Mahambet Ötemisulı
yazar


Kazak Edebiyatı



1803 yılında şimdiki Oral bölgesi Jenibek ilçesinde doğdu.

Isatay'ın başlattığı halk ayaklanmasının çağrıcısı ve Isatay'ın en yakın arkadaşıdır.

Çocukluk döneminde köyünde okudu. Bir süre Jengir Han'ın sarayında hizmet etti. Jengir'in arzusuna uymadığı için saraydan sürüldü. İki yıl hapis yattıktan sonra 1831 yılında kaçtı.

Mahambet, Hive Hanlığı'na giderek, ordu toplayıp tekrar saldırmayı düşündü. Ancak amacına ulaşamadan memleketine geri döndü. Muhambet bu olaydan sonra yakalanıp hapse atıldı. Sonra serbest bırakıldı. Ömrünün son günlerini memleketinde geçirdi.

Fakat Baymağambet, Muhambet'i takip altına aldırdı. Onların etkisindeki Ikılas'ın iki yüzlü davranışları sonucu 1846 yılında Mahambet kendi evinde öldürüldü.

Muhambet'in şiirleri ilk kez 1925 yılında Taşkent'te yayınlandı. O zamandan beri eserleri hiç kesintiye uğramadan yayınlanmaktadır.




HAKKINDA YAZILANLAR

Kazak Edebiyatının Belli Başlı Temsilcileri
Bünyamin ÖZGÜMÜŞ Yağmur Sayı : 16
Temmuz - Ağustos - Eylül 2002

Kazak yazılı edebiyatının daha çok 19. yüzyılın başlarından itibaren meydana geldiğini söyleyebiliriz. Bunun öncülüğünü Mahambet Ötemisulı (1804-1846) yapmıştır. Çağdaş Kazak edebiyatının ilk temsilcileri ise Çokan Velihanov (1837-1865), Ibıray Altınsarı (1841-1889) ve Abay Kunanbayev (1845-1904)’dir.




ESER-AYRINTI

Bağımsızlığa Adanan Ömür: Mahambet Ötemisuli
Orhan Söylemez, Ayabek Bayniyazov
Bengü Yayınları

Herkesin bildiği gibi Rusların Orta Asya’yı işgali 1552’de Kazan’ın düşmesiyle başlar ve 1875’te Taşkent’in düşüşüyle tamamlanır. 325 yıllık süreçte çok zorlu günler yaşanır. Türk halklarının topraklarında yaşananlar edebî eserlerde pek anlatılmamıştır. Fakat yürekleri yakan ve bilinen bir gerçektir ki Rusların girdiği her yerde içeriden destek bulmuşlar, halk birbirine düşmüş ve işgal için zemin hazırlanmıştır. Mesela, Abdullah Kadiri’nin Ötken Künler romanında tasvir edilen olaylar bunun güzel örneklerindendir. Olaylar Taşkent ve civarında gelişir ve tarihin önemi bir dönemine ışık tutar. Roman her ne kadar bir aşk hikayesi gibi gözükse de aslında olaylar bindankalarıyla Taşkent kapısına dayanmış Rus askerlerinin işgal için uygun zamanı bekleyişini anlatır. İçerde ise birbirleriyle uğraşan, birbirini boğazlamaya uğraşan, Özbek ve Kıpçak olarak bölünmüş Taşkent halkı vardır. Atabek bunu farketse de durum vahimdir ve nitekim Taşkent düşer.

Buna benzer hadiseler Kırgız topraklarında da gerçekleşir. Kırgız halkı içinde de işbirlikçiler vardır. Kurmancan Datka’nın hayatı ve mücadelesi de dağılan Kırgız halkını toplamakla geçer. Tölögön Kasımbekov’un roman ve hikayelerinde bunu görmek mümkündür.

Diğer taraftan Kazak bozkırlarında da durum pek farklı değildir. 1801-1846 arasında yaşamış ve hem işgali görmüş hem de isyan etmiş olan Mahambet Ötemisov, şiirlerinde bu durumu dile getirmiştir. Tıpkı Lev Gumilev’in şiirlerinde olduğu gibi Mahambet’in şiirlerinde de yoğun olarak “tarih” vardır, “ihanet” vardır, “isyan” vardır. Dolayısıyla her okuyucunun kendince bir şeyler mutlaka bulacağı önemli şiirlerdir. Her çeviri zordur; ama şiiri çevirmenin ne kadar zor olduğunu bu şiirleri çevirirken gördük. Hoşgörülerine sığınarak okuyucuların dikkatine sunuyoruz.



www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)