Hilmi Özden
doktor, akademisyen



İlk ve orta öğrenimini Konya ve Eskişehir’de tamamladı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. İki yıl mecburi hizmet ve 16 ay askerlik yaptı. Takiben Sağlık Ocaklarında ve Köy Hizmetleri 14. Bölge Müdürlüğü'nde doktor olarak çalıştı.

1995 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı'nda anatomi doktoru unvanı aldı. 2002 yılında ESOGÜ Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı'nda “Kutadgu Bilig’de Ahlâk Kavramı ve Tıp Etiğine Katkısı” isimli tezini tamamladı.

2005 yılında ESOGÜ tarafından Nottingham Üniversitesine gönderildi ve Dr. Lopa Leach’in yanında angiogenesis üzerine çalıştı. ESTÜDAM (ESOGÜ Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi) müdürü olarak görev yapmaktadır.

Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Felsefe Bölümü'nü de bitirdi. ESOGÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde “Türk Romanında Zorunlu Göç” isimli tezine devam etmektedir.

Anatomi, Tıp Tarihi ve Tıp Etiği üzerine yurt içi ve yurt dışı çalışmaları bulunmaktadır.




iletişim:

E-Posta: [email protected]




ARAŞTIRMA

“Şark-ı Karib Çerkesleri Hukuk Cemiyeti” tüm Kafkasyalılara isnad edilemez
Yazar: Hilmi ÖZDEN
TURAN Dergisi 35. sayı Haziran 2018


Özet:
Çerkes Cemiyetleri, Meşrutiyet genelinde 1908’den itibaren çıkmış kuruluşlardır. Bunlar arasında kıdem bakımından “Çerkes Teavün (yardımlaşma) Cemiyeti” başta gelir. Cemiyet, İzmir ve yöresini işgal altında tutan Yunan ordusunun koruyuculuğu altında kurdurulmuştur. “Kurtuluş Savaşı yıllarında genelde Çerkesler adı verilen Kafkasya göçmenleri arasında baş gösteren bazı ihtilalci hareketler başgöstermiştir. Fakat Kuvva-ı Milliyeyi oluşturan güçlerin büyük kısmının Çerkeslerden meydana geldiği ve Atatürk’ün yakın silah arkadaşlarının bir çoğunun da Çerkes (Kafkasyalı) olduğu unutulmamalıdır”.

Anahtar Kelimeler: “ŞARK-I KARİB ÇERKESLERİ TEMİN-İ HUKUK CEMİYETİ”, KAFKASYA, MİLLÎ MÜCADELE

“COMMUNITIES OF THE NEAR EAST CİRCASSIAN FOR PROVIDE THE LAW”

MUSN’T NOT BE REFERED AT ALL CAUCASIANS

Summary

Circassian societies are organizations that have emerged since 1908 throughout Constitutional Monarchy. Among these, in terms of seniority, “Circassian solidarity (Association of Communities)” comes first. The Society was established under the protection of the Greek army, which kept Izmir and its region under occupation. “In the years of the War of Independence there were some revolutionary movements that started among the Caucasian immigrants, usually called Circassians. However, it should not be forgotten that most of the forces that formed the “Kuvva-ı Milliye” came from the Circassians and that a majority of Atatürk’s close friends of arms were Circassian (Caucasian)”.

Key Words: COMMUNITIES OF THE NEAR EAST CİRCASSIAN FOR PROVIDE THE LAW, CAUCASIA, WAR OF INDEPENDENCE



Çerkes Cemiyetleri, Meşrutiyet genelinde 1908’den itibaren çıkmış kuruluşlardır. Bunlar arasında kıdem bakımından “Çerkes Teavün (yardımlaşma) Cemiyeti” başta gelir. Buna “Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti” de eklenebilir. Çerkes derneklerinin tümü, muhtariyet (özerklik) ve bağımsız yanlısı olmamışlardır. Osmanlı kadrosu içinde kalarak Çerkeslerin daha refahlı bir düzeye ulaşmaları amacını gütmüşlerdir. Örneğin Çerkes Teavün (yardımlaşma) Cemiyeti, “Şark-ı Karib Çerkesleri Temin-i Hukuk Cemiyeti’ne tepki göstermiştir. Aynı tepki bir kısım Abazalardan da gelmiştir. Suriye (Şam) Çerkesleri de bu doğrultuda olmuşlardır. İstanbul’da Fuad Paşa başkanlığında toplanan Çerkes kongresi Mustafa Kemal Paşa’ya bağlılıklarını bildirmiştir.

Mustafa Kemal (Atatürk) 24 Nisan 1920’de TBMM’nin ikinci birleşiminde düşüncelerini şu sözlerle ifade etmiştir: “Çerkesler başlangıçtan beri olağanüstü duyarlı oldular. Herhalde eski çağlardan beri kendi yurtları olan kuzey Kafkasyada bağımsız yaşamak arzusunu duymuşlar ve bunun için çalışmakta bulunmuşlardır… Ve bizimle de içten ilişkilerde bulunmuşlardır. O dereceki kendi canları, kendi varlıklarını Türkiye’nin kurtuluşu, varlık ve bağımsızlığıyla yakından ilişkili görmüşler ve buraya kalplerini bağlamışlardır.” (Berzeg 1985:3). “Şark-ı Karip Çerkesleri Temin-i Hukuk Cemiyeti” (Yakın Doğu Çerkeslerinin Haklarını sağlama Derneği). Bunalım karmaşası içerisinde kendisinden söz ettirmekle beraber kısa ömürlü olmuştur. Cemiyet, İzmir ve yöresini işgal altında tutan Yunan ordusunun koruyuculuğu altında kurdurulmuştur. Kurucuları İzmir’de toplanmış olan çerkes kongresi delegeleri arasından seçilmiştir. (24 Ekim 1921) Bu gelişmelerin Anzavur ve Çerkes Ethem olaylarını kapsayıp kapsamadıkları üzerinde durulabilir. Gerçi isyan hareketlerinin bazılarında cemiyet kurucularının önderlik ettikleri görülmektedir. (Örneğin Düzce isyanının önderi Maan Ali’dir) ne var ki Anzavur ve Ethem eylemlerini cemiyetin ideolojisi açısından ele almak gerçeklere uygun düşmeyecektir. Anzavur’un “Kuvay-i İnzibatiyyesi (ya da Teşkilat-ı Ahmediyesi) İşgalci güçlerin emrinde Anadolu hareketine karşı Padişahın sindirme politikasını temsil etmiştir. Bir Çerkeslik davası sayılamaz. Çerkes Ethem eylemlerine gelince müdafaa-i hukukçular arası bir iç çatışmanın sonucu olmuşlardır. Çerkes Ethemin ve kuvvetlerinin Yunanlılara katılması da cemiyetçe güdülen Çerkes sorununa bağlanamaz. Bir yandan Wilson prensiplerinin uygulanmasını bir yandan da İngiliz-Yunan uyduluğunu istemek cemiyeti çelişki içine itmiştir. Zaten cemiyetin saptadığı politika tüm Çerkeslerce kabul edilmiş değildir. TBMM hükümetine karşıt politikası onu siyasal hayattan silmiştir. (Tunaya 1986, 2 : 607-609) Bu cemiyetle ilgili bir araştırmasında Ufuk Tavkul şu hatırlatmayı yapmaktadır: “Kurtuluş Savaşı yıllarında genelde Çerkesler adı verilen Kafkasya göçmenleri arasında baş gösteren bazı ihtilalci hareketlerin yanı sıra, Kuavva-ı Milliyeyi oluşturan güçlerin büyük kısmının Çerkeslerden meydana geldiği ve Atatürk’ün yakın silah arkadaşlarının bir çoğunun da Çerkes (Kafkasyalı) olduğu unutulmamalıdır. (Tavkul 1994, 8: 14 ) demektedir. Hem Tavkul hem de Şoenu 1923 yılında Manyas ve Gönendeki Kafkasyalı köylerden ondördünün Doğu Anadoluya iskan etmelerini üzücü bulurlar.

1923 yılında Manyas ve Gönen’deki Çerkes köylerinden ondördünün Doğu Anadoluya iskan edilmesi acı bir hadisedir. Bunun bedeli Biga, Manyas ve Gönen havalisinde üç çetenin bulunmasıdır.

Mülazım-ı Evvel Mehmed Ali Çetesi (Manyas’ta)
Kel Aziz Çetesi (Gönen’de)
Kanlı Mustafa Çetesi (Biga’da)
Birinci çete Yörük İsmail Efe veya Çallı Kadir Efe namında çetecilerden (yirmibeş elli kişi) oluşmaktaydı. Çete başı Memed Ali daha önce eşkıya takibatında görevli zabit bir Türk gencidir. 25-50 kişinin yalnız altısının çerkes geri kalanın Türkmen ve Yörük olduğu söylenir.

İkinci Çete: Bayramiç havalisinde Dalyan iskelesinde Türk topraklarına ayak basmış Kel Aziz isminde eski bir şakinin emrindeki 19-30 kişilik bir çete içlerinden ikisi gayri Müslim, ikisi üçü çerkes kalanı Bursa ve İzmir ahalisi. Çetebaşı ile dört çerkes o vilayetlerin çocuğu değil halk tarafından himaye görmemişlerdir.

Üçüncü Çete: Anzavurun oğlu Kadrinin arkadaşları ve Biga’lı meşhur Kanlı Mustafa Çetesi. Anzavur’un çetesinde Çerkes ve Türk bulunurken, Kanlı Mustafa Avanisi kimileri gayri çerkesdir (Türkmen Yörük). Gönen ve Manyas mıntıkasından o günlerde 14 köy yerinden kaldırılarak Doğu Anadoluya iskan edilir. M. Fetkerey Şoenu Anadolu’da isyanların sadece çerkesler tarafından çıkarılmadığını. TBMM’ne sunduğu iki arıza ile de bunu ifade eder. (Şoenu, 1993: 61-72)

Rauf Orbay (Ç’ ince) (1881-1965) başbakan olduğu yılda (2 Mayıs 1923) Manyas, Gönen, Bandırma bölgesindeki yerleşik ondört çerkes köyünün Doğu Anadolu’ya sürgün edilmesi kararnamesini imzalamıştır. Sonradan bu sürgün kararı kaldırılmış, köyler eski yerlerine dönmüşlerdir (Bağ, 2001:23). Rauf Orbay son yıllarında Doğu Anadolu’ya yapılan sürgünden duyduğu pişmanlığı anlatmıştır. Orbay, Lozan anlaşması müzakereleri sırasında Çerkeslere azınlık hakları verilmesine de karşı çıkmıştır. (Aydemir, 1991: 27)

Muhittin Ünal “Kurtuluş Savaşında Çerkeslerin Rolü” araştırmasında adım adım milli mücadelede Kafkasyalıların rollerini ortaya koymaktadır. Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak bastığı tarihlerde Karadeniz kıyısında Pontuscuların yaratmakta olduğu terör nedeniyle yer yer milis güçleri oluşturulmuş olup bunlar yerli halkları koruyup kollamaktadır. Bu tür milis birlikleri oluşturan çerkes kökenli müfreze kumandanları aynı zamanda Mustafa Kemal Paşa’nın salimen yolculuğuna devam edebilmesi için gerekli önlemleri diğer müfrezelerle birlikte almışlardır. Bunlardan Berzeg Kazım bey, Berzeg Ekrem Bey, Zeşo Tahir ve Şetoh Musa belli başlı olanlarıdır. Özellikle iki yüz kişilik çerkes atlılarından oluşan birliğiyle Rumlara karşı halkı korumaya çalışan Ekrem Bey ile Mustafa Kemal Paşa Kavak’ta görüştüklerinde kendilerine takdir ve teşekkürlerini iletmiş olduğu bilinmektedir.

İlk toplantı yeri olarak Amasya’nın seçiliş nedenlerinden birisi, belki de en önemlisi, emniyet yönünden güvenilir bir yer olmasıdır. Emniyetten sorumlu birliklerin başında beşinci Kafkas tümeni gelmektedir. Yakında göreve başlayacak tümen. Komutanı yarbay Cemil Cahit (Toydemir) çerkesdir. Hüseyin Rauf Bey vasıtasıyla Anadolu’ya tayini yaptırılmıştır. Keza tümenin alay ve tabur kumandanlarından Şemseddin Jular ile Osman Onarak (Munaroka) da Pınarbaşı ve Turhal Çerkesi olup yörenin asayişinin teminine çalışmaktadır. Nitekim Şemseddin bey Zile isyanını bastırmaya çalışırken şehit edilir.

Amasya Jandarma Kumandanı Binbaşı Ömer Bey Kafkas göçmenlerinden Degumuka ailesindendir. Amasya mutasarrıfı Osman Bey Selmanko ailesine mensuptur. (Amasya tamimi yayınlandığında henüz mutasarrıf değildir.) İngilizlerce tutuklanıp İstanbul’a gönderilirken, kaçırılarak Sivas’a gitmiştir.

Amasya Tamimi, M. Kemal Paşa, Hüseyin Rauf Orbay ve Ali Fuad Paşa tarafından hazırlanmıştır. Mustafa Kemal, Rauf Bey ve arkadaşları 3 Temmuz 1919’da Erzurum’a ulaştıklarında Kazım Karabekir Tarafından görkemli bir törenle karşılanırlar. 7 Temmuz 1919 gecesi bakanlar kurulu M. Kemal Paşa’yı ordu Müfettişliği görevinden alır. 8 Temmuz da Mustafa Kemal askerlik görevinden ayrılır. Şu beyannameyi yayınlar: “Mübarek vatan ve milleti parçalanmak tehlikesinden kurtarmak, Yunan ve Ermeni emellerine kurban etmemek için açılan Milli Mücadele uğrunda milletle beraber serbest surette çalışmaya, resmi ünvanım ve asker olmam artık engel olmaya başladı. Bu kutsal gaye için milletle beraber sonuna kadar çalışmaya, namusum üzerine söz vermiş olduğu cihetle, pek aşıkı bulunduğum askerlik mesleğine bugün veda ve istifa ettim. Bundan sonra, kutsal olan milli gayemiz için her türlü fedakarlıkla çalışmak üzere sine-i millete bir ferd-i mücahit suretiyle bulunmakta olduğumu tamamen arz ve ilan ederim. Mustafa Kemal”

Rauf Orbay Bey’de beyannamesinde: “Vatan ve milletimizin kesin çöküşünü hazırlamakta olan bugünkü düşman hareketleri eli-ayağı bağlı olan İstanbul Merkezi Hükümeti’nin çaresizlik içerisinde baş eğmesi karşısında hakkını, toprağını, bağımsızlığını korumaya azmeyleyen milli irade uğrunda, bir ferd-i aciz olarak çalışmak için İstanbul’dan çıktım. Aydın üzerinden gelerek Mustafa Kemal Paşa hazretleriyle, bütün arkadaşlarının milli savaşımına iştirak ettim. İstanbul’un solgun ve kuşatılmış siması altında, kaynayan dindar, namuskar ve hararetli bir kan vardır. Başkentin bütün ileri gelen namuslu yetkilileri, din adamları ve bizzat temasta bulunduğum Bursa, Aydın, Balıkesir, Ankara, Sivas vilayetlerinin milli yapısı bu ruh ile dolu olup mübarek Anadolu’nun milli kudretine ümid ve emek bağlanmıştır. Vatan ve milletin kurtarılması ve bağımsızlık ve Saltanat ile Halifeliğin korunmasını bil fiil temin edinceye kadar Mustafa Kemal Paşa ile beraber nihayete kadar çalışmaya mukaddesatımız namına and içtiğimizi arz ve ilan eylerim. Eski Harbiye Nazırı Hüseyin Rauf” demektedir.
Erzurum Kongresi 23 Temmuz’da aşılır. 7 Ağustos 1919’da çalışmalarını tamamlar.
Erzurum Kongresine katılan Kuzey Kafkas Kökenli delege ve görevlilerden bazıları şunlardır:

Hüseyin Rauf Orbay (Abaza)
Bekir Sami Kunduk (Oset)
İbrahim Süreyya Yiğit (Abaza)
Muzaffer Kılıç (Abaza) M. Kemal Paşa’nın yaveridir.
Rize Delegesi Av. Hakkı Bey (Abaza)
Su şehri Delegesi İ. Hakkı Bey (Çeçen)
Bekir Kubat (Oset) : Gayri resmi katılmıştır.
Süleyman Öğün (Oset)

Bekir Kubat , Sarıkamış Şura Başkanıdır. Çerkes Süvari Barliğine komuta etmiştir. Kurtuluş savaşından sonra M. Kemal Paşa’nın önerisiyle CHP’nin Kars İl Başkanlığını uzun süre sürdürdü.

Sivas Kongresi 4 Eylül 1919’da başlamış, 11 Eylül’de sonlanmıştır. Sivas Kongresi tarafından seçilen Heyet-i Temsiliye üyeleri 14 ile 16 kişidir. (Değişik kaynaklarda farklı rakamlar mevcuttur.)

Kafkas Kökenli Heyeti Temsiliye üyeleri

Hüseyin Rauf Bey (Abaza)
Ömer Mümtaz Tanbiy Bey (Adige)
Bekir Sami Kunduk Bey (Oset)
Hakkı Behiç Bey (Adige)
İbrahim Süreyya Yiğit Bey (Abaza)
Ayrıca Kongre’ye katılan (Abaza) Abhaz Emir Manşan Paşa
Abhaz Hikmet Bey (Tıbbiyeli)
(Abaza) Abhaz Muzaffer Kılıç Bey
Rize Delegesi Osman Bey
Manyaslı Adige kökenli Yusuf Bey
Uzunyaylalı Adige Kamil Polat

Uzunyayla ve Sivas yöresi çerkesleri Sivas Kongresini desteklemişlerdir. Bunda Emir Marşan Paşa’nın Uzunyayla’ya seyahatleri konuşmaları önemlidir. Bu görüşmelerde toplantı yapılmış Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının hareketinin desteklenme kararı alınmıştır.

Bu karardaki tesbit edilebilen isimler şunlardır:

Ju Hacı Ömer Efendi
Müftü Benejij Hacı Mehmet Efendi
Aşkot Hacı Mecit Efendi
Getejko Hüseyin Efendi
Encümen Üyesi Lak Osman Efendi
Karaçay Yusuf Canakayıt Efendi
Belediye reisi Lo Mahmut Efendi
Nefiko Osman Efendi

Sivas Kongresinin Elazığ valisi Ali Galip’in basma girişimini önlemede 15. Alay Komutanı Yebjin ailesine mensup Vubıh Canbulat Bey’in oğlu İlyas Zeki Bey (Aydemir) önemli görevler üstlenmiştir. Cumhuriyet döneminde Tümgeneral olmuştur. 1960 ihtilalinde mukabil ihtilal girişimci Albay Talat Aydemir’in amcasıdır.

İstanbul İle Diyalog ve Çerkeslerin Rolü

Abdülkerim Paşa: Anadolu’ya geçmemiş olmakla birlikte Milli Mücadeleyi desteklemiştir. M. Kemal Paşa Nutuk’da kendisinden saygıyla bahseder.

Mareşal Deli Fuad Paşa (Tuğa): Abdülkerim Paşa ile beraber Anadolu’nun görüşlerini Padişah’a iletmişlerdir. Damat Ferit Kabinesi istifa etmiştir. Onun yerine vatansever bir insan Ali Rıza Paşa kabine kurmuştur.

Karzeg Salih Hulusi Paşa: Plevne Savaşında Çerkes süvari birliği başındaki Dilaver Paşa’nın oğlu Ali Rıza Paşa Kabinesinde Bayındırlık ve Bahriye (Deniz İşleri) bakası. Amasya ve Bilecikte Mustafa Kemal ve arkadaşlarıyla İstanbul Hükümeti adına bir araya geldi. Misak-ı Milli’nin kabulünde rol oynadı. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının isteği doğrultusunda Meclis’in taşrada toplanması için uğraştı. 8 Mart 1920’de Sadrazamlığa getirildi. Felah-ı Vatan grubu lideri Rauf Orbay’la sürekli diyalog halinde oldu. Anadolu yanlısı tavrı yüzünden 35 gün sonra sadrazamlığı sona erdi.

Ahmet (Hamdi) Abuk Paşa: Damat Ferit’in istifasında rol oynamıştır. Anadolu yanlısıdır. Ali Rıza Paşa Kabinesindeki Cemal Paşa, Abuk Paşa ve Hadi Paşa gibi Anadolu hareketine anlayışla bakan vatansever insanlar vardı. Heyeti Temsiliye 3 Ekim 1919’da uzlaşma şartlarını içeren 19 maddeyi yeni kabineye iletmiştir. Kabine karşılıklı görüşme için İstanbul Hükümeti adına Salih Paşayı göndermiştir. Heyet-i Temsiliye adına ise M. Kemal Paşa, Rauf Bey, Bekir Sami Bey 18 Ekim 1919’da Amasya’ya varırlar 20-22 Ekim 1919’da görüşme tutanağı ve 4 ayrı protokol imzalanarak Amasya mülakatı tamamlanır.

“Amasya Mülakatında hazır bulunan ve karara iştirak eden Mustafa Kemal Paşa, Hüseyin Rauf Orbay, Bekir Sami Kunduk, Salih Paşa ve Cemil Cahit Toydemir’den oluşan 5 kişilik heyetten sadece Mustafa Kemal Paşa Çerkes değildir. Diğer 4 kişi Çerkezdir. Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcında ve zor günlerinde Çerkezlerin verdiği desteğin açık bir belgesidir.”

Milli Mücadelede hizmetleri olan Kafkasyalılardan bazılarını yakından tanıyalım:

-Ethem, Reşit ve Tevfik Bey’ler, Milli Mücadelenin ilk yıllarında büyük yararlılıklar göstermişler, fakat daha sonra Ankara Hükümeti ile yolları ayrılmıştır:

– Met Çunatuka İzzet (1875-1922): Sakarya Savaşında 3. grup Komutanı. İstiklal Madalyası Sahibi

-General İsmail Berkok (1890-1954): İstiklal Madalyası Sahibi

-Ali Fuat Cebesoy(1882-1968):Batı Anadolu Kuvvay-ı Milliye komutanı.Milletvekili ve bakanlıklar yaptı.İstiklal madalyası sahibi.

– Bekir Sami Kunduk (1864-1932) 1920-1921 Dışişleri bakanı. Osmanlı Hükümetince idama mahkum oldu. Moskovaya gittiğinde Osetya’da görüşmeler yaptığı dengesiz politika izlediği söylenmektedir. Kemalist hükümetin dış işleri bakanı Bekir Sami’ nin Kuzey Kafkasya seyahati Bolşevik hükümette büyük rahatsızlığa yol açmıştı 5 Ekim 1920 ‘de Çiçerin’in Rusya kominist parti merkez komitesine yazdığı yazıda: Sami İnguşlar (Osetler) arasında bağımsızlık kışkırtıcılığı yapıyor demektedir. Bekir Sami Çiçerin’e hitaben: Bütün dağlıları içine alan ve merkezi Moskova hükümeti tarafından tanınacak bağımsız bir Sovyet Kafkas Cumhuriyeti kurulması’nı vurgular. Bu teklifin Çiçerin’in Van Vilayetinden bazı topraların Ermenistan la birleştirilme talebine karşı bir atak olduğuda söylenmektedir. Çiçerin’in Van ve Bitlis vilayetlerinden Ermenistan’a terki için isteklerine karşı Bekir Sami bey :Yunanlılar ve Ermenilere karşı 1,5 yıldır harp ettiğini dost bildiği bir hükümetin bunu teklif etmemesi gerektiğini söyler. Çiçerin Halil ve Cemal paşalarında buna razı olduğunu iddia eder . Bekir beyin Ankara ya gönderdiği şahsi raporunda “Memleketimizde Ermenilere bir yer ayrılması umumi menafiimize muvafık olup olmayacağı, milletin mukkadderatı kendisine tevdi edilen Büyük Millet Meclisimizin halledeceği bir mesele ve bu hak da kendisine raci olduğundan bu babda reyimi beyan etmeyeceğim” Bekir bey Van ve Bitlis Vilayetlerine Ermenilerin yaptığı katliam ile azalan nüfüsa karşılık münasip yerlerden aşiret ve ahalinin yerleştirilmesini de tavsiye eder. Her ne kadar Bekir Sami nin “Osetlere bağımsızlığa karşılık Mecliste Van’ı Ermenilere bırakırım gibi ifade kullandığı ve Mustafa Kemal’in bunu bekir Samini’nin şahsi durumuna bağladığı da söylenmektedir. Daha sonra Paris Büyükelçiliğine atanır ve emekli edilir. Ali Fuat Cebesoy Moskova hatıralarında bu günler için şunları yazmaktadır “Türk murahas heyeti reisi Bekir Sami beyin bazı Ermeni ricalinin iş başında bulunmaları, henüz Lehistan ve İngiliz meselelerinin halledilmemiş olması yüzünden varılan neticeyi (müzakerelerin inkıtaı) Ankaraya bildirirken zaafa düşürücü mütala sürmesini doğru bulmam. Uzun mütala yerine bir müddet için intizar tavsiyesi elbette daha yerinde olurdu. Bereket versin muhabere güçlükleri Ankara nın acele bir karar vermesi mahsurunu önlemiş, kısa müddet sonra Ermenistan’a karşı olan muvaffakiyetlerimiz ve Sovyetlerin Lehistan daki mağlubiyetleri şartları değiştirdiğinden Sovyetlerle istediğimiz gibi bir muahede akdine ve yardım teminine muvaffak olmuştur (Cebesoy 1955:84-87) .

– Albay Bekir Sami Zarakho (1879-1931) Türk Kurtuluş Savaşı Komutanlarından. İstiklal Madalyası Sahibi

– Albay Süleyman İzzet Tsey (1881-1944) Türk Kurtuluş Savaşı Komutanlarından (Aydemir 1991: 27-101)

– Ali Sait (Akbaytogan) Paşa: Malta’da İngilizler elinde esirken 1921’de bırakılmış. Ankara’ya gelince Doğu Cephesi Komutanlığı’na görevlendirildi. İstiklal Madalyası Sahibi

– Hakkı Mürsel (Bakü): Batun’da ve İstanbul’da İngilizlerce tutuklanmıştır. Malta dönüşü Büyük Taarruzda Kurmay Albay olarak 1. süvari Tümen komutanıdır. İstiklal Madalyası sahibidir.

– Aşir Atlı Paşa: Büyük Taarruzda Tümen kumandanı İstiklal madalyası sahibi.

– Rüştü Sakarya Paşa: Sakarya vadisinde savaşın gidişatını değiştirmesi nedeniyle Atatürk kendisine “Sakarya” soyadını vermiştir. İstiklal Madalyası sahibi.

– Ethem Servet Borali Sakarya Savaşlarına Süvari Tümen Komutanı olarak katıldı.

– Hasan Mümtaz Çeçen: 1920-1922 yıllarında 57. Tümen Kumandanı. İstiklal Madalyası sahibi.

– Recep Peker: 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. dönem milletvekili Bakanlıklar ve Başbakanlık yapmıştır.

– Hasan Atakan (Paşa): Büyük Taarruz’da Mürettep Süvari Tümeni Kurmay başkanı

– Rüştü Kobaş: Düzce Jandarma Komutanı. İkinci Düzce Ayaklanmasında Bolu Jandarma komutanı. Çakırcalı Mehmet Efe’nin takip ve tenkilinde görevlendirildi.

– Rasim Canbulat: Heyeti Temsiliyyenin intikalinden sonra Ankara’da Jandarma Komutanı.

– Cevdet Kerim İncedayı: Büyük Taarruzda 7. Tümen Karargahında Kurmay bin başı 5. 6. 7. 8. 9. dönemler milletvekili. Bakanlıklar yaptı.

– Çakır Efe Sefer: Enver Paşa’nın özel muhafızı Kuvay-ı Seyyare birlik komutanı. Kuvay-ı Seyyare dağıtıldıktan sonra kendi başına Yunanlılara direniş hareketlerine devam etti.

– Polis Müdürü Neşet: Kuvay-ı Milliye Ankarasında emniyet görevlisi.

– Şükrü Kanatlı: Kurtuluş Savaşında 14. Kolordu Komutanı. 1938’de Hataya çıkan Türk kuvvetleri komutanı. 1951-1954 Kara Kuvvetleri Komutanı.

– Bekir Şasa: 1920 başlarında Orman Umum Müdürü.

– Hacı Selim Sami: Enver Paşa ile Türkistan’da Ruslara karşı savaşmış Teşkilat-ı Mahsusa üyesi Eşref Sencer’in kardeşidir. Eşref Bey ile 150’lilikler listesine alınmış. 1927’de Türkiye’ye girerken öldürülmüştü.

– Ahmet Kuşçubaşı: Eşref Beyin talimatı ile silah ve 30.000 altını Rauf Beyin yanında Ethem beye teslim etmiştir. Gençe yaşta öldürülmüştür.

– Topçu Albay İhsan bey, Batı cephesinde görevlerde bulundu. İstiklal madalyası sahibi.

– Osman Rauf Ebeköy: Batı cephesinde görevler almış. Tuğgeneral iken emekli olmuştu.

– İsmail Cenani Oral: Kurtuluş Savaşını destekleyen yazılar yayınladı. Samsun’da Ahali gazetesi çıkarıyordu.

– Süleyman Sırrı Koydemir: Yoldaş adlı sivil direniş örgütünü kurmuştur. Kendi gibi çeçen olan arkadaşları Süfyan Tultay, Osman Tultay, İsmail Taçoy ve Mecit Koydemir’e İstiklal Madalyası verilmiştir.

– Osman Fuat Taçoy: Muharebe teğmeni olarak görev almış. Sakarya ve İnönü savaşlarına fiilen katılmıştır.

– İbrahim Tultay: Dumlupınar savaşında yüzbaşı olarak katılmış ve burada şehit olmuştur.

-Hamit Çonkur İhtiyat subayıdır. General Mürsel Bakü’nün süvari tümeninde görevli olarak İzmir’e çıktılar. Asaf , Mehmet, Sait Çavuşlarda çeçen ve Hamit Bey’in silah arkadaşlarıydı.

Ahmet Kamil Haratoka :Jandarma subayıdır.

Kurtuluş savaşında diğer askeri sınıf ve mesleklerde olduğu gibi sağlık hizmetlerinde de bir çok Çerkes görev yapmıştır.
– Dr. Murat Cankat
– Dr. Mustafa Reşit Bey
– Dr. Vasfi Güzar
-Dr. C. Kerim İncedayı -Dr. Nuri Canyurt Bey bunlardan sadece birkaçıdır.

Ortaya koydukları icraatları bakımından Anadolu lehine tavır koyan Çerkes kökenli kişilerden de özetle isimleri bahsedilebilir: Mareşal Mehmet Zeki Paşa Hurşit Paşa Karzeg Sait Bey Ömer Yaver Paşa Ömer Hulusi Efendi Şeyh Cemalettin Efendi Mehmet Şerif Rauf Paşa Tümgeneral Selim Sun Sefer Berzeg Bey. Yüzbaşı Şağur Kadir Yüzbaşı Li İsmail Hakkı Yedek Subay Mahir Tümer Kadibordoka Aziz Bey Teşkilatı Mahsusa’dan

Şehreminili Yüzbaşı Çerkes Ali, Şehreminili Topçu Teğmen Çerkes Sadık, Deli Fuat Paşa’nın oğlu Teğmen İslam Bey, Süvari Yüzbaşısı İzmit’li Mümtaz Bey Arap İhtilal Cemiyetinden Çerkes Tahir Bey Şam’da görevli ajanlardan Çerkes Ziya Bey Süvari Yüzbaşı İbrahim Temizhan

Dağıstanlı Nuri Bey
Piyade Subayı Çerkes Ziya Bey
Eski Çengelköy Muhtarı Çerkes Alaaddin Bey
(Ünal 2000: 174-193)

Milli Mücadele Anadolu Yolundakiler ve Yardımcı Olanlar :

İngilizler tarafından Son Osmanlı Meclisi’nin basılmasını takiben milletvekili ve vatanseverler Anadolu’ya kaçmaya başlamıştır. Bir kısmı Bursa, bir kısmı İzmit-Düzce-Bolu yolunu tercih etmiştir. Bursa yolunu tercih edenlere 56. Tümen Kumandanı Miralay Bekir Sami Bey, diğerini tercih edenlere karakol teşkilatı yardım etmiştir. Hapishanelerden milliyetçi insanları kaçırma planlarında Çerkesler de etkilidir. Bunlardan bazıları şunlardır:

– Yenibahçeli Ahmet Şükrü Oğuz: Enver Paşa’nın yaveri olup ittihat ve terakkinin önde gelenlerindendir. Karakol örgütünün kurulmasında yardımcı olmuştur. Oğuz soyadını M. Kemal vermiştir.

– Nail Oğuz. Ahmet Şükrü Oğuz’un kardeşi 1918 direnişinde Batum’a gitmiştir. Teşkilat-ı Mahsusa içinde yetişmiştir. Karakol teşkilatı kurucularındandır. Cumhuriyet döneminde İzmir Suikastı girişimi ile ilgili olarak idam edilmişitr.

– Ahmet Fevzi (Big) Paşa: Zeytinburnu Cephaneliği’nin tüm mevcudunun Anadolu’ya sevkine yardımcı olmuştur. Savaş bittikten sonra TBMM tarafından “Türk Ordusuna Sadakat Nişanı” verilmiştir.

– Eşref Sencer Kuşçubaşı: Teşkilat-ı Mahsusa’nın Süleyman Askeri’den sonraki başkanıdır. Trablusgarp’da savaşmış. Batı Trakya Türk Cumhuriyetinin kuruluşunu sorumlu komutan ile gerçekleştirmiş. Arap çöllerinde Lavrense karşı mücadele etmiştir. Rauf Bey Anadoluya geçmeden önce Salihli de 1500 Silah ve 30.000 Osmanlı altınının Milli Mücadelede kullanılması için gizlemiş. Kuşçalı-İstanbul arasına PTT kayıtlarında olmayan telgraf hattı çektirmiştir. Bolu-Adapazarı arası Kuvay-ı Milliye teşkilat başkanı iken Anadolu’ya geçeceklere yardım etmiş. Kurtuluş Savaşının bitiminden sonra hizmetlerini yakından bilen Fevzi Çakmak ve Refet Bey’in ısrarlarına rağmen 150’likler listesine konulmuş 1938’e kadar Girit’te kalmıştır. Sözde İngiliz belgelerinde Midilli adasındaki konsolos yardımcısı F. Hadkinson 12 Nisan 1923 tarihli istihbarat yazısında Eşref Sencer’in Anadolu’daki halkı Mustafa Kemal Paşa’ya karşı kışkırtacağını yazar. 21 Nisan 1923 de bu bilgiyi Lord Curzon’a duyuran Atina’daki İngiliz Orta Elçisi C.H. Bentick şu görüşleri öne sürer. “Mr. Hadkinson, bu bilgiyi hangi kaynaktan sağladığını bildirmiyor. Ama öğrenmeye çalışacağım. Bu arada bunun doğruluğu konusunda biraz temkinli davranılmalıdır. Çünkü Mr. Hadkinson, meslek itibari ile konsolos değildir; görünürde yaşlı ve dermansızdır.” Bentick daha sonra bu bilgiyi çerkez önderlerinden öğrendiğini söyler. (Sonyel, 1995 :325-326).Anadolu’daki Rum ve Ermeni göçlerinden sorumlu tutulan ve töhmet altında bırakılan bu Aziz Kahramanı her Türk gencinin tanıması gerekir.O’nun yaptığı işlerin intikamını almak için ona diş bileyen o kadar çok İngiliz,Rum,Ermeni vardır ki bunu onlar açısından anlamak mümkündür.

Belge ve arşivdeki bilgilerin doğruluğunu teyit etmek, yorumlamak tarihçilerin en hassas olması gereken konulardır. Eşref Sencer’in İngiliz gizli istihbaratına ve Lavrens’e karşı verdiği mücadeleyi bilmeyen yoktur. İngilizlerin yıllarca kendilerini uğraştıran bir kahraman üzerinde soru işaretleri oluşturacak ifadeler kullanmaları gayet doğaldır. Doğal olmayan bu belgeleri kişilerin geçmiş mücadelelerini bütün halinde değerlendirmeden sunmalarıdır. Günümüzde Sovyet gizli belgeleri açıklanmakta çoğu milliyetçi insan haksız yere işbirlikçi gösterilmektedir. Gizli Nazi arşivi veya gizli Sovyet arşivi diye bunların doğruluğu ispatlanmadan hiç kimse itham edilemez. İngilizler’inde hem sözleri hem arşivleri yüzlerce kez test edilmelidir. Tarih bize bunu göstermektedir. “Giresun Kuvayı Milliye Kumandanı Topal Osman Ağa Balkan savaşı sırasında Eşref Sencer in astı olarak Gümülcüne de görev yapmıştı. Topal Osman Ağa I. Dünya harbinde Kafkas Cephesinde Ruslara karşı savaştı. Ermeni ve Rumlara karşı mücadele verdi. Ordusunda samsun yöresi Çerkezlerden Berzeg Kazım bey, Berzeg Ekrem Bey, Zeşo Tahir Bey ve Şeton Musa da vardı’’(Avagyan 2004:22-223)

Kolağası Hamit Katı Bey: İstanbul Genel Kurmay 4. şubesinde 3 yıllık görevi süresince Anadolu’ya silah, mühimmat ve personel sevkinde yararlılıkları görüldü.

Lapsekili Hancı Lütfi Bey İttihat ve Terakki ile Teşkilat-ı Mahsusa mensubu. Hancılık yapmıştır. Akbaş cephaneliğinin boşaltılmasında sandalları ayarlamıştır. İngilizlerce Malta’ya sürülmüştür.

Anadolu’ya geçecekleri kaçıran diğer çerkeslerden Manyaslı Yusuf Bey ve Galatasaraylı İsmail Efedir.

İlk Meclisteki Tespit Edilen Çerkes Milletvekilleri :
Hüseyin Rauf Orbay (İstanbul)
Arslan Tağuzatıa(Maraş)
Rüştü Bozkurt (Maraş)
Mahmut Hendek (Menteşe-Muğla)
Hakkı Behiç (Denizli)
Ömer Mümtaz Tanbiy (Ankara)
Bekir Sami Kunduk (Sivas)
Emir Marşan Paşa (Sivas)
Fuad Carım (Adapazarı)
İbrahim Süreyya (Saruhan)
Reşit Bey (Saruhan)
Şeyh Servet Akdağ (Bursa)
Mehmet Hulusi Akyol (Yozgat)
Hakkı Hami Bey (Sinop)
Yusuf İzzet Paşa (Yozgat)
Ahmet Şükrü Oğuz (İstanbul)

Güney Anadolu Savunması ve Çerkesler :

30 Ekim 1919’da Sivas da Kozan İttihat kulübü üyeleri Mustafa Kemal ile biraraya geldi. Teşkilatı Mahsusa döneminin deneyimli Çerkezleri Kilikya çetelerinin başına getirildi. Takma isimler aldılar Binbaşı kemal “Doğan bey”, Yüzbaşı Osman Nuri Aydınoğlu “Tufan bey”, Üsteğmen Asaf “Kılıç Ali”, Yüzbaşı Kamil “Polat “ adlarını kullanıyorlardı.

Antep ve civarı Kuvayi milliye kumandanlığına Kılıç Ali tayin edildi. Kilikyada Milli kurtuluş mücadelesi başkahramanı oldu. Mustafa Kemal tarafından çok takdir gördü. Antep savunması ve Ermeni katliamı önlenmesi onun omuzlarındaydı. Antep’i Fransızlara teslim etmedi ve Antep “Gazi ünvanını “ aldı 3 mayıs 1920 de Antep Mebusu oldu. 1923 de İstiklal madalyası aldı. I. Cihan harbinde Teşkilatı Mahsusa da görevliydi. Azerbaycan da savaştı Nuri Paşa nın yaveriydi. Kılıç Ali Ankara da bir başka Çerkes olan İhsan ile İstiklal Mahkemelerini teşkilatlandırdı. Mart 1925 de İstiklal mahkemesi üyeliğine seçildi. Sovyet Elçisi Aralov, Kılıç Ali yi şöyle tanımlar “Mustafa Kemal e kendini feda derecesinde sadık, onun baş muhafızı olarak tanınır, ödün vermez bir milliyetçi olarak ünlüdür. Sadece adı bile hemşehrilerinde kaygı yaratır” (Avagyan 2004:219).

Aslan (Toğuzata) Bey: Maraş Milli Mücadele Örgütü kurucusu. Güney Cephesi Kuvay-i Milliye komutanı. I. Mecliste Maraş milletvekili

Rüştü Bozkurt (Arslan Beyin Amca oğlu) Maraş işgalinde çarpışmıştır. I. Mecliste Maraş Milletvekili.

Sasık kamil (Polat): Mustafa Kemal Paşa tarafından Maraş, Kilis havalisinde Kuvay-i Milliye kumandanı olarak görevlendirilmiştir.

Sakallı Bedri (Başakıncı): İskenderun, İslahiye, Osmaniye ve Hassa yörelerinde görev yapmıştır. Başakıncı soyadını Mustafa Kemal paşa vermiştir.

Şefik Ali (Özdemir) Bey: Antep Savunmasında “Etraf Şehir Cepheler Komutanı” olarak gönüllü görev almıştır. Kahire doğumludur.

İşgal komutanı Andrea’ya 4 Ekim 1920’de yolladığı mesajda şunları söyler: “Artık siz de anladınız ki, Türk azmini ne bomba sesleri ne top ateşi, ne de mitralyoz vızıltısı kıramıyor. Bu sahife emperyalist milletler gibi Fransız milleti için büyük bir yüz karası. Türk Hakimiyeti Milliye savaşçıları içinde şan, şeref, iftihar ve gururlanma vesilesi olacaktır.”

Nuri Çavuş: Fransız işgalinde kendini jandarma yazdırmış, Ermeni katliamları asgariye indirmeye çalışmıştır. Kozan ceza reisi ve aydınların tutuklanmasını önceden haber vermiştir. Kadirliğe sevkedilerek Ermeni Birliğinin gönderilmesine engel olmuştur. Kozan ilçesi Manastır zindanında tutuklanan milliyetçilerin salınmasında Fransız komutan üzerinde etkili olmuştur.

Ceyhanlı İbrahim Bey: Adına ve ilçelerinin kurtuluşunda ön safta yer almıştır.

Ayrıca Maraş, Andırın İlçesi Kümbetir Köyü’nden Üzeyir Ağa’nın, Ceyhan Karamezar Köyü’nden Yusuf Çavuş’un, Ceyhan Kocaemmi’den Hamdi Bey’i, Ceyhan’dan Ahmet Muhtar Bakırlının, Ceyhan’dan Nuh Ustak’un Güney Anadolu savunulmasında katkıları olmuştur.

Doğu Anadolu Savunması ve Çerkesler:

9 Kafkas Tümeni Komutanı Yarbay Deli Halit Bey Doğuda birçok başarıya imza atmıştı.

Oltu’yu öncelikle Ermenilerden temizlemiştir. 3. Kafkas Tümen Komutanı iken 5 Kafkas Tümen komutan (kendi gibi Kafkasyalı Çerkez olan) Mursel Bakü’ye yardım etmiş ve Mürsel Oltu’ya 25 mart 1918’de girmiştir. 18 Ocak 1918’de Kars kongresinde meşhur konuşmasını yapmıştır:

“… Devletçe kabul edilen Mondros Mütarekesi şartlarını tatbik ettirmek, bunun için eldeki silahları teslim etmek şöyle dursun, düşmanla çarpışıp yeniden silahlanmak, yeni kurtulan bu topraklarımızla birlikte anavatanı kurtarmak için geniş ölçüde teşkilat kurup, zafere kadar yılmadan ve tesanütle çalışmak asli görevimiz olmalıdır.”

– Deli Halit Beyin emrinde Gönüllü Kafkaslılar Süvari Taburu ve Gönüllü Kafkaslılar Yaya Birliği yer almıştır.

– Gönüllüler ile Halit Bey arası irtibat Halit Bey’in emir çavuşu Şamil Öğün ve seyisi Allahverdi adındaki Oset’ler tarafından sağlanmıştır.

Süvari Alay Kumandanı Ahmet Alankuş (Oset)

Gönüllü Süvari Bölük Komutanı Bekir Kubat (Oset)

Gönüllü Süvari Bölük Komutanı Yüzbaşı Mehmet Bey (Adige)

Gönüllü Birlik Komutanı Yüzbaşı Tahsin Bey (Adige)

Osman Öğün (Oltu Askerlik Şube Reisi)

İdris Öğün (Doğu ve Batı Cephesinde çarpışmıştır.)

Topal Süleyman (Kop Geçitinde, Hart isyanını bastırırken bacağı kopmuştur)

Muzaffer Alankuş (O tarihlerde genç subay 1960’da Kara Kuvvetleri Komutanı

Kazım Kap Bey: Doğu Cephesi Eşkıya takibi yapmıştır. ( Ünal 2000: 31-260)

Milli Mücadelenin en yoğun günlerinde Mustafa Kemal Kuzey Kafkasya ile ilişkileri de unutmamıştır. 1919 da Mustafa Kemal in talimatıyla Mustafa Butbay, İsmail Hakkı Berkok ve Aziz Meker den oluşan bir delagasyon Kuzey Kafkasya ya gitti. Ancak bu yolculuk beklenen sonuçları vermedi Bolşevik Hükümet, Kemalistlerin Bakü ve dağıstan daki Musavvatçıları destekledikleri ve onlara yardım ettiklerini farkındaydı. Türkiye Çerkezlerinin tarihi anavatanlarıyla bağlantılarının boşeviklerle ilişkilerde kullanılması, Ali Fuat Cebesoy un Moskova ya elçi olarak atanmasında sonra dahada sistematik hale getirildi. Cebesoy döneminde, Moskovadaki Türk büyükelçiliğinde çok sayıda Çerkez görevli vardı. Bazı tarihçiler bunu Cebesoyun şahsına bağşamaktalar, ancak kafkasyalıların buraya, Kuzey Kafkasya ile sürekli bağlantı sağlamaları için kasten tayin edilmekte oldukları gerçeğe daha uygundur. Cebesoyunda Moskovaya elçi tayin edilmesinde Mustafa Kemal in o sırada Kafkasyada bulunan Enver Paşanın Rusya daki faliyetlerini kontrol altında tutma eğilimide vardır (Avagyan 2004:234).



KAYNAKLAR:

Avagyan, A, Çerkesler.(Çeviren :L. Denisenko) Belge yayınları. İstanbul 2004.

Aydemir, İ, Muhaceretteki Çerkes Aydınları.Ankara. 1991

Bağ, Y, Çerkes’lerin Dünü Bugünü. Kafkas Derneği Yayınları .Ankara,2001

Berzeg, SE, Gurbetteki Kafkasya’dan Belgeler. Ankara,1985

Cebesoy, A.F, Moskova Hatıraları (1920-1922) Vatan neşriyatı. İstanbul, 1955.

Genel Kurmay Başkanlığı. Türk İstiklal Harbine Katılan Tümen ve Üst Kademelerdeki Komutanların Biyoğrafileri

Sonyel, SR, Kurtuluş Savaşı Günlerinde İngiliz İstihbarat Servisinin Türkiye’deki Eylemleri.TTK.Ankara.1995

Şoenu, MF, Çerkes Meselesi. Bedir Yayınevi.İstanbul,1993

Tavkul, U, Milli Mücadele Dönemine Ait Önemli Bir Belge: Çerkes Milletinin Düvel-i Muazzama ve Alem-i İnsaniyet ve Medeniyete Umumi Beyannamesi. Kırım Dergisi. 1994.Sayı8.s:14-16

Tunaya,TZ, Türkiye’de Siyasal Partiler. Cilt II. Hürriyet Vakfı Yayınları. 2. Baskı. İstanbul.1986

Ünal, M, Kurtuluş Savaşında Çerkeslerin Rolü. Kafder.2. Baskı. Ankara,2000






www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)