İbrahim Havvas
mutasavvıf



9. Yüzyıl'da Bağdat’ta doğdu. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

İsmi, İbrahim bin İsmail el Havvas olup, künyesi Ebu İshak’tır.

Tevekkül edenlerin, her işinde Allahu Teala’ya güvenenlerin reisi diye anıldı. Havvas “hurma yaprağından zenbil dokuyucu” demektir.

Cüneydi Bağdadi'nin ilim meclislerinde yükseldi. İnsanlara İslamiyet’in emir ve yasaklarını anlattı.

İbrahim Havvas'ın seferleri meşhurdur. Defalarca Mekke’ye ve Medine’ye giderek hac vazifesini yerine getirdi. Sevgili Peygamberimizin kabrini ziyaret etti.

Sefere çıkacağı zaman ve başka zamanlarda yanından iğne, iplik, makas ve su kabını eksik etmezdi.

Ebu Cafer Huldi ve Sürvan-ı Kebir onun huzurunda yetişen kimselerdendir.

903 (H.291) yılında Rey Camii'nde vefat etti.







İbrahim Havvas ve Rum kayserinin kızı Tanasya

Bu öykü, İslam Gemici tarafından senaryolaştırıldı ve TGRT-İFPAŞ tarafından radyo oyunu ve sinema filmi olarak yayınlandı.

Bir defasında hacca gitmeye niyet ederek yola çıkmıştı. Kabe tarafına gitmek istediyse de gayri ihtiyari olarak ters istikamete doğru gidiyordu. En sonunda İstanbul tarafına gitmeye karar verdi.

İstanbul’a girdiği zaman yüksek bir köşk ve kapısı önünde toplanmış insanlar gördü. Yaklaşarak, “Niçin toplandınız?” diye sordu. Onlar da Rum Kayseri’nin kızı delirmiş, çare bulmak için doktorları topladı” dediler.

İbrahim Havvas, “Bunda bir hikmet vardır” deyip içeri girdi. Odada Kayser’in kızını gördü.

Kız; “Ey İbrahim-i Havvas! Hoş geldiniz” dedi.

İbrahim Havvas hayret ederek;
- Beni nereden tanıyorsunuz?”
- Canımı canana teslim etmek istedim ve Hak Teala’dan sevdiği bir kulunu yanımda bulundurmasını niyaz ettim. Üzülme yarın İbrahim Havvas dostum sana gönderilir buyruldu.

- Peki hastalığınız nedir?
- Bir gece dışarı çıkıp, ibret nazarı ile gökyüzüne baktım. Allahu Teala hazretleri beni benden aldı. Kendimden geçtim. «La ilahe illallah Muhammedün Resulullah» kelimesi dilime, manası kalbime geldi. Bu kelimeyi dilimden düşürmez oldum. Bu sebepten halime delilik, bana da deli dediler.

- Bizim diyara gelmek ister misin?
- Sizin diyarda ne vardır?
- Mekke, Medine, Beytülmukaddes oradadır.

Kız; “Sağ tarafına bak” dedi. İbrahim Havvas baktığı zaman bir düzlükte Mekke, Medine ve Beytülmukaddes karşısında duruyor gördü.

Az sonra İbrahim Havvas’a; “Vakit yaklaştı, istek ve arzu haddi aştı” dedi ve kelime-i şehadet getirip ruhunu teslim etti.






SÖZLERİ

“Esas alim, ilmi ile amel edendir.”

“Kalbin ilacı beştir: Kur’an-ı Kerim okumak ve Kur’an-ı Kerime bakmak, mideyi boş tutmak, gece kalkıp ibadet etmek, seher vaktinde ağlayıp sızlamak ve iyilerle beraber bulunmaktır.”

“Bir Müslüman, Allahu Teala’nın emir ve yasaklarına ne kadar dikkat edip tatbik ediyorsa, Allahu Teala’ da onu o derece aziz eder. Diğer Müslümanların kalbine de onun sevgisini verir.”

“Sadık kimseyi ya üzerine farz olan bir ibadeti yaparken veya nafile bir ibadetle meşgul olurken görürsün. Bunun dışında başka bir halde görmezsin.”

“Bir kimse, baş olma sevdasına kapılırsa, artık ibadetten, ihlastan sıyrıldı, demektir.”





www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)