Aydın Doğan
öykücü, oyun yazarı, yayıncı


Aziz Aydın Doğan



14 Ağustos 1947 tarihinde Keban’ın Lorikân köyünde doğdu. Rençber bir ailenin üçüncü oğludur. Küçük yaşta yetim kaldı. Çocuk yaşlarda Elazığ’ın Kesrik mahallesi eşrafından çocuksuz bir ailenin yanına evlatlık verildi. Okuma-yazmayı ve kitap sevgisini orada aldı. Birçok zanaat dalında (terzi, kunduracı, şapkacı, berber vb.) çıraklıklarla bir bakıma eğitim aldı. 19 yaşında Ankara’ya gitti. Bu kentte yeni arkadaşlıkları, sanat ortamını sevdi ve kentin sakini oldu. Resim tabela işleriyle, berberlikle de bir süre ekmeğini kazanan Doğan, özellikle tiyatroya karşı olan ilgisini her zaman korudu ve bu sayede dünyanın dev oyun yazarlarının eserlerini okumuş oldu. Tiyatronun birçok alanında görev yaptı. 1968 yılında arkadaşlarıyla kurdukları toplulukla Ankara’nın yazlık sinemalarında komediler sergiledi, rol aldı. 1974 yılında günlük ‘Ankara Gazetesi’nde kısa dönem muhabirlik yaptı. Siyasi kimlik taşıyan arkadaşları oldu. Siyaseti, dikta düzene karşı bir tepki olarak benimsedi. İlk öyküleri 1976 yılında Ankara’da çıkan ‘Savaş Gazetesi’nin sanat sayfalarında, ‘Radyo Televizyon Dergisi’, ‘Başkent’, ‘Çığ’ (Yugoslavya) vb. dergilerde yer aldı. ‘Hıdırlardan Biri’ adlı öyküsü Yapıt Dergisi ödülünü kazandı (1978). Yazılarında Aydın Doğan, Aziz Aydın Doğan, A. Aydın Doğan, A. Doğan imzası dışında takma adlar da kullanmıştır. 1978 yılında arkadaşlarıyla kurdukları Kardeş Tiyatrosu’nda yazarlık ve yönetmenlik yaptı. ‘Delioğlan’ adlı oyununa Çankaya Belediyesi’nin 1990 yılında düzenlediği Gençlik Tiytrosu Oyun Yarışmasında övgüye değer plaketi verildi. 1979 Ağustosunda ‘Yaba Sanat’ dergisini kurdu. Aynı dergi 80’li yılların ortasında ‘Yaba Öykü’ adıyla öykü ağırlıklı çıkmaya başladı. 1995 yılında ‘fikir suçlarını’ kapsayan 8/1.2. maddelerinden para ve hapis cezası aldı. Bir süre çıkamayan dergiyi 1999 yılı sonunda ‘Yaba Edebiyat’ -yeni dönem- logosuyla yeniden yayınlamaya başladı.

10 Temmuz 2021 tarihinde İstanbul'da vefat etti.

Sahaflık ve yayın yönetmenliği yapan yazarın yayınlanmış kitapları şunlardır:

* Afişte Ölen Adam (öykü, 1988, 3. bs 2007),
* Kör Pencere (öykü, 1993, 2. Bs 2007),
* Delioğlan ve Diğerleri (tiyatro, 5 oyun, 1995),
* Güneşli Bayır (öykü, 1998),
* Kara Fıkralar (2001),
* Islak Kaldırımlar (roman 2002),
* Bir Taşralı Gencin Günlüğü, (2007)
* Gece –Kirli Savaş– (oyun, 2011)

Derleme ve uyarlamaları:

* Halkın Cönk Defteri (çağdaş şiir antolojisi, 1981)
* Halkın Cönkü (tematik halk – tasavuf şiiri güldestesi, 1995)
* Şehnameden Seçme Hikâyeler (Firdevsi’den, 2003)
* Öğle Şarabı (Katherine Anne Porter’dan uyarlama oyun), 2009




YABA YAYINLARI
Galipdede Cad. 55/1 Tünel-Beyoğlu - İstanbul
Tel Faks: 212- 293 36 06

Yeni basılan kitaplar:

1– SÜRYANİLERİN TARİHİ
İlk Hıristiyanlıktan Kadim Doğu
Süryani Müjdeci-Havari Kilisesi

Yazan: Prof. Gorgis David Malik
İngilizceden çev: Vedii İLMEN
1. Basım: Aralık 2011
Mezopotamya Kitaplığı no: 22
ISBN 978-975-386-160-1
Sayfa: 472
Ebat: 13,5x19,5

Arka KAPAK:
Bu kitabın yazarı Gorgis David Malik, 1837 yılında Süryani bir ana babadan İran’ın Kuzeybatısındaki Azerbaycan kentinin Supurgan köyünde doğmuş ve 72 yıl yaşamıştır. Saygın bir aileden gelen Malik, iyi bir öğrenim gördü. Urmiye´de, Seri´deki Misyon Okulu´nda tanrıbilim okudu. 1855 yılında okulunu bitirdi. Okuldayken inançlı bir Hıristiyan olmuştu. Sonraki elli yılda, bir vaiz ve öğretmen olarak hizmet etti. Kendisi Salamas kentinde, İsfahan, Tebriz ve İran´nın başkenti Tahran´da ve başka kentlerde, Afganistan´da çalıştı.

Urmiye´de Presbiteryan Misyon Koleji´nde, birkaç yıl Doğu dilleri ve edebiyatı profesörlüğü yaptı. İsa-Mesih´in dediklerini yaymak ve insanların iyiliğini sağlamak için uzun yolculuklar yaptı. Babil ve Ninova harabelerini gezdi. Uzaklara, Hindistan´a hatta Norveç´e kadar gitti. Orada dostlar edindi. Yaşamında, etkin ve özel olarak, birçok Doğu ve Batı dilini öğrenmişti. Bilgi ve deneyimlerini insanların yararına sunmuş, dolayısıyla Yahudi olsun, Müslüman olsun onu tanıyan herkes severdi.

Prof. Malik´in bu eserinde okuru heyecanlandıracak yanlardan biri; 51 Asur kralının varlığını sergilemesi, ikincisi ise «Zerdüşt, Kurduğu Din, İnananları, Mecuslar» başlığıyla kapsamlı bir çalışmayı sunmasıdır.

Mezopotamya Kitaplığı dizisinde tarihimizde pek rastlanmayan konularla yüklü bir eser daha sunuyoruz.

2– BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA İSTANBUL
Ahlakî ve Siyasî Tetkikler-Almanlar ve Jön Türkler
Yazan Dr. Harry Stuermer
Fransızcadan çev: Ömer Ööztürk
1. Basım: Aralık 2011
Sayfa: 136
Ebat: 13,5x19,5
Mezopotamya Kitaplığı no: 23
ISBN 978-975-386-158-8

Yazar, kitabın başında şunları diyor: «Bu imza, bir ant ve şeref teminatı değildir. O, bu sayfalarda olmayacak şeylerden ilham almamıştır. Ne savaş esnasında, ne de öncesinde, maddî anlamda düşman ya da tarafsız bir Hükümetle, Almanya’ya ya da Türkiye’ye düşmanca kişilikler ya da bir örgütle en ufak bir ilişki söz konusu değildir. Tam tersine, gerçekle uygarlık bilinci birbirine karışır. O, bir kez izlenimlerini kaleme almaya karar vermiştir. Bunun yanı sıra o İsviçre’den hareket ederken, eserini yayıncıya sunmadan önce, bu ülkede yaşayan hiç kimseyle temas etmemekte ısrarlı olduğu hususunda resmî teminat da verebilir. O, alenen konuşmak için hiçbir güdüye sahip değildir. Ama bu ciltte bunu yapmış, maddi ya da manevi önyargılarından dolayı kimseye gücenmemiştir.»
Genevre. Mart 1917.

Bir kentin denetim altına alınması ve olaylari çok canlıdır. Başta Ermeniler olmak üzere İstanbul ve Anadolu’da yaşanan acıları tüm çıplaklığıyla okuyacaksınız.


3–Charles Baudelaire / ŞİİRLER
Fransızcadan çev: Abdullah Rıza Ergüven,
3. Basım: Aralık 2011
ISBN 978-975-386-026-9
Sayfa: 96
Ebat: 13,5x19,5

Arka kapak:

Fransız şiirinde bir dönemeç olan Baudelaire, yazın tarihinde Modern Fransız Yazınının hemen başlangıcında değerlendirilir. Sefil ve serseri bir geçmişten gelen bu özgün şairin eserleri tüm dünya dillerinde okunmuş, sanat dünyasını ve kendinden sonra gelen şiir ve edebiyat hareketlerini etkilemiştir. Başeseri Les Fleurs du mal (Kötülük Çiçekleri) için Baudelaire şöyle der; «Bu korkunç kitaba bütün düşünce ve yüreğimi, bütün dinimi, bütün tiksintimi koydum.»

Abdullah Rıza Ergüven’in, Les Fleurs du mal’den yaptığı seçmelerle oluşturduğu bu çalışmasına, şairin sanat yönünü inceleyerek açıklamalarda bulunuyor. Böylce Badelaire’in ruh derinliğini de yansıtmış oluyor. Ergüven’in bu titiz çalışması övgüye değerdir.

4– BERCESTE MISRAI YAZAN KOMÜNİST ENVER GÖKÇE
Portre inceleme
İnceleyen: Celil Denktaş
1. Basım: Aralık 2011
ISBN 978-975-386-149-6
Sayfa: 328
Ebat: 13,5x19,5

Arka kapak:
Oryantalizm, kapitalist Batı’nın size, sizin ne olduğunuzu, ne olamayacağınızı, nerede olduğunuzu, nerede olamayacağınızı, neyi yapıp neyi yapamayacağınızı öğreten “bilim” dalıdır. Bu “bilimsel dal”, yalnızca oraya özgüdür. Sizde bulunmaz.

Size konuşacağınız zamanı, öleceğiniz anı bildirir. Bununla da yetinmez, tüm bunları sizin kendi başınıza beceremeyeceğinize sizi inandırarak, size akıl verecek havariler gönderir, sizi çekip çevirmek için. Bu havariler, sizlerin arasından
kendilerine vekiller, valiler devşirir ki, sizlerin arasında eğer bir “uyum” sorunuyla karşılaşır da uygarlığa geri dönmek isterlerse yerleri boş kalmasın.

Bu vekiller, valiler, çok çabuk parlatılır, fakat o denli de çabuk yok edilebilirler. Ardından da bir zamanların kahramanları ilan edilip anıtları dikilebilir.

Bütün bu olup bitenler sizi, sizden “adam” çıkmayacağına ikna etmek içindir. Hatta bunu, bir “milli” ya da, “coğrafi” bir karakter açmazı olarak da tarihteki yerine oturturlar bu “bilim dalı” sayesinde. Bu kitap, tersini gösterebilmek amacıyla kaleme alındı.

Celil Denktaş’ın uzun yılların emeğiyle ortaya koyduğu bu çalışma ile, bize gerçekten bir Enver Gökçe portresi sunuyor.


GECE (Kirli Savaş)
Yazan: Aydın Doğan
1. Basım: Aralık 2011
Cep Kitapları no: 8
ISBN 978-975-386-152-6
Sayfa: 64
Ebat: 12x17

DERVİŞ OZAN:
«Dilimden dökülen kelimeler içimdeki kordur
İnsanı insan yapan, şu fani dünyada seçtiği yoldur
Bütün hüner sizdedir Can’lar, bu gerçeği bilin.
Yolum geçti buradan size mey sundum söz söyledim.
Zaman geçti söz bitti artık izninizle yola revan olayım
Ben özünde naçiz bir dervişim yoktur bir hünerim.
Söylediklerim Can sözüdür dost, hüneri kendinizden bilin
Kin’i, düşmanlığı, nefreti, içinizden silin...»

Bu oyun, zamanımızda yaşanmış kirli bir savaşın acı gerçeklerini hüznünü, nefretini sahneye taşımaktadır. Yürek burkucudur, ama aydınlık barışın gelecek yüzünü de gösterir.


JAN DARK
Yazan: Vedii İlmen
1. Basım: Aralık 2011
Cep Kitapları no: 9
ISBN 978-975-386-150-2
Sayfa: 48
Ebat: 12x17

Yazar Jan Dark’ı yazma işini şöyle anlatır: “Şekerbayramı vesilesiyle Ankara’dan İstanbula baba evimize ailece gittik. Annem eşimle beni tiyatroya davet etti. O vakitler Tepebaşındaki Dram Kısmı daha yanmamıştı. Oynanan oyun George Bernard Shaw'ın Jan Dark'ın Mahkemesiydi. Baş rollerini Ayla ve eşi Beklan Algan oynuyorlardı. Oyun beni çok etkiledi. Mahkemenin haksız yere Jan Dark’ın diri diri yakılması kararını vermesi feciydi. Çok sonraları İstanbula yerleştikten sonra bir kitapçıda Jan Dark'ın yaşam öyküsünü anlatan İngilizce bir kitap gördüm. Hemen satın alıp evde okudum. Okuduktan sonra o kitapta anlatılan yaşam öyküsünü oyun biçimine sokabileceğim kafamda yer etmeye başladı. Gönlümün istediğini yapıp bu oyunu yazdım. Yıl 1987 idi.”

1925 doğumlu Vedii İlmen, şu yaşanası dünyayaya Jan Dark oyununu yazarak armağan ediyor. Hem yazarın bakışı hem olayın seyri ilginçtir.







www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)