Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Kantemiroğlu

tarihçi, besteci

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
Kantemiroğlu
Kantemiroğlu      (1673)-(1723)
Rumen tarihçi ve besteci

1673 yılında doğdu. Gençliğinde Latin, Yunan ve İslav dillerinin yanı sıra, din bilgisi ve silah kullanmayı öğrendi. 1684 yılında Osmanlı Devleti babasını Boğdan Beyliği'ne atadı. Gelenek gereği 1678’de rehin olarak İstanbul’a gönderildi. 

Öğrenimini İstanbul’da sürdürdü. Patrikhane'deki akademide eski Yunan ve Latin kültürüyle Bizans ağırlıklı Ortodoks kültürünü, Enderun'da ise Osmanlıca, Farsça ve Arapça öğrendi. 

Osmanlı siyaset ve kültür çevreleriyle yakın ilişki kurdu. Osmanlı Devleti’nin siyaseti, kurumları, etnik durumu, İslam dini ve sanatına ilişkin köklü bilgiler edindi. Batı’daki hareketleri izlemeyi ihmal etmedi. 

Oluşturduğu nota sistemiyle pek çok eseri notaya aldı. 

İlk müzik zevkini, flütle Boğdan havaları çalan babasından aldı. Boğdan’dayken müziğin temel kurallarını öğrendi. 14 yaşında İstanbul’da Türk müziği öğrenimine başladı. Kemani Edirneli Ahmet Çelebi’den Türk Müziğine ait bilgileri, Tamburi Angeliki’den tambur öğrendi. II.Ahmet zamanında Enderun'a alındı. 

1723 yılında öldü. 


Kantemiroğlu'nun müzikoloji çalışmaları

Ney üflediği söylenen Kantemiroğlu, saz çalmış olmasının kazandırdığı bilgilerle, Türk müziğinin kuramsal temelini kısa zamanda öğrendi. O dönemde, kuramsal konuları en iyi bilenlerden biri sayılıyordu. 

Müzik meraklısı bir kişi olan Hazine-i Hümayün müdürü İsmail Efendi ile saray hazinedarı Latif Çelebi’nin ısrarlarıyla ünlü kitabını yazdı. 

Kısaca “Kantemiroğlu Edvarı” diye anılan, Kitab-ı İlmü’l-Müsiki ala Vechi’l-Hurüfat adlı bu kitap iki ana bölümden oluşur. Birinci bölümde makamlar, perdeler, usuller üstüne bilgiler, ikinci bölümde ise, 16.-17. yüzyıla ait toplam 349 parça eserin notasını verir. O dönemin Osmanlıcası ile düzgün bir üslupla kaleme alınan Edvar, Sultan 2.Ahmet’e sunulmuştur. 

Türkiye’deki çağdaş müzikoloji çalışmalarında, onun önemine ilk kez dikkati çeken kişi Rauf Yekta Bey oldu. 1912’de Şehbal dergisinde yayınladığı iki yazıda, biyografisini sunduktan sonra Hüseyin Sadettin Arel aynı dergide hem bu edvarı yayınladı, hem de eser üstüne açıklamalarda bulundu.