Rauf Orbay ( 1881)- (1964)
asker, siyaset adamı


Hamidiye Kahramanı


Hüseyin Rauf Orbay



1881 yılında İstanbul'da doğdu. Trablusgarp Valiliği ve Ayan Meclisi Üyeliği yapan Mehmet Muzaffer Paşa'nın oğludur.

1899 yılında Deniz Harp Okulu ve Mühendishane'yi bitirdi. Amerika, İngiltere ve Almanya'da çeşitli dış görevlerde bulundu. Trablusgarp ve Balkan Savaşları'na katıldı. Birinci Dünya Savaşı'nda İran ve Irak'ta Teşkilat-ı Mahsusa görevlisi olarak bulundu. Daha sonra yarbay rütbesiyle Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı'na atandı.

Balkan Savaşı sırasında Yunan donanması Çanakkale'yi abluka altına aldı. Akdeniz'e Hamidiye isimli bir gemiyle açıldı. Tarihin ilk korsan kruvarzör harekatını gerçekleştirdi. Sırbistan’da askeri tesisleri bombaladı ve düşmana ait savaş gemilerini batırdı. Bunun üzerine Çanakkale ağzındaki Yunan baskısı azaldı. Harekatın ardından da kendisine Hamidiye Kahramanı unvanı verildi.

Ahmet İzzet Paşa kabinesinde Bahriye Nazırlığı görevine getirildi. Bu dönemde Mondros Mütarekesi'ni hükümet adına imzalamak zorunda kaldı.

Ahmet İzzet Paşa kabinesinin görevden çekilmesi üzerine Bahriye Nazırlığı'ndan ayrıldı ve Milli Mücadele hareketine katıldı.

Mustafa Kemal Paşa'ya katılmak için Ali Fuat Paşa ile birlikte Amasya'ya gitti. Sivas'a geldi. Sivas Kongresi başkan yardımcılığına getirildi.

Sivas Kongresi'nin ardından Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na katılmak üzere Hüsrev Gerede ile birlikte İstanbul'a gitti. 16 Mart 1920 tarihinde meclisin İngiliz kuvvetleri tarafından basılmasının ardından Malta'ya sürgün edildi. Daha sonra serbest bırakıldı. 15 Kasım 1921 tarihinde Sivas milletvekili sıfatıyla TBMM'ye katıldı.

21 Kasım 1921'de Bayındırlık Bakanlığı'na getirildi. 14 Ocak 1922 tarihine kadar bu görevde kaldı. TBMM İcra Vekilleri Heyeti Başkanlığı'nda görevlendirildi. Lozan Barış Konferansı sırasında İsmet Paşa'nın üstlendiği Milli Savunma ve Dışişleri bakanlıklarına vekalet etti.

1924 yılında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulunca, daha önce İkinci Grupta başlattığı muhalefetini bu toplulukta sürdürdü.

6. Dönem Kastamonu milletvekili seçildi. 1942 yılında Londra Büyükelçiliği'ne getirildi. Bu görevden 1944 yılında kendi isteğiyle ayrıldı.

1964 yılında İstanbul'da vefat etti.

ESERİ:

Siyasi hatıralarını anlattığı (CEHENNEM DEĞİRMENİ) Siyasi Hatıralarım-isimli eseri iki cilt olarak yayınlanmıştır. Eser yakın tarihimizin pek çok gerçeklerini ilk kaynaktan gün ışığına çıkarması nedeniyle yakın tarihimiz açısından çok önemli bir eserdir.

KİTABIN ÖZETİ:

Rauf ORBAY bu kitap da kendi hayatını anlatıyor. İddiasız sakin, her şeyin sonuçlarına katlanmış bir adam uslübu ile ama çizdiği portre ; Cehennem Değirmeninde öğütülmüş bir namuslu insan hayatı.

Hamidiye Kravazörü ile üç denizde mücadele yapan, Osmanlı Kabinesinde Bahriye Nazırlığı; Milli Mücadele Kabinesinin Başkanı olarak ülkesine hizmette devam eden bir devlet adamı.

Kendisine üç kez suikast girişiminde bulunuldu. Hiçbir suçu olmadığı halde, İzmir Suikastı vesilesiyle İstiklal Mahkemesinde on yıl hapse mahkum olduğu zaman onüç yıl yabancı ülkelerde sürgün hayatı yaşayıp aklanmadıkça kendisine verilrn görevlerin hiç birisini kabul etmeyen bir Türk insanı.

Rauf ORBAY, Mustafa KEMAL gibi, Kazım KARABEKİR gibi, Milli Mücadelenin olmazsa olmaz nitelikli Komutanlarından dır. Rauf ORBAY ; bir İstanbul efendisi. Bir Hamidiye Süvarisi. Yapıkları ile övünmez, yapmadıkları ile yerinir. Çerkez ETHEM‘i de Milli Mücadeleye sokan kendisidir. Ege deki Kuşçubaşı Eşref’in çiftliğine giderek orada gömülü silahlar ve gömülü altınları Mustafa Kemal’e veren yine Rauf ORBAY'dır. Lozan görüşmeleri sırasında İsmet Paşa ile anlaşamamış ve başbakanlıktan çekilmiştir. 1945 yılında yapılan ara seçimlerinde İstanbul Bağımsız Millet vekili olarak seçime girdi. Vatan gazetesi ve basın bütün gücü ile desteklese de seçimi kazanamadı. Rauf ORBAY bu olaydan sonra evine çekildi ve hayatının sonuna kadar inzivadan çıkmadı. Demokrat Parti kurulunca yine kendisine baş vurulmuş ancak bunu da kabul etmemiştir. Çünkü İsmet Paşa ile başa çıkamayacağını biliyordu. ORBAY’ın dönüp bakmadığı olayları İNÖNÜ ustalıkla kullanıyor sonuç alıyordu.

Demokrat Parti kurulurken Celal BAYAR ile konuşmuş İNÖNÜ ile oyuna girmemesi konusunda uyarmıştır. Çünkü; İNÖNÜ oyun kurmasını bilen bir adamdır. Bir adamı gözü kestimi eğer suçlu değilse, ona suç işletir, suç işletmezse suç icad ederdi. Nitekim Rauf ORBAY’ ın söyledikleri çıktı. Celal BAYAR'ın arkadaşları bir süre sonra idam edildi. Demokratik parti kapatıldı. Bu Rauf ORBAY‘ın INÖNÜ ?yü iyi tanımasının ve ileri görüşlülüğünün bir ispatı idi. Ama kötü bir ispat, Rauf ORBAY’ın İNÖNÜ hakkında söyledikleri, Türkiye için Demokrasiden gayri çıkar yol yok ama, bunu İsmet Paşa ile yapmak büyük talihsizlik. Oyunda, kurnazlıkta, Mustafa Kemal’e yakın arkadaş olmakta , İsmet Paşa'dan daha ilerde olduğu düşünülen Fethi OKYAR bile Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı yalvar yakar kurdu da boyunun ölçüsünü aldı. Ama bu gün bu memleket de İsmet Paşa'sız bir Demokrasi kurulacağına inanıyorum, biz göremeyiz.’



ENGLISH BIOGRAPHY

Hüseyin Rauf was born in 1881 in Istanbul. He first studied at the military high school in Libya, where his father was the governor, and graduated from the Naval Academy in Istanbul. His first duties after joining the Turkish Navy involved the operations in Yemen and Samos. He also took part in the war against Italians in Libya. During the Balkan War, he gained a well deserved fame as the captain of the battle cruiser Hamidiye, which sailed around the Eastern Mediterranean for nearly 8 months disturbing the operations of the Greek Navy. Although it could not change the course of the war, the world followed the cruise of Hamidiye and its captain Rauf Bey with great admiration.

When the World War broke out, Rauf Bey was sent as a special envoy to Afghanistan to ensure Afghan support for Turkish war efforts. However, Enver Paşa appointed him as the commander of the Iran front, before he could complete his duties in Afghanistan. Upon his return to Istanbul, he became the Chief of the Staff of the Turkish Navy.

In 1917, Rauf Bey led the Turkish delegation that negotiated an exchange of prisoners of war with Russia in Denmark. He was also a member of the Turkish delegation in Brest-Litovsk in 1918, negotiating the terms of the Russian surrender.

When the new government was formed on 14 October 1918, Rauf Bey became the Minister of Navy, replacing Cemal Paşa who was soon to leave the country. Two weeks later, when the armistice was signed in Mudros he was again the head of the Turkish delegation.

In May 1919, Hüseyin Rauf Bey joined Mustafa Kemal’s efforts of organizing the national resistance in Anatolia and became one of the leaders of this movement. He was arrested by the British when Istanbul was occupied and he was kept in Malta for one year. On 16 March 1921, he was released in an exchange of prisoners, in return for Lord Curzon’s nephew Major Rawling. He joined the Turkish Grand Assembly as a deputy from Sivas and was appointed as the Prime Minister on 12 July 1922.

In time, Hüseyin Rauf Bey became a member of the parliamentary opposition against Mustafa Kemal. He had also conflicts with İsmet Paşa and resigned on 4 August 1923, becoming a co-founder of the Progressive Republican Party, chaired by Kazım Karabekir. This party was closed in 1925 and in a time when the pressure on him was increasing, Hüseyin Rauf Bey went to Austria for medical treatment. In June 1926, he was tried in absentia for his alleged participation in the assassination attempt against Mustafa Kemal and sentenced to 10 years in prison.

He returned to Turkey in 1935 and after the death of Atatürk, when İsmet İnönü became the President, his sentence was cancelled. He joined the Parliament again and was sent to London as the Turkish Ambassador in 1942. He resigned in 1944 due to his conflicts with the Ministry of Foreign Affairs and returned to Turkey. Hüseyin Rauf Orbay lived the rest of his life in retirement and died in Istanbul on 16 July 1964.



www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)