Mehmet Emin Tokadi
mutasavvıf


katip, hattat



İsmi, Mehmet Emin bin Hasan Ömer Nakkaş Tokadi’dir. Aziz Mahmud Urmevi dervişlerinden bir zatın oğludur.

Lakabı Cemaleddin, künyesi Ebü’l-Emane ve Ebu Mansur’dur.

1664 (H. 1075)te Tokat’ta doğdu.

İlim tahsiline memleketinde başladı. Sonra İstanbul’a geldi. Şeyhülislam Mirzazade Şeyh Muhammed Efendi'den uzun süre ders aldı. Yedikuleli hattat Abdullah Efendi'den hat dersleri aldı. Değişik hat çeşitlerinde maharet sahibi oldu.

Reisülküttab makamının yazı işlerinde, katiblik vazifesi aldı. Bu arada talebelere ders verdi. Etrafında pekçok talebe toplandı. Ali İzzet Paşa ve Yeğen Mehmet Paşa gibi meşhur zatlar da derslerine devam ederlerdi.

Bir süre katiplik yaptığı Edirne’den hacca gitmek üzere ayrıldı. Ayrılırken kendisiyle görüşen Kasabzade Şeyh Muhammed Efendi Mekke’ye varınca büyük veli Ahmed Yekdest Cüryani’nin sohbetine gitmesini tavsiye etti.

1702’de Mekke’ye gidince ilk günü Kabe’yi tavaf ve ziyaretle geçirdi. Ertesi gün sabah namazını kıldıktan sonra bir zatın, harem-i şerifte sohbet ettiğini gördü. Sohbetten sonra dinlediği zat; “Hoş geldin Emin Efendi” dedi. Bu zat Ahmed Yekdest idi. Böylece asıl hocasına kavuştu. 3 yıl derslerine ve sohbetlerine devam etti.

Sonra İstanbul’a döndü. İstanbul’da 5 yıl talebelerine ders verdi. Daha sonra Ahmed Yekdest'in talebesi Muhammed Kumul Efendi ile birlikte vazifeli olarak Kudüs’e gitti. Bu seyahati sırasında hadis alimlerinden Ahmet Nahli Mekki’den, hadis ilminde icazet aldı. Kudüs’te bir sene kaldıktan sonra Mekke’ye gitti. Muhammed Kumul Efendi, Mekke su yollarının tamiri vazifesini yürüttü. Mehmet Emin Efendi de katiplik yaptı. Birlikte Medine’ye giderek, Darüsseade ağası Hacı Beşir Ağa ile tanıştılar.

1717 yılında Hicaz’dan İstanbul’a dönünce, bir süre Eyüp Sultan hazretlerinin türbesinde türbedarlık yaptı. Daha sonra Peygamber Efendimiz'in türbesinde hizmet etme vazifesi verildi.

Bu hizmetlerinden sonra İstanbul’a dönüp ilim öğretmekle meşgul oldu. Bir çok alim yetiştirdi. Müstakimzade Süleyman Sadeddin Efendi ve Seyyid Yahya Efendi talebelerinin meşhurlarındandır.

İsmail Hakkı Bursevi, talebelerinden İvaz Mehmet Paşa, Yeğen Mehmet Paşa ve El-Hac Ahmed Paşa'yı, ona gönderip tasavvufta yetiştirmesini istedi. Bunlardan Sultan Birinci Mahmut Han’ın sadrazamı olan Yeğen Mehmet Paşa, çeşitli devlet hizmetlerinde bulundu. 1737 yılında Avusturya (Nemçe) Seferi'ne iştirak etti.

1745 yılında İstanbul’da vefat etti.

Cenazesini talebelerinden Baklalı Camii İmamı El-Hac Muhammed Efendi yıkadı. Cenaze namazı Fatih Camii’nde kılındı. Evinin yakınında bulunan Soğukkuyu-Piri Paşa Medresesi yanındaki kabristana defnedildi. Unkapanı’nda Zeyrek Yokuşu'ndadır.

ESERLERİ:

İrşad-üs-Salihin
Risalet-ül-Etvar
Şerh-i Kaside-i Askalani
Sual-Cevab
Metali-ül-Meserrat Tercümesi
Savaik-ul-Muhrika Tercümesi
Risale-i Süluk




Mehmet Emin Tokadi'nin Sözleri

“Kişi bu dünyaya geliş sebebini ve bundan maksadın Allahu Teala’ya kulluk yapmak olduğunu bilmelidir. Can bedende iken marifetullahı isteyip, dünya ve ahiret saadetine mazhar olmalıdır.”

“Dünya dostu, mal dostu, güzellik dostu ve diğer şeylerin dostu çoktur. Allah dostu, iksir-i azam (her derde deva) gibi nadir bulunan çok kıymetli bir şeydir.”

“Bir nefeste iki nimet vardır. Bunun için her nefeste iki şükür lazımdır. Yirmi dört saatin her saatinde bin nefes ve her nefese iki şükür olmak üzere kırk sekiz bin şükür olur. Bir insan bütün işlerini bıraksa, “şükür şükür” diyerek Allahu Teala’ya hamd ve şükretse, yine şükrün hakkını eda edemez. Malum oldu ki, Allahu Teala’ya şükrün binde birini eda edemez.”






www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)