Kazım Berzeg Liberal Düşünce Topluluğu Kurucusu hukukçu, yazar
1938 yılında Samsun'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Samsun’da, yüksek öğrenimini İstanbul Hukuk Fakültesi'nde tamamladı (1961). Samsun'da serbest avukatlık yaptı ve çiftçilikle uğraştı.
Bu yıllarda yerel basında çeşitli konularda yazılar yayınladı (1962-64). Kavak ilçesi Ziraat Odası Meclis Başkanlığı ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği Samsun İl Temsilciliği görevlerinde bulundu.
Daha sonra Ankara’da DSİ Genel Müdürlüğü, Türkiye Şeker Fabrikaları ve Sanayi Bakanlığı’nda müşavir avukat olarak çalıştı. Emekli olduktan sonra tekrar serbest avukatlık yaptı.
Türkiye'de, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'ndan mülkiyet ve kamulaştırma konularında kabul edilebilirlik kararları alan ilk avukattır.
Samsun'daki Kafkas Kültür Derneği'nin kurucuları arasında bulundu. Ankara Kuzey Kafkasya Kültür Derneği'nin yönetim kurullarında görev aldı.
1964-1994 yılları arasında Zafer, Son Havadis, Milliyet, Cumhuriyet, Pazar Postası, Yeni Kafkasya gibi gazetelerde, Forum, Polemik, Yeni Forum, Ankara Barosu Dergisi, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Kafkasya Gerçeği, Tarih ve Toplum, Yedi Yıldız vb. dergilerinde hukuk, tarım, politika ve tarih konularında çok sayıda yazısı yayınlandı.
7 Şubat 2016 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
ESERLERİ:
1.Türk Tarımı ve Toprak Reformu (Ankara 1972) 2.Hukuk Başlangıcı ve Ayni Haklar Ders Notları (D.S.İ. Ankara 1978) 3.1820 Edirne Muahedesinden Sonra Osmanlı Devletinin Çerkes Politikası... (Ankara 1990) 4.Liberalizm Demokrasi Kapıkulu Geleneği (Ankara 1993) 5.Liberalizm Hukuk Ahlak(Ankara 1994)
VEFAT-HABER
Kazım Berzeg, son yolculuğuna uğurlandı 10 Şubat 2016
Önceki gün hayatını kaybeden Liberal Düşünce Topluluğu (LDT) kurucularından Kazım Berzeg, dün toprağa verildi.
Berzeg, geçtiğimiz pazar günü İstanbul'daki evinden gazete almaya giderken kalp krizi geçirip vefat etmişti. Üsküdar Şakirin Camii'nde öğlen namazını müteakip kılınan cenaze namazına Samsun Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ve anayasa profesörü Mustafa Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda siyasetçi ve akademisyen katıldı. Taziyeleri kızı Denef Deniz kabul etti. Cenaze namazının ardından omuzlara alınan Berzeg, Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.
HAKKINDA YAZILANLAR
Kâzım Berzeg: Liberal öncü Prof.Dr. Mustafa Erdoğan Zaman 18 Şubat 2016
Kâzım Bey'i tanımak benim hayatımdaki en büyük bahtiyarlıklardan biridir. O, Türkiye'nin sadece refahının değil, özgürleşmesinin de esas itibarıyla “liberal-sağ” siyasî geleneğe mensup partiler eliyle sağlanabileceği kanaatindeydi. Türkiye bir “liberal öncü”yü kaybetti. Kendisini rahmet ve minnetle anıyorum.
Hukukçu ve fikir adamı, aziz dostum Kâzım Berzeg, 7 Şubat günü hayata gözlerini yumdu. Sadece liberal-demokrat çevreler için değil, bütün bir toplumun geleceğe dönük “özgür bir Türkiye” umudu için de yeri doldurulamaz bir kayıp. İlki 1992'te Liberal Düşünce Topluluğu'nun ve ikincisi 2014'te Özgürlük Araştırmaları Derneği'nin kuruluşunda olmak üzere, Kâzım Bey Türkiye'de özgürlük umudunun yeşertilmesine iki defa katkıda bulunmuştu. Ne yazık ki, birlikte olduğumuz ikinci girişimde, eski arkadaşlarından bazıları yanında değildi.
Kâzım Bey'in iki yönlü bir kariyeri vardı; hem hukukçuydu, hem de fikir adamıydı. Avukattı ama hukukçuluğu avukatlığından ibaret değildi, sahiden “hukukçu”ydu o. Onun içindir ki, fikir dünyasında olduğu kadar hukuk camiasında da adıyla-sanıyla bilinen ve bu sıfatla saygı gören şahsiyetlerdendi. Kâzım Berzeg, Avrupa Konseyi insan hakları koruma sisteminin Türkiye'de tanınmasında öncü rol oynamış bir hukukçuydu: Mülkiyet hakkı ihlâllerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne ilk götürenlerdendi; böylece Türkiye Cumhuriyeti'nin “mülkiyet hakkı” diye bir temel hakkın var olduğunu ve bu hakka saygıyı öğrenmesine aracılık etmişti. Kâzım Bey birey haklarına, hukukun üstünlüğüne, yargı bağımsızlığına bağlılığıyla olduğu gibi; “hukuk”un özgürlükle ve haklarla kopmaz bağını vurgulamasıyla da hukuk alanında liberal bir profil çizmişti.
Kâzım Berzeg daha 60'lı-70'li yıllarda hukuk ve siyaset alanlarında özgürlük, hak ve demokrasi eksenli yazılarıyla temayüz etmiş “kıdemli bir liberal-demokrat”tı. Özgürlük, demokrasi ve hukuk meselelerine esas olarak Locke'cu bir perspektiften bakıyordu. İnsanların “doğal haklar”a sahip olduğuna, devletin bu hakları korumakla sınırlı olduğuna ve insanlar arasında “tabiî” bir otorite hiyerarşisinin var olmadığına gönülden inanıyordu. Bu kanaatlerin Türkiye'de geçer akçe olan “hikmet-i hükümet” felsefesiyle ve ideolojik devlet anlayışıyla bağdaşmadığının farkındaydı. Devlete karşı toplumdan yanaydı. Kâzım Bey'in sivilliği elbette militarizme karşı olmakla sınırlı değildi. Bir keresinde şöyle bir şey dediğini hatırlıyorum: “Bütün devletlerin ordularını kozlarını aralarında paylaşmak için Büyük Sahra'ya göndersek de toplumları rahat bıraksalar!”
Kâzım Berzeg, Demokrat Parti'li bir aileden geliyordu; Türkiye'nin sadece refahının değil, özgürleşmesinin de esas itibarıyla -kendi deyimiyle- “liberal-sağ” siyasî geleneğe mensup partiler eliyle sağlanabileceği kanaatindeydi. Çünkü, ona göre, Türkiye halkı özgür bırakıldığında hep devletin karşısında gördüğü siyasî partilere teveccüh göstermişti, esasen program ve icraatında liberal temalara en fazla yer verenler de bu partilerdi. İlk başlarda AKP'nin de bu “liberal-sağ” çizgiye oturacağından ümitliydi ama kötü yanıldığını “ahir ömründe” acıyla fark etti.
Yıllar evvel, sanırım 2002 yılındaydı, Liberal Düşünce Topluluğu olarak kendisine “Özgürlük Onur Ödülü” vermiştik. O vesileyle yaptığım konuşmada dediğim gibi, Kâzım Beyi tanımak benim hayatımdaki en büyük bahtiyarlıklardan biridir. Ben onu 1991 sonları veya 1992 başlarında tanıdım. Onunla tanışmamız, Atillâ Yayla'yla beraber bir süredir zaten aklımızda olan Liberal Düşünce Topluluğu'nu kurma fikrini hayata geçirmemizi kolaylaştırdı. Başlangıçta Kâzım Bey'in Kızılay'daki bürosunu irtibat merkezi olarak kullanıyorduk. Topluluk, 1994 yılında derneğe dönüştükten sonra da ilk başkanlığı Kâzım Bey üstlendi.
Kâzım Bey, sağlık sorunları nedeniyle son birkaç yıldır hem hukuk hem de fikir alanında eskisi kadar aktif değildi. Buna rağmen, iki yıl önce Özgürlük Araştırmaları Derneği'nin (ÖAD) kuruluşuna ve kuruluş sonrasında kimi faaliyetlerine katıldı. Çünkü, ÖAD'nin kuruluşunu, vaktiyle LDT'yi kurarken yaptığımız gibi, Türkiye'nin çok kritik bir döneminde özgürlük davası için atılmış can alıcı önemde bir adım olarak görüyordu. Kâzım Berzeg, liberal değerlere sahiden bağlı olan herkes gibi, Türkiye'nin son yıllarda otoriterliğe doğru sürüklenişinden ve AKP iktidarının “Türkiye'nin başını belâya sokacak” dış siyasetinden son derece kaygı duyuyordu. O kadar ki, hiç sarsılmayacağını sandığımız geleneksel iyimserliğini son birkaç yılda kaybetmiş gibiydi. AKP'nin “millî görüş” ile “İslamcılık” karması eski siyasî gömleğini yeniden giymiş görünmesi onu hayal kırıklığına uğratmıştı.
Türkiye bir “liberal öncü”yü, Kâzım Berzeg'i kaybetti. Kendisini rahmet ve minnetle anıyorum.