Muizzüddin Aybek
İlk Memluk Sultanı


asker, siyaset adamı


Muizzüddin Aybeg




Memluk Devleti'nin Kuruluşu

Memluk, Arapça’da beyaz köle demektir.

Memluk Devleti, 1250-1517 yılları arasında Mısır ve Suriye’de hüküm sürdü.

Memluk adı verilen köleler, hükümdarların muhafız birliklerine bağlıydı. Zamanla yetenekleri sayesinde bulundukları devletlerde idari kadroyu ele geçirdiler.

İslam tarihinde ilk defa memluk (beyaz köle) edinenler Abbasi halifeleri oldu. Abbasi ordusundaki Türk memluklerin sayısı kısa bir sürede 35 bine ulaştı. Bu Türk askerleri sayesinde Abbasiler, dış tehlikelere başarıyla karşı koydu.

Tolunoğulları ve İhşidiler devletlerinde de önemli bir yer tutan memluk kuvvetlerinin sayısı bilhassa Eyyubiler döneminde arttı.

Bu dönemde memluklerin eğitimi için iki kışla oluşturuldu. Kışlalardan biri Melik Salih Necmeddin tarafından Kahire’de, Nil Nehri üzerinde bulunan Ravda adasında kuruldu. Burada Kıpçak Türkü olan memlukler eğitim gördü. Kışlaları deniz ortasında olduğu için Memalik-i Bahriye (Deniz Köleleri) veya Memalik-i Türkiye adı ile anıldı.

İkinci kışla ise daha sonra Memluk Sultanı Melik Mansur Kalavun tarafından yine Kahire’de Kalatül-Cebel denilen kalenin burçlarında kuruldu. Burada eğitim görenler Memalik-i Burciyye adıyla anıldı. Bunlar daha çok Kafkaslar’dan getirilen oldukları için Memalik-i Çerakise diye de anıldı.

Memluk Devleti’ni, Bahri Memlukleri kurduğu halde, daha sonra Burci Memlukleri idareyi ele geçirdi.





BAHRİ MEMLUKLERİ

Devlet yönetiminde yükselen Bahri Memlukleri, Eyyubi Hanedanı’nın zayıf bir anını kollamaya başladı. Son Eyyubi Sultanı Turan Şah, Bahri Memluklerine karşı tavır alınca 1249 yılında öldürüldü.

Yerine eski sultan Melik Necmeddin Salih’in dul karısı Şecerüddürr Sultan ve Memluklerden Muizzüddin Aybek, ordu komutanı tayin edildi.




İlk Memluk Sultanı Muizzüddin Aybek

Bir kaç ay sonra Şecerüddürr, Muizzüddin Aybek’le evlenerek sultanlığı ona devretti.

Böylece bağımsız ilk Memluk Sultanı olarak Muizzüddin Aybek tahta geçti. Dindarlığı, cömertliği ve görüşlerinin isabetliliği ile tanınmaktaydı.

Aybek’in tahta çıktığı sırada Irak’ta Moğol tehlikesi baş gösterdi. Halife, Aybek’ten yardım istedi. Ancak bu sırada Aybek iç isyanlarla meşguldü. Bilhassa Bahri Memlukleri liderlerinden Aktay’ın nüfuzunu gittikçe arttırması Aybek’i korkuttu. Bu sebeple Aybek, fırsatını kollayıp Aktay’ı öldürttü. Bunun üzerine Bahri Memluklerinin büyük kısmı Suriye’ye kaçtı.

Aybek, iç ve dış tehlikelerin hepsini ortadan kaldırıp, düşmanlarına başarıyla karşı koydu. Musul Hakimi Bedreddin Lülü’ün kızı ile nişanlanınca karısı Şecerüddürr tarafından öldürtüldü. Birkaç gün sonra da Şecerüddürr öldürüldü.




Tahta Aybek’in oğlu Sultan Nureddin Ali geçti

Tahta geçen Aybek’in oğlu Sultan Nureddin Ali’nin saltanatı 2 yıl sürdü.




Sultan Nureddin Ali yerine Kutuz sultan ilan edildi

Moğolların Suriye’ye yaklaşması üzerine saltanat naibi Kutuz, Mısır Ayanı ile emirlerin ileri gelenlerini topladı. Sultan Nureddin Ali’in zor durumların adamı olmadığını, ancak herkesin kendisine itaat etmesi halinde Moğollara karşı konulabileceğini söyledi.

Bu sırada Bağdat’ın Moğollar tarafından alındığı ve Abbasi halifesinin öldürüldüğü haberi geldi.

Mısır halkı ve ileri gelen emirler, Kutuz’a saltanat teklif etti. Neticede henüz çocuk olan Sultan Nureddin Ali tahttan indirilerek, Kutuz sultan ilan edildi.

Sultan Kutuz, hazırladığı büyük bir ordu ile Moğolları karşılamak üzere Suriye’ye gitti. 1260 yılında Aynı Calut denen ve vaktiyle Hazreti Davud’un, Calut’u yendiği rivayet edilen yerde iki ordu karşı karşıya geldi. Moğollar, Sultan Kutuz’un kumandası sayesinde yenilgiye uğradı.

Zafer sonunda Şam’a gelen Sultan Kutuz, Habeşistan’dan Fırat kıyılarına kadar olan yerleri hakimiyeti altına aldı. Cihadını, Moğollarla işbirliği yapan Latinlere karşı devam ettirdi.

Sultan Kutuz, Baybars’a tarafından vaadettiği Halep valiliğini vermediği iddiasıyla öldürüldü.




Sultan Kutuz’un yerine Baybars sultan oldu

Sultan Kutuz’un yerine 1260 yılında Baybars sultan oldu. Baybars, Eyyubi Hanedanı’nın iktidardan uzaklaştırılıp, Türk Memluklerinin iktidarı ele geçirmelerinde birinci derecede etkin oldu.

Sultan Baybars, tahta çıktığında, İlhanlılar ve Haçlılar, Memlukleri tehdit ediyordu. Baybars, 1258’de Hülagu’nun Abbasileri Bağdat’tan çıkarmasına karşılık olarak, Abbasilerden El-Muntansır’ı 1261’de Kahire’de halife ilan etti.

Sultan Baybars, 1265’te Haçlıların elinde bulunan Suriye kıyılarındaki birçok kaleyi aldı. Kilikya Rumları ve Ermeniler üzerine de bir ordu gönderdi. Bu seferde Ermenilerin başı esir alındı.

1268 yılında tekrar sefere çıkan Sultan Baybars, Haçlıların son dayanak noktaları olan Antakya’yı alarak, prensliklerini yıktı. Bir yıl sonra da Hicaz’a giderek hac farizasını eda etti. 1270 ve 1271’de düzenlediği yeni seferlerde, Haçlıların son sığınakları olan Askalan ve Kerek kalesini aldıldu.

Sultan Baybars, 1274 yılında Anadolu’ya girdi. Anadolu’yu İlhanlı tahakkümünden kurtarmak üzere, bir kısım Selçuklu Beylerinin davetiyle 1277’de harekete geçti. Elbistan’da İlhanlı ordusunu bozup, Kayseri’ye girdi. Ancak, idare merkezinden fazla uzaklaştığı için Şam’a döndü. Haziran 1277’de kısa bir rahatsızlıktan sonra 54 yaşında vefat etti. Şam’a defnedildi.

Sultan Baybars, Moğol hakimiyetinin Suriye ve Mısır’a taşınmasına kesin şekilde mani olup, Haçlıların iki yüz yıldan fazla süren Ortadoğu işgaline son verdi. Büyük bir kumandan ve devlet adamı olan Baybars, dirayeti sayesinde devletin iç ve dış siyasetini başarı ile yürüttü. Devlet teşkilatında önemli ıslahatlar yaptı.




Baybars’ın yerine oğlu Nasireddin Berke tahta geçti

Baybars’ın ölümü üzerine yerine oğlu Nasireddin Berke geçti. Ancak kısa bir süre sonra emirlerle arası açıldı. Nasireddin Berke 2 yıl sonra kendi isteğiyle tahttan çekildi (1279).

Yerine Baybars’ın diğer oğlu Bedrüddin Sülemiş geçti. Emirlerden Kalavun da saltanat naibi oldu.




Kalavun, Sülemiş’i tahttan indirip sultan oldu

Yeni sultanın küçük yaşta olmasından faydalanan Kalavun, iktidarı ele geçirdi. Kendisine saltanat yolunu açan çalışmalarda bulundu. Sülemiş ve Kalavun adına sikke kesildi ve hutbe okundu. Aynı yılın Kasım ayında ümeranın desteğini alan Kalavun, Sülemiş’i tahttan indirerek, sultanlığını ilan etti.

Kalavun, tahta geçtikten sonra diğer Memluk sultanlarının karşılaştıkları güçlüklerle karşılaştı. İç meselelerini yoluna koyduktan sonra, İlhanlılara karşı Baybars’ın politikasını takip etti. 1280 ve 1281 yılında İlhanlıların Suriye’ye yaptıkları iki seferi bertaraf etti.

Kalavun, 1285 yılına kadar Sungur ile meşgul oldu. Bu yüzden Haçlılarla savaşa girmekten kaçındı ve 10 yıllık bir barış anlaşması yaptı. İşlerini yoluna koyar koymaz, Avrupa’dan yardım alamayan Haçlı kalıntılarını ortadan kaldırmak için harekete geçti. Emir Hüsameddin komutasında bir orduyu Antakya Haçlı Prensliğinin son kalıntılarının toplandığı Lazkiye’ye gönderdi ve 1287 yılı Nisan ayında şehir fethedildi.

1289 yılında Kalavun güçlü bir ordu ile Trablus’u kuşattı ve Nisan ayının sonlarında ele geçirdi. 1290 yılında Akka’ya gelen bir Haçlı grubu, civardaki Müslüman topraklarına hücum edip, bazı tüccarları öldürdüler. Bunun üzerine, Kalavun büyük bir ordu hazırladı. Fakat Kahire’den ayrılmak üzereyken 1290 yılında vefat etti.




Kalavun’un yerine oğlu Eşref Halilgeçti

Kalavun’un vefatından sonra yerine oğlu Eşref Halil geçti. Halil tahta geçer geçmez, Memluklerin isyanı ile karşılaştı ve kısa sürede bastırdı. Babasının Akka’yı Haçlılardan almak için hazırladığı planı uygulamaya girişti.

Sultan Halil, 1291 yılı Nisan ayında ordusu ile Akka’yı kuşattı. Şehir 18 Mayıs’ta fethedildi. Akka’nın düşmesinden sonra Suriye’deki Haçlı kaleleri birer birer ele geçti. Böylece 14 Ağustosta bütün Suriye sahili Haçlılardan temizlendi.

Sultan Eşref Halil, tahta geçtikten sonra, devlet ricaline ve babası zamanında söz sahibi olan ümeraya karşı kötü davrandı. Bunun üzerine, vezirlerden Baydara, Sultan Eşref Halil’i bir av sırasında, işbirliği yaptığı emirlerin yardımıyla 1293 senesi Aralık ayında öldürdü.




Kısa süren saltanatlar

Sultan Halil’in öldürülmesinden sonra sırasıyla tahta geçen Nasıreddin Muhammed, Ketboğa, Laçin ve İkinci Baybars dönemlerinde ülke iç karışıklıklar ve saltanat kavgaları ile büyük tahribata uğradı.




Sultan Nasıreddin Muhammed istikrarı sağladı

1310’da üçüncü defa tahta çıkan Nasıreddin Muhammed 31 yıl devam eden bu saltanatında önce bütün devlet işlerini ele aldı.

Eskiden olduğu gibi ümeranın kendisine tahakküm etmesine izin vermedi. Sultan Muhammed’in üçüncü saltanat devri, Memluk, nizamının olgunlaştığı, hükumet dairelerinin rayına oturduğu, idarede birçok yeniliklerin yapıldığı, bazı büyük memuriyetlerin kaldırılıp, yerine yenilerinin ihdas edildiği bir devirdir.

Sultan Nasıreddin Muhammed, ekonomik kalkınma sağladı. İktisadi gelişmeye bağlı olarak, devletin gelirini de arttırdı. Nasıreddin Muhammed 1341 yılında vefat etti.




Nasıreddin Muhammed’in oğulları ve torunlarının dönemi

Memluk Devleti, Nasıreddin Muhammed’in oğulları ve torunlarının dönemi olarak isimlendirilen yeni bir devreye girdi.

Bahri Memluklerin çöküşüne ve Burci Memluklerin kuruluşuna kadar devam eden bu devrenin en bariz vasfı, Sultan Nasıreddin’in oğlu ve torunlarından sultan olanların çoğunun çocuk olmalarıdır.

Bu yüzden ümeranın nüfuzu yeniden arttı. Sultanlar sık sık değiştirildi. 13 sultanın başa geçtiği bu dönemde, Suriye ve Mısır’da büyük veba salgını oldu. Hergün binlerce kişi öldüğü için toprağı işleyecek kimse kalmadı.

Kudretli bir şahsiyet olan Sultan Berkuk ile iktidar, Bahri Memluklerinden, Burci Memluklerine geçti.

Sultan Berkuk, Çerkezlerden bir topluluğun başına geçerek kuvvetlendi. Sultan Selahaddin’i 1382 yılında tahttan indirip, Bahri Memlukleri devrine son verdi.






Burci Memlukleri

Hanedan olarak Mısır Memlukleri tarihinin ikinci kısmını Burci Memlukleri teşkil eder.

Çerkez asıllı olan bu hanedan, 1382’den 1517’ye kadar Mısır’a hakim oldu. Bu sultanlar, dil ve kültür bakımından tamamen Türkleşmiş oldukları için, devlet Türk karakterini muhafaza etti.

Sultan Berkuk, Memlukleri merkeziyetçi bir idare altında topladı. Sultan Berkuk, 1399 yılında vefat etti.

Sultan Berkuk'un yerine oğlu Ferec geçti

Sultan Berkuk, 1399 yılında vefat edince yerine oğlu Ferec geçti.

Sultan Ferec devrinde iç karışıklıkların çıkmasından istifade eden Hıristiyanlar harekete geçti. Buna Suriye’deki iç karışıklıklar da eklendi.

Sultan Ferec 1412 yılında asiler tarafından öldürüldü.




Seyfeddin Şeyh Memluk tahtına çıktı

Halife-el-Musta sultan ilan edildi ama iktidarda tutunamadı. Çok geçmeden Seyfeddin Şeyh, Memluk tahtına çıktı.

Seyfeddin Şeyh zamanında nisbi bir sükunet sağlandı. Birçok tesisler inşa edildi. Seyfeddin Şeyh ölünce, yerine oğlu Ahmed geçti ise de atabegi Tatar, idareyi ele geçirdi. Fakat Tatar'ın da saltanatı uzun sürmeyip, kısa bir müddet sonra öldü.

Tatar'ın vefatından sonra sultan ilan edilen oğlu Muhammed ise, vasisi Barsbay tarafından tahttan indirildi.




Sultan Barsbay dönemi

Memluk sultanlığı tarihinde büyük ün yapan Sultan Barsbay, 16 senelik saltanatında istikrarı temin etti.

Suriye ve Mısır’da Müslümanların faydasına tedbirler aldı. Huzurda yer öpmek geleneğini kaldırdı.

1425 yılında Kıbrıs’a gönderdiği donanma ile Kral Vanas’ı yenerek esir aldı ve kefaletle serbest bıraktı.

Kral kendisine tabi olarak her sene vergi ödedi. Ticareti geliştirmek hususunda tedbirler aldı.

Barsbay, Dulkadiroğulları, Ramazanoğulları ve Akkoyunlular'la da mücadele etti.

1438 yılında vefat etti.




Çakmak sultan oldu

Barsbay ölünce yerine oğlu Yusuf geçti. Ancak atabegi Çakmak idareyi ele geçirdi.

16 yıl tahtta kalan Çakmak, Barsbay'ın siyasetini devam ettirdi.

1442’de Kıbrıs ve Rodos’a donanmalar gönderdi.

Osmanlılar ve Karamanoğulları ile dostane münasebetler kurdu.

Vefat edince yerine oğlu Osman geçti.

Osman’ın çok kısa süren saltanatından sonra iktidara Seyfeddin İnal geçti.

İnal, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul fetihnamesi gelince, büyük törenler yaptırdı.

Karamanlılar üzerine ordu göndererek, Karaman’ı yağmalattı. Uzun Hasan’a karşı tedbirler aldı.

Kıbrıs’la ilgilenip, Lefkoşa’yı ele geçirdi.




Hoşkadem idareyi ele aldı

1461 yılında ölümü ile yerine oğlu Ahmet geçti. Fakat, idareyi atabegi Hoşkadem ele aldı. Hoşkadem ilk iş olarak, isyan eden Şam ve Cidde valileriyle uğraştı.

Osmanlılara karşı düşmanca siyaset uyguladı.

Uzun Hasan’ı ve Karamanoğlu İshak Bey’i desteklediği gibi Dulkadıroğulları ile Fatih aleyhinde işbirliği yaptı.

Kendisinden sonra tahta geçen Atabeg İlbay ve Temurboğa birkaç ay saltanat sürdüler.




Memluk tahtına Kayıtbay çıktı

1468 yılında Memluk tahtına çıkan Kayıtbay, icraatçı hükümdarlardandı.

Osmanlılarla rekabeti sürdüren Kayıtbay, Sultan Beyazıt Han'la taht mücadelesine girişen Cem Sultan’ı kabul ederek, Osmanlı ülkesine yollamamakla iki devlet arasında savaş çıkmasına sebep oldu.

1485-1491 seneleri arasında Çukurova’da yapılan muharebelerde, iki taraf da önemli derecede yıprandı. Neticede Çukurova’nın gelirinin Mekke ve Medine’ye bırakılması şartı ile anlaşma yapıldı.

Kayıtbay, 1496 yılında vefat etti.




Kayıtbay'ın yerine oğlu Muhammed geçti

Kayıtbay'ın yerine geçen oğlu Muhammed, ancak 2 yıl tahtta kalabildi. Emirlerle ihtilafa düştüğü için öldürüldü.

Muhammed’den sonra Kansuh ve Canbulat tahta geçti.




Kansu Gavri sultan oldu


Bunlardan sonra Kayıtbay’ın yetiştirmelerinden Şam valisi Kansu Gavri sultan oldu.

İktidara geçtiği zaman altmış yaşını geçmiş bulunan Kansu Gavri, kudretli ve dirayetli biri olduğunu hemen ispatladı. Önce Kahire’de nizam ve istikrarı tesis ederek ümeranın büyüklerinden güvendiği kişileri idari kadrolara getirdi. Daha sonra devlet hazinesinin iflas durumundan kurtarılması için tedbirler aldı.

Kansu Gavri’nin zamanında Memlukler, Rumeli ve Anadolu’da devamlı genişleyen Osmanlı Devleti ile Suriye hududundan komşu oldular.

Bu sırada İran’a hakim olan Şah İsmail, şiiliği yaymak suretiyle Yakındoğu’yu ele geçirmeye çalışıyordu.

Yine Kansu Gavri devrinde, İspanya’daki Endülüs Müslümanlarının hakim olduğu Gırnata, Hıristiyanların eline geçti. Müslümanlar zor duruma düştü.

Mısır’ın iktisadi durumuyla yakın alakası bulunan Hind ticaret yolu, Portekizliler tarafından tehdit edilmeye başlandı. Hindistan kıyıları Portekizlilerin eline geçti.

Portekiz genel valisi Hürmüz’ü alarak Basra Körfezi'ni kapattı. Kansu Gavri, Osmanlı Sultanı İkinci Beyazıt'tan yardım istedi. Osmanlı gereken yardımı yaptı.

Buna rağmen Kansu Gavri'nin İran Şahı Şah İsmail’le yakın münasebet kurması, Osmanlılarla arasının açılmasına yol açtı.

Yavuz Sultan Selim Han, Şah İsmail’i ortadan kaldırmak için ikinci Doğu Seferine çıkarken, Veziriazam Sinan Paşa’yı 40 bin kişilik bir kuvvetle Safeviler üzerine göndermişti.

Ancak Sinan Paşa’ya Diyarbakır’a giderken Fırat’ı geçmek için Memlukler tarafından müsaade verilmemesi ve Kansu Gavri’nin elli bin kişilik bir kuvvetle Halep’e gelmesi harp sebebi sayıldı.

Mercidabık’ta yapılan muharebede Memlukler kısa bir sürede mağlup oldu.

Kansu Gavri’nin muharebeden sonra kayboldu.




Kansu Gavri’den sonra Memluk tahtına Tomanbay geçti

Kansu Gavri’nin muharebeden sonra kaybolmasıyla Memluk tahtına Tomanbay geçti.

Halep, Hama, Humus ve Şam’ı alan Yavuz Sultan Selim Han, Tomanbay’a bir name göndererek, kendisine tabi olması şartıyla Gazze’den itibaren güneyde kalan toprakları Memluklara bırakacağını bildirdi. Tomanbay bu teklifi kabul etmedi.

23 Ocak 1517 tarihinde Ridaniye’de Yavuz Sultan Selim Han’ın taarruzuna karşı koyamayarak mağlup oldu.

Kahire ve Sait'te mücadelesini devam ettirdi. Bilahare yakalanarak idam edildi.

Böylece 1250 yılında kurulan ve 267 sene süren Mısır Memluk Sultanlığı sona erdi.

Halifelikle beraber mukaddes yerlerin himayesi de Osmanlıların eline geçti.




Memluk yönetiminin yapısı

Memlukler, sultanın kendi kölelerinin, idarenin en üst kademesinde yer aldığı karışık bir hiyerarşik sisteme sahipti. İktidarın bünyesindeki başarı için gulam sistemi esastı. Çünkü eski Memluklerin oğulları da dahil olmak üzere hür unsurlar orduda ikinci derecede bir yer teşkil ediyorlardı.

Saltanatın istikrarsızlığı sebebiyle, hükümdarların kolayca değiştirilmelerinden anlaşıldığı üzere, sultanın mutlak iktidarı büyük emirler ve bürokrasi tarafından denetleniyordu. Meseleler divanda görüşülüp, karara bağlanırdı. Memluklerin asker ihtiyacı Kafkasya’dan ve Kıpçak bozkırlarından karşılanırdı.

Sultan ve kumandanların idaresindeki Memluklü ordusu, muharib olmasından, sevk ve idaresindeki mükemmelliğinden Haçlı ve Moğol saldırılarını bölgeden uzaklaştırmakla, İslam ülkelerini büyük tehlikelerden ve tahriplerden korumuşlardır.

Memlukler, Eyyubilerin siyasetlerini devam ettirdiler.




Memlukler'in kültür ve sanat hizmetleri

Memlukler, resmi yazışmalarda Arapçayı kullandılar.

Ordu ve sarayın konuşma dili Kıpçak Türkçesi olup, Oğuz Türkçesi de geçerliydi.

Kültür bakımından gelişmiş olan Memlukler, Mısır’da pek parlak bir medeniyet devresi açtılar.

Memlukler devrinde, Mısır ve Suriye’de büyük binalar yapıldı. İdareci, kumandan ve bu arada bazı esnaf cemaatleri büyük şehirlerde camiler yaptırdılar. Kahire’deki Baybars, Kalavun, Muhammed Nasır, Sultan Hasan, Berkuk, Müeyyed, Kayıtbay Ulu camileri ve Trablus, Şam, Haleb eyaletleri camileri ile Kahire, Haleb, Şam ve Birecik kaleleri bunların belli başlılarıdır. Devlet memuru ihtiyaçlarını karşılamak üzere, Kahire’de mektep açmışlardır. Burada tahsilini tamamlayanlar, mülki ve askeri memur olarak vazifeye tayin edilirlerdi.

Bahri Memlukleri

Muizzüddin Aybek 1250
Nureddin Ali 1257
Seyfeddin Kutuz 1259
Birinci Baybars 1260
Nasıreddin Berke 1277
Bedreddin Sülemiş 1279
Seyfeddin Kalavun 1279
Eşref Halil 1290
Nasıreddin Birinci Muhammed 1293
Zeyneddin Ketboğa 1294
Hüsameddin Laçin 1297
Nasıreddin I. Muhammed (2. defa) 1299
Rükneddin İkinci Baybars 1309
Nasıreddin I. Muhammed (3. defa) 1310
Seyfeddin Ebu Bekr 1341
Alaeddin Kiçik 1341
Şihabeddin Ahmed 1342
İmadeddin İsmail 1342
Seyfeddin Birinci Şaban 1345
Seyfeddin Hacı 1346
Nasıreddin Hasan 1347
Selahaddin Salih 1351
Nasıreddin Hasan (2. defa) 1354
Selahaddin İkinci Muhammed 1361
Nasıreddin İkinci Şaban 1363
Alaeddin Ali 1377
Selahaddin İkinci Hacı 1381



Burci Memlukleri

Seyfeddin Berkuk 1383
Muzaffer İkinci Hacı 1389
Seyfeddin Berkuk (2. defa) 1390
Nasıreddin Ferec 1399
İzzeddin Abdülaziz 1405
Nasıreddin Ferec (2. defa) 1406
Melik-ül-Adl-el-Musta’in 1412
Seyfeddin Şeyh 1412
Şihabeddin Ahmed 1421
Seyfeddin Tatar 1421
Nasıreddin Muhammed 1422
Seyfeddin Barsbay 1422
Cemaleddin Yusuf 1438
Seyfeddin Çakmak 1438
Fahreddin Osman 1453
Seyfeddin İnal 1453
Şihabeddin Ahmed 1462
Seyfeddin İlbay 1467
Timur Buğa 1467
Seyfeddin Kayıtbay 1468
Nasıreddin Muhammed 1496
Birinci Kansu 1498
Ebü’n-Nasr Canbulat 1500
Seyfeddin Tumanbay 1501
Seyfeddin Kansu (Gavri) 1501
İkinci Tomanbay 1516

Osmanlı fütühatı 1517



www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)