Molla Fenari
müderris, şeyhülislam


İlk Osmanlı Şeyhülislamı



Asıl adı Fenari Şemseddin Mehmed'dir. Molla Fenârî, Osmanlıların ilk Şeyhülislamıdır. Yüzden fazla eser yazmış bir bilim adamıdır.Babasının adı Hızır’dır.

1350 yılında doğdu. Nerede doğduğu kesin olarak belli değildir. İlk öğrenimini bitirdikten sonra döneminin en büyük bilginleri olan Alâeddin Esved ve Cemaleddin Aksarayî’den ders aldı. Din bilgilerini öğrendikten sonra diğer bilimler alanında da çalıştı. Özellikle astronomi ile matematik alanında kendisini yetiştirdi.

Molla Fenârî daha sonra medreselerde müderrislik yaptı. Bursa, Hicaz ve Mısır’da çeşitli medreselerde dersler okuttu. Bilgi alanında ünü yayılmaya başladı.

Çelebi Sultan Mehmet onu Bursa’ya çağırdı. II. Murat, onun bilim alanındaki gücünü takdir ederek 1424 yılında Osmanlılarda ilk defa Şeyhülislamlık görevine getirdi. Altı yıl kadar bu görevi yürüttü. Sonra Hicaz’a gitti. Dönüşte Bursa’da 1430 yılında öldü.

Fenârî Şemseddin, zamanının en güçlü ve büyük bilginlerindendi. Faziletli, sağlam karakterli, yüksek ahlaklı üstün bir insandı. Hayatı kitaplar arasında geçti. Kütüphanesine 10 bin cilt eser vardı.

1431 yılında vefat etti.

ESERLERİ:

Molla Fenari hazretlerinin eserlerinden bazıları şunlardır:

1) Ayn-ül-Ayan: Fatiha suresinin tefsiridir.
2) Füsul-ül Bedayi’ fi Usul-is-Şerayi’: Fıkıh usulüne dair olup, otuz senede tamamlanmıştır.
3) İsaguci Şerhi: Mantık ilmine dair çok kıymetli şerhtir. Bu mantık kitabını; birgün sabahleyin başlamış güneş batarken bir günde bitirmiştir. Eser Osmanlı medreselerinde uzun zaman ders kitabı olarak okutulmuştur.
4) Enmuzec-ül-Ulum: Yüze yakın ilme ait meseleleri ihtiva eden ansiklopedik bir eserdir. Bu eser oğlu Muhammed Şah tarafından şerhedilmiştir.
5) Feraiz-i Siraciyye Şerhi.
6) Şerh-i Mevakıf üzerine Ta’likat.
7) Esas-üt-Tasrif.
8) Risaletün fi Menakıb-iş-Şeyh Behaüddin-i Nakşibend.
9) Şerhu Fevaid-il-Gıyasiyye.
10) Şerh-ul-Misbah.
11) Haşiyetün ala Şerhay-is-Seyyid ves-Sa’d lil Miftah.
12) Uveysat-ül-Efkar fi İhtiyari ülil-Ebsar: Akli ilimlere dair olup, fen ilimlerinde zor problemlerin çözüm şekillerine karşı itirazları inceler.
13) Mukaddimet-üs-Salat.





HAKKINDA YAZILANLAR

Molla Fenari Hakkında

Osmanlı Devletinin ilk şeyhülislamı. Adı Muhammed, lakabı Şemseddin olup, babasının ismi Hamza’dır. 1350 (H. 751) senesi Safer ayında Fenar köyünde doğdu. Bu köyde doğduğundan veya babasının fenercilik sanatıyla meşgul olmasından fenari nisbesiyle meşhur oldu. Ömrünü dinine ve devletine hizmetle geçirip, 1431 (H.834) senesi Receb ayında Bursa’da vefat etti. Kabri Bursa’da, Keşiş Dağı eteğindeki Maksem adı verilen semtte yaptırdığı mescidin yanındadır. Caminin yanında bir medresesi ve pekçok hayır eseri vardır.

Molla Fenari, akli ve nakli ilimlerde zamanın bir tanesiydi. Alaeddin-i Esved’den, Cemaleddin Aksarayi’den ve Mısır’da Ekmeleddini Baberti’den ilim tahsil etti. Babasından ve Somuncu Baba diye meşhur, büyük evliya Şeyh Hamideddini Kayseri’den de tasavvuf marifetlerini elde etti. Din ilimleri yanında, fizik, matematik, astronomi ve diğer fen ilimlerinde de üstün bir dereceye yükseldi. Tahsilini tamamladıktan sonra Anadolu’ya dönerek, Bursa’ya yerleşti.

Sultan Yıldırım Beyazıt ve Çelebi Sultan Mehmet Han zamanında Bursa’da çok talebe okutup binlerce alim yetşitirdi. Adı ve şöhreti her tarafa yayıldı. Sultanlar, kumandanlar ve büyük alimler kendisine hürmet ve itibar gösterdiler. İlim ve irfan talep edenler, her taraftan koşarak gelip, onun derslerine devam ettiler. Molla Fenari rahmetullahi aleyh ders okutma yanında fetva işlerini ve Bursa Kadılığını da yürüttü.

Molla Fenari bir ara Bursa’dan Konya’ya gitti. Karaman Beyi ona çok ihsan ve iltifatlarda bulundu. Ders okutması için ricada bulundu. Bir müddet orada ders verip, Yakub-i Asfar ve Yakub-i Esved gibi, ilimde yüksek derecelere ulaşan talebeler yetiştirdi.

Molla Fenari 1419 (H. 822) yılında bir defa Hicaz’a gidip hac yaptı. Hacdan dönerken Mısır Sultanı Melik Müeyyed, memleketinde kalarak ders vermesini rica etti. Bir müddet kalıp birçok ulema ve evliya ile sohbet, ilmi müzakere ve fikir alış verişinde bulundu. Bu yolculuğu esnasında Kudüs-i şerifi ziyaret etti; daha sonra Çelebi Sultan Mehmet Hanın daveti üzerine Bursa’ya geldi. Bu haccında Medine-i münevveredeyken orada vefat eden büyük veli Şah-ı Nakşibend’in halifesi Muhammed Parisa’nın cenaze namazında bulundu.

Sultan İkinci Murad Hanın iltifat ve teveccühlerine kavuştu. Sultan onu, müftilik ve kadılık makamının en yüksek derecesi olan Şeyhülislamlık vazifesine tayin etti. Padişah’ın her hususta en has müşaviri oldu. Herkesin hürmet ve takdirini kazandı.

Molla Fenari hazretleri Bursa’da ilim öğretme yanında kazzazlık (ipekçilik) yaparak nafakasını temin etmeye çalıştı ve kazancı ile çok hayrat ve hasenatta bulundu. Kale’de, Manastır Mahallesinde ve Debbağlar semtindeki mescitler yanında, Pınarbaşı’ndaki Darülhadis onun yaptırdığı eserlerdendir. Kudüs’te bir medrese satın alıp masraflarını Anadolu’da yaptığı vakıfların gelirinden karşılamıştır.

Molla Fenari, Bursa’da inşa ettirilen Ulu Caminin açılışında bulundu. Caminin açılışında ilk Cuma hutbesini okuyan hocası Hamidüddin-i Kayseri’nin dua ve iltifatına kavuştu.

Molla Fenari, İskendername’yi nazm eden Mevlana Ahmedi ve tıp ilminde Şifa kitabının sahibi tabib Hacı Paşa ile birlikte Mısır’da Ekmeleddin-i Baberti’nin huzurunda ders arkadaşıydılar. Birgün evliyadan birini ziyarete gitmişlerdi. O zat onlara bakıp, Mevlana Ahmedi’ye; “Sen vaktini şiire harcarsın.” Hacı Paşaya; “Sen ömrünü tıpta harcarsın.” Molla Fenari’ye de; “Sen de ömrünü din yolunda harcar ilim ve takvayı birlikte bulundurursun.” buyurdu. Gerçekten buyurduğu gibi oldu.

Molla Fenari, Karaman Bey’inin kızı Gül Hatunla evlenmiş olup, iki oğlu iki kızı olmuştur. İki oğlu da kendisi gibi alim olarak yetişmişler, onlar da Bursa’da kadılık yapmışlardır. Onun soyundan gelen Ali bin Yusuf İstanbul-Aksaray’da Vatan Caddesindeki kiliseyi cami yapmıştır. İsa Efendi camiye çok vakıf yaptığından,Fenari İsa Mescidi denilmiştir. Bu zat Bursa’da kadı iken 1497 yılında vefat etmiştir. Ahfadından (torunlarından) Muhyiddin bin Muhammed Fenari, Osmanlı Devletinin on üçüncü şeyhülislamı olmuştur. O da Beykoz’a bağlı Dereseki köyünde ve Rumeli Hisarında birer mescit yaptırmış, 1547 yılında vefat etmiştir. Kabri Eyyüpsultan’dadır.

Büyük alim Şemseddin-i Fenari’nin gözlerine ömrünün sonuna doğru perde gelip görmez oldu. Bir gece Peygamber efendimizi rüyasında gördüğünde, Resulullah efendimiz; “Taha suresini tefsir eyle.” buyurunca; “Yüksek huzurunuzda Kur’an-ı Kerim’i tefsir etmeye gücüm olmadığı gibi, gözüm de görmüyor.” diye cevap verdi. Peygamber efendimiz bir parça kumaşı gözlerinin üzerine koymuş, uyanınca Fenari’nin gözleri açılmış ve kumaş parçasını gözlerinin üzerinde bulmuştu. Bu halin şükrünü yapabilmek için ikinci defa çok yaşlı olmasına rağmen hacca gitti. Dönüşünde 1431 yılında vefat etti. Vefatında çok mal, para ve on bin ciltten fazla, kıymetli kitap bırakmıştı.





www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)