiği gibi Ergenekon tarafından kullanılıyorsa, neden kaç defa Bekaa'ya gittin? Öcalan'la protokol imzaladın?..”

BURKAY BOMBALADI

Elçi'nin sözlerinin medyaya yansımasından bir gün sonra Kemal Burkay da “Şerafettin'in sonu” başlıklı yazılı bir açıklama yaptı. Burkay, eski arkadaşını şu sözlerle vurdu: “Şerafettin'in hayatı ve yaptıkları göz önünde. Önce AP'den, yani düzenin bu has partisinden milletvekili seçildi, ardından bakanlık için CHP'ye transfer oldu. Böylece posta ve bol paraya kavuştu. 12 Eylül'ün ardından bir defa daha mebusluk için Baykal'ın kapısını çaldı, ardından Erbakan'ın... Bunlar sonuç vermedi. Eğer AK Parti yol verseydi, şimdi AK Parti mebusuydu. Bu olmayınca PKK-BDP'nin gölgesine sığındı. PKK'nın avukatlığına soyundu. Senin zaaflarını, yanlışlarını bilirdim, ama pusulayı bu kadar şaşırıp, saldırganlar kervanına katılıp, kendini bu hale düşüreceğini beklemezdim. Herhalde çevren boşaldı ve Apocuların hesabını yapmaktasın. Senin öncen de iyi sayılmazdı, ama sonunu da çok kötü bağladın...”



HABER

Elçi için TBMM'de tören
Hürriyet 26 Aralık 2012

Elçi için TBMM'de tören düzenleniyor. Elçi daha sonra son yolculuğuna uğurlanacak.

Bir süredir kanser tedavisi görmekte olan KADEP Genel Başkanı ve Diyarbakır Milletvekili Şerafettin Elçi 74 yaşında hayatını kaybetti.

Elçi'nin Medicana International Ankara Hastanesi’nde akciğer ve solunum yetmezliğine bağlı kalp durması nedeniyle vefat ettiği öğrenildi.

Elçi'nin TBMM'deki törenine Başbakan Erdoğan, Beşir Atalay, Taner Yıldız, Sadullah Ergin, Nurettin Canikli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Haluk Koç, Bekir Bozdağ, Ali Babacan, Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Mehmet Şimşek, Fatma Şahin, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Sağlık Bakanı Recep Akdağ Tarım Bakanı Mehdi Eker, İsmet Yılmaz, Suat Kılıç, Bülent Arınç, Sezgin Tanrıkulu, Selahattin Demirtaş, Ahmet Türk, Hasip Kaplan, Leyla Zana, Sırrı Sakık katıldı.

TBMM'deki törene MHP'den kimse katılmadı.

Törenin ardından Başbakan, bakanlar ve muhalefet temsilcileri aile yakınlarına başsağlığı diledi.

Ferda Paksüt de törende dikkat çeken isimlerden oldu.

Başbakan Tayyip Erdoğan, hayatını kaybeden Şerafettin Elçi’nin ailesine başsağlığı diledi. Şerafettin Elçi aynı zamanda Çaykur Rizespor’un teknik direktörü Mustafa Denizli’nin kayınpederiydi. Elçi’nin cenazesinin Meclis’te yapılacak törenin ardından memleketi Cizre’de toprağa verileceği kaydedildi.




HABER

Şerafettin Elçi öldü
25 Aralık 2012

Diyarbakır Milletvekili Şerafettin Elçi, Ankara'da kanser tedavisi görmekte olduğu Medicana Hastanesi'nde hayatını kaybetti.

Elçi, 25 Aralık 2012 tarihinde saat 18.40'da akciğer ve solunum yetmezliğine bağlı kalp durması nedeniyle hayatını kaybetti.

Hastane yetkilileri, Elçi'nin cenazesinin yarın öğle saatlerinde ailesine teslim edileceğini bildirdi.

Elçi'nin, memleketi Şırnak'ın Cizre ilçesinde toprağa verileceği öğrenildi.



HABER

Elçi, Cizre'ye gömüldü
27 Aralık 2012

Hayatını kaybeden KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi için dün TBMM'de Devlet töreni düzenlendi. Naaşının üstü Türk Bayrağı ile örtülen Şerefettin Elçi’nin cenazesini askerler taşımış ve saygı duruşunda bulunmuştu.

Bugün de Diyarbakır'dan karayolu ile konvoy eşliğinde Cizre'ye götürülen Şerafettin Elçi'nin cenazesinin üstü sarı yeşil kırmızı renklerden oluşan Kuzey Irak’ın kullandığı Kürdistan bayrağı örtüldü. Elçi'nin cenazesi vasiyeti üzerine zaman zaman yaşanan izdihamla birlikte Seyidan Camisi'ne götürülüp burada yıkandı. Cenaze daha sonra omuzlara alınarak cenaze namazının kılınması için yaklaşık 600 metre mesafedeki Ulucami'ye eller üzerinde taşınarak götürüldü.




HABER

Başbakan Erdoğan: Şırnak Havalimanı'nın ismi Şerafettin Elçi Havalimanı

Başbakan Erdoğan, Bingöl'de yapımı tamamlanan havaalanının açılışında konuştu. Havalimanı yanında Bingöl'e birçok müjde veren Erdoğan, 'Çözüm Süreci'nin kararlılıkla sürdüğünü ifade etti.

SIRADA KASTAMONU VE ŞIRNAK VAR

Bu kardeşinizin ağzından bugüne kadar ayrımcı bir laf çıkmamıştır. Türk'ü, Kürt'ü, Zaza'sı, Çerkez'i, Laz'ı da bu milletin vatandaşıdır. 76 milyonu bir ve beraber gören hepsine eşit mesafede duran bir iktidarız. Şimdi ben sizde bir cevap bekliyorum: 10 yıl önce Bingöl'e havalimanı yapılacak derseler inanır mıydınız? Ama şimdi oldu, açtık. Cuma günü de inşallah Kastamonu havalimanını açacağız. Ondan sonraki cuma da Şırnak'tayız. Şırnak'ta bu ülkenin eski bakanlarından Şerafettin Elçi Havalimanı açacağız. Bizim kitabımızda ayrımcılık yok. Bu noktada halkımızın tümünü kucaklıyoruz. 26 havalimanıyla geldik, şimdi 50'yi aştık.



HABER

Şerafettin Elçi Havalimanı açıldı
26 Temmuz 2013

Şırnak Şerafettin Elçi Havalimanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşmayla açıldı.

Başbakan Recep Erdoğan, Şırnak Şerafettin Elçi Havalimanı'nın açılışında konuşuyor. Şırnaklılar, havalimanına Elçi'nin isminin verilmesinin çözüm sürecine olumlu etki yapacağını düşünüyor.

GÜVENLİK EN ÜST SEVİYEDE

Alana gelenler üst aramasından geçirildi. Havalimanı içerisi dedektifler ve bomba arama köpekleri tarafından didik didik arandı. Havalimanı içerisinde ve dışında güvenlik üst seviyede tutuluyor. Havalimanına yakın yerlerde Jandarma tarafından güvenlik önlemi alındı. Havalimanı içi ve çevresinin güvenliğini ise özel harekat ve diğer polisler sağlıyor.

Şırnak Şerafettin Elçi Havalimanı 3 yılda tamamlandı.







www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)