Muhammed Bakibillah
İmamı Rabbani'nin Hocası


mutasavvıf



1563 yılında Kabil’de doğdu. İmamı Rabbani'nin hocasıdır. Babasının ismi Abdüsselam olup, faziletli bir zattır. Annesi ise Hazreti Hüseyin’in soyundandır.

Zahiri ilimleri öğrenip yetiştikten sonra tasavvufa yöneldi. Nakşibendiyye yoluna karşı büyük bir muhabbeti vardı. Maveraünnehr’e giderek büyük alimlerin sohbet ve derslerine devam etti. Yüksek derecelere ulaştı.

İlk önce Hace Ubeydullah'a daha sonra Semerkand’da bulunan Yeseviyye yolu ileri gelenlerinden İftihar-ı Şeyh’e talebe oldu. Bir müddet sonra da Emir Abdullah Belhi’nin sohbetinde bulundu.

Bir ara Keşmir’e gidip Baba Vali’nin sohbetine devam etti. Baba Vali’nin vefatından sonra bir hoca aramaya başladı.

Hacegi İmkenegi, onu tasavvufta yetiştirip, yüksek derecelere kavuşturdu.

İcazet aldıktan sonra, onun emriyle Hindistan’a gidip, bir sene Lahor’da kaldı. Sonra Delhi’ye gidip, vefatına kadar orada kaldı. İnsanlara doğru yolu anlattı.

Yetiştirdiği büyüklerin başında, kendisinden sonra halifesi olan İmamı Rabbani Ahmed Faruki Serhendi gelir.

1603 yılında 40 yaşında Delhi’de vefat etti. Türbesi, Kutabrol denilen yerdedir.

ESERLERİ:

1.Külliyat-ı Bakibillah: Bir kitap halinde toplanmıştır.
2.Mektupları: Berekat kitabı içinde yer almaktadır.
3.Ruba’iyyat: Bu eserini İmamı Rabbani hazretleri, Şerh-i Rubaiyyat adıyla şerh etmiştir.





HAKKINDA YAZILANLAR

Muhammed Bakibillah'ın hayatı Berekat, Hadarat-ül-Kuds ve Külliyat-ı Bakibillah kitaplarında anlatılmaktadır.




Muhammed Bakibillah'ın Altıncı Mektubu

Muhammed Bakibillah'ın mektuplarından kırk bir tanesi, Zübdet-ül-Makamat kitabının sonuna ilave edilmiştir. Mektuplarından altıncısını Şeyh Taceddin’e göndermiştir. Bu mektubundan bir bölüm:

“Devamlı abdestli bulunmak; helal yemeye dikkat etmek, bütün günahlardan, gıybetten, söz taşıyıcılıktan, mümini aşağılamaktan, Müslümana düşman olmaktan, kin tutmaktan, eli altında olanlara kızmaktan ve sert davranmaktan sakınmak lazımdır. Bizim yolumuzun esası budur. Bunlarsız iş sağlam olmaz. Ama bu sayılanlarda arada bir gevşeklik olursa, bu işi, yani büyüklerin verdiği vazifeleri ve o yolun icablarını terk etmemeli, aksine tövbe ve istigfar etmeli, aldığı ve yapmakta olduğu vazifelere daha sıkı sarılmalıdır ki; “Muhakkak ki sevaplar, günahları götürür” mealindeki ayet-i kerimesinin sırrı ortaya çıksın. Doğru yolda bulunanlara selam olsun!”




Muhammed Bakibillah'ın Sözleri

Oruç tutmak, Allahu Teala’nın sıfatıyla sıfatlanmaktır. Zira Allahu Teala, yemekten ve içmekten münezzehtir.

Müslümanlık; yapmak, yaşamak, ahkam-ı ilahiyeyi yerine getirmek demektir.






www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)