Kemal Derviş Devlet Eski Bakanı Sabancı Üniversitesi Uluslararası Danışma Kurulu Üyesi Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı
1949 yılında doğdu. İngiltere'de ekonomi alanında dünyanın sayılı üniversitelerinden olan London School of Economics'den mezun olduktan sonra ABD'nin dünyaca ünlü Princeton Üniversitesi'nde de yüksek lisans ve doktorasını yaptı. Bülent Ecevit'in 1973-1976 yıllarında ekonomi ve uluslararası ilişkilerden sorumlu danışmanlığını yaptı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve Hacettepe Üniversitesi'nin yanı sıra Princeton Üniversitesi'nde ekonomi ve uluslararası ilişkiler alanında öğretim üyeliği görevinde bulunan Derviş, Dünya Bankası'na 1978 yılında katıldı.
Dünya Bankası Araştırma Servisi'nde göreve başladı. 1982 yılında Dünya Bankası'nda Küresel Endüstri Departmanı, Endüstriyel Strateji ve Politikası için Bölüm Başkanlığı görevine getirildi. Bu görevi 1986 yılına kadar sürdürdü. Aynı yıl Dünya Bankası'nın Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi'nden sorumlu baş ekonomistliği görevine atandı. Orta Avrupa Departmanı'nda, 1987 yılından 1991 yılına kadar, direktör olarak görev yaptı. Daha sonra Kuzey Afrika Departmanlığı'nda direktör olarak görev aldı. Dünya Bankası'nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) Bölümü'nden sorumlu Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. Ekonomiden sorumlu devlet bakanı olarak görev yaptı.
HABER
Derviş, resmen UNDP Başkanı Türkiye 27 Nisan 2005
NEW YORK - Birleşmiş Milletler (BM), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Kemal Derviş’in BM Kalkınma Programı (UNDP) başkanlığına seçildiğini resmen açıkladı. BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın sözcüsü Stephane Dujarric, olağan günlük basın toplantısında, Kemal Derviş’in UNDP başkanı seçildiğini söyledi. Dujarric, Annan’ın UNDP İcra Kurulu Başkanı’na bir mektup yollayarak, Derviş’in dört yıllık bir süre için UNDP’nin yeni başkanı seçilmesini BM Genel Kurulu’ndan isteyeceğini bildirdiğini kaydetti. Sözcü, bugüne kadar geleneksel olarak katkıda ve bağışta bulunan ülkelerden başkanların seçildiği UNDP’ye ilk defa, bu kuruluş tarafından kalkınma programları uygulanan bir ülkeden başkan seçildiğine dikkati çekti. Derviş’in yayımlanmış bir çok akademik makaleye de imza attığını söyleyen Dujarric, Kemal Derviş’in resmen UNDP başkanı olarak göreve başlayabilmesi için atamasının BM Genel Kurulu tarafından onaylanması gerektiğini belirtti.
Halen UNDP Başkanlığı’nı da yürüten BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Özel Kalem Müdürü Mark Malloch Brown, ‘’Genel Sekreter, kalkınma konularında bilgi ve tecrübe sahibi olması açısından UNDP Başkanlığı için Kemal Derviş’ten daha iyi bir isim seçemezdi’’ dedi. UNDP de bir açıklama yaparak, UNDP İcra Kurulu’nun, Derviş konusunda bu hafta içinde istişarelerde bulunacağını duyurdu. Açıklamada, Derviş’in BM Genel Kurulu’nun yıllık güz toplantısı öncesinde UNDP’deki görevine başlamasının beklendiği kaydedildi.
UNDP nedir? UNDP, insan merkezli kalkınma anlayışı için gerekli değişimin savunuculuğunu yapan, insanların daha iyi bir hayat kurabilmelerine yardım için ülkelerin bilgi, deneyim ve kaynaklara ulaşmalarına çalışan bir Birleşmiş Milletler küresel kalkınma kuruluşudur.
ESERLERİ:
Küreselleşme veya tarihin devamı Kemal Derviş'in bu yazısı Bilgi Üniversitesi'nin ‘‘Foreign Policy’’ (Dış Siyaset) dergisinin son sayısında Dünya Bankası Başkan Yardımcısı sıfatıyla yer aldı
YİRMİNCİ yüzyılın sonu dünyayı çok değiştirdiyse bile tarihin akışı sürüyor. Yüzyılı temel boyutlarında şekillendirmiş olan kapitalizm ile sosyalizm arasındaki büyük çekişme ortaya yeni bir sentez çıkardı. Ancak geçen yüzyılın son yirmi yılında oluşan bu sentezi, kapitalizmin mutlak galibiyeti veya sosyalizmin yenilgisi olarak tanımlamak da yanlış olur.
Kuşkusuz, piyasa mekanizmasının ve özel girişimin önemi daha iyi anlaşıldı. özel mülkiyet güven altına alınmadan piyasa mekanizmasının işlemeyeceği kabul edildi. Ekonomide katı merkeziyetçiliğin sonuç vermediği iyice ortaya çıktı. Yatırımlarda miktardan çok kalitenin önemli olduğu kanıtlandı. Tablo aslında bu denli basit değil. Çünkü devlet küçülmedi, tersine çok büyüdü. Çağdaş ekonomide devletin üretimden çekildiği doğrudur. Bununla birlikte, devletin hem gelir dağılımına müdahalesi, hem de piyasayı düzenleyici işlevi azalmadı, arttı.
Başarılı olan, üstünlüğü kanıtlanan model, devlet ve piyasanın ç elişmediği, birbirlerini tamamladığı bir senteze dayanıyor. Güçlü bir hukuk devletinin eksikliği, piyasaların sağlıklı bir rekabetle işlemesine, kaynakların yüksek etkinlikle kullanılmasına engel oluyor, makroekonomik bunalım olasılığını da arttıyor.
KAPİTALİZM-SOSYALİZM Piyasanın ve özel girişimin düzenleyici devlete daima ihtiyacı vardır. Yurt içinde etkili olmak, dünyada sözünü geçirmek isteyen bir devletin, verimli çalışan, zenginlik yaratan bir piyasa ekonomisine ihtiyacı var. Yirminci yüzyılın sonunda egemen olan ekonomik model kapitalizmin ve sosyalizmin yararlı unsurlarını birleştiren böyle bir sentez olarak gelişti.
Ne var ki, 21. yüzyılda, ‘‘piyasa’’ dediğimiz mekanizma artık ulusal değil, küresel düzeyde işliyor. Bu nedenle ulusal düzeyde devam eden gelir dağılımındaki bozukluğun uluslararası boyutu da gitgide önem kazanıyor.
Ulusal devlet, kendi toplumundaki gelir dağılımını, istediğinde vergi ve sosyal harcama politikalarıyla kısmen değiştirebiliyor. Ancak yılda ortalama kişi başına 30.000 dolar dolaylarında geliri olan ülkelerle, yılda kişi başına 300 dolarla yetinmek zorunda olan ülkeler arasındaki sosyal uçuruma karşı, hangi kamu gücü, kimin meşru kıldığı hangi hakla ve hangi kaynakla mücadele edebilir? Piyasaların etkin işlemesi konusunda, küreselleşen sermaye hareketlerini herhangi bir devletin tek başına denetleyebilmesi derece zorlaştı.
İDEOLOJİK BOŞLUK İşin asıl ilginç yanı, küreselleşmenin ideolojik ve politik bir boşlukta gelişiyor olması. Meşrutiyetini vatandaşlarının oyundan alan çağdaş demokratik devlet, serbest piyasanın çoğu zaman haksız gözüken, herhangi bir değer veya inanç sistemini yansıtmayan işleyişini demokratik politika sonucunda dengeleyebiliyordu. Ancak, aynı davranışı, küresel piyasa söz konusu olduğunda gözlemlemek mümkün değil.
Yirmibirinci yüzyıl böyle bir ideolojik çıkmazla başlıyor. Binbir zorlukla ve milyonlarca insanın ideolojik kavgalarda hayatını yitirmesinden sonra, kabul gören ve 20. yüzyıl sonunda egemen olan sosyo-ekonomik sentez, küreselleşmenin gücü yüzünden anlamını büyük ölçüde yitirmek üzere.
Küresel piyasaya eşlik edecek ve onu denetleyecek, küresel gelir dağılımına müdahale edecek, güçlü ve meşru bir kamu otoritesi henüz oluşmadı. önümüzdeki büyük sorunların çözümünü sadece teknolojide ya da ekonomide bulmak mümkün değil. Küresel piyasanın yasal, kabul gören, demokrasinin ilkelerini yansıtan bir siyasi çerçeveye ihtiyacı var. Bu çerçeveyi meşru kılan ideoloji oluşmadan, küreselleşme büyük tartışmalara ve kavgalara yol aşabilir.
TÜRKİYE'YE DÜŞEN ROL Yerel ve ulusal benliğin korunabileceği, ancak küresel piyasanın da denetlenebileceği yeni bir sentez arayışı 21. yüzyılda ideolojik tartışmaların özünü oluşturacak.
Tarih bitmedi, devam ediyor ve hepimizi bugün düşlemekte bile güçlük çektiğimiz yepyeni ufuklara doğru götürüyor. Türkiye medeniyetleri bir araya getiren geçmişinden ve kıtalararası coğrafi konumundan kaynaklanan özelliğiyle, bu arayışta hiç kuşkusuz çok önemli bir rol oynayacaktır.
HAKKINDA YAZILANLAR
Derviş: Gençliğimde ben de yürüdüm Hürriyet 7 Nisan 2001
Devlet Bakanı Kemal Derviş, ekonomik kriz nedeniyle sokaklarda eylem yapan esnafın kaygısını anladığını söyleyerek, ‘‘Ben de gençliğimde epey yürüdüm sokaklarda’’dedi. Derviş, ‘‘Türk halkı sağduyu ölçüsünde beklemesi gerekiyor. Büyük bir ekonomik bunalımdan geçiyoruz ve mucize beklemek yanlış’’diye konuştu.
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, dar gelirli vatandaşın kaygısını ve tepkisini anladığını söyleyerek, toplumun çeşitli kesimlerinin sokaklarda eylem yapmasını ‘‘Ben de gençliğimde sokaklarda yürüdüm’’ diye değerlendirdi. Türk halkının sağduyulu olduğunu vurgulayan Derviş, ‘‘Fakat icraat da güven istiyor. Adım adım iyiye götüreceğiz’’ dedi .
Derviş, dün Başbakan Bülent Ecevit ile yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Türkiye'nin büyük bir ekonomik bunalımdan geçtiğini belirterek, mucize beklemenin yanlışlığına dikkat çekti. Hergün bir adım daha ilerlediklerini belirten Derviş, esnafın sokak eylemleri hatırlatılınca şöyle konuştu: ‘‘Dar gelirli, esnaf, işçi ve işveren zor durumda. Ben de gençliğimde epey yürüdüm sokaklarda. Ama bunu hep birlikte aşacağız. Türk halkı sağduyuludur. Tabii icraat da görmek istiyor. Görmek istemekte de haklıdır. Yalnız belli bir sabır ölçüsünde, sağduyu ölçüsünde beklenmesi gerekir. Sanıyorum adım adım iyiye doğru götüreceğiz. En önemli şart Türk vatandaşının kendisine, ulusuna devletine güvenmesidir. Türkiye, tüm zorluklara rağmen çok güçlü bir toplumdur.’’
Derviş, Başbakan ve koalisyon liderlerinin büyük desteği olduğunu, yakın temas için fırsat bulabilirse partililerin de desteğinin artacağını savundu. ANAP Grup Başkanvekili İbrahim Yaşar Dedelek'in TBMM'ye gitmemesini eleştirmesine de Derviş şöyle karşılık verdi: ‘‘Benim de hoşuma giderdi. Ama o zaman bu işleri ve programla ilgili bütün çalışmaları nasıl yürüteceğiz. Maalesef şu anda bütün zaman Meclis'te olmak mümkün değil. O bakımdan biraz anlayış bekliyorum. Mucize yoktur onu ilk başta da söyledim. Ama destek vardır. Benim için herşeyden önce sizin ve toplumun desteği önemli. Ama bu program toplumun desteği, vatandaşın güveni olmadan başarıya ulaşamaz. En önemli destek vatandaşındır.’’ Derviş'in verdiği diğer mesajlar özetle şöyle:
DENGE KURMAYA ÇALIŞIYORUZ Bir taraftan çok acele etmemiz gerekiyor, Türkiye'nin beklemeye çok tahammülü yok. Ama aynı zamanda da uzun zamandır sorun yaratan birtakım meselelerin üstüne de çok ciddiyetle eğilmemiz, çok ciddi çalışmamız, fazla yanlış yapmamamız gerekiyor. Lütfen birazcık herkes sabırlı olsun. Birlikte çalışalım. Bu dengeyi kurmaya çalışıyoruz. Takımımızı da kurduk. Kamu bankalarının yönetimine de çok deneyimli ve saygın bir arkadaş geldi, Hazine müsteşarı, Merkez Bankası başkanı ve diğer bürokrat arkadaşlarla hep birlikte çalışıyoruz.
MUCİZE YOKTUR Mümkün olduğunca dargelirliyi, emeği düşünerek programı yürürlüğe koymamız gerekiyor. Ama ekonomide muzice yok. Olmayan bir kaynağı da birisine vermek mümkün değil. O zaman verdiğimiz kaynağı enflasyonla geri almış oluruz. Sürekli bir başarı yaratmış olmayız.
IMF ile ciddi çalışma başlıyor Devlet Bakanı Kemal Derviş, dışarıdan iyi haberler geldiğini belirterek, "Yarın (bugün) IMF heyeti Türkiye'ye geliyor. Onlarla Pazar günü sabahtan itibaren çok ciddi çalışmaya başlayacağız. Dolayısıyla önümüzde önemli bir hafta var. Fakat hazırlıklıyız"dedi. Yasalar konusunda da epey mesafe aldıkları ifade eden Derviş, "Sanıyorum Nisan ayı ortasına kadar program ve dış anlaşmalar için gerekli olan yasaların büyük çoğunluğu TBMM'den geçmiş veya geçmek üzere olacak" diye konuştu.
HAKKINDA YAZILANLAR
Süper Bakan Kemal Derviş Hürriyet 3 Mart 2001 Şehriban OĞHAN/ANKARA
Dün iki kez biraraya gelen kaolisyon liderleri, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş'in, dışardan Devlet Bakanı olarak atanmasına karar verdi. Başbakanlık'ta günboyu süren toplantılar sonucu, Merkez Bankası Başkanlığı'a Süreyya Serdengeçti atandı. Hazine Müsteşarlığı'na bir süre daha Ferhat Emil vekalet edecek.
DÜNYA Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş, koalisyon liderlerinin günboyu süren toplantıları sonucu Devlet Bakanlığı koltuğuna oturarak ekonominin dümenine geçti. Dün, Ankara'da iki liderler zirvesi ve bürokratlar arasında yapılan bir dizi toplantı sonrasında, önceki akşam Türkiye'ye gelen Kemal Derviş'in, geniş yetkilerle donatılmış bir Devlet Bakanı olarak görev yapması kararlaştırıldı. Hükümet, Kemal Derviş'in de onayı ile Merkez Bankası Başkanlığı'na, halen bu kurumda Başkan Yardımcısı olarak çalışan Süreyya Serdengeçti'nin atanmasını kararlaştırdı. Hazine Müsteşarlığı'na henüz bir atama yapılmazken, halen vekaletin Hazine Müsteşarı olarak görev yapan Ferhat Emil'in bu görevi bir süre daha sürdürmesi kararlaştırdı. Kemal Derviş'in atama kararnamesi dün Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldı. Derviş'in, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in onayından sonra Meclis'in ilk oturumunda yemin ederek göreve başaması bekleniyor.
SÜPER YETKİ Başbakan Bülent Ecevit, dün akşam saatlerinde bir basın toplantısı düzenleyerek Kemal Derviş'e bağlı olacak kurum ve kuruluşları açıkladı. Ecevit'in açıklamasına göre Derviş, Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BBDK), Ziraat Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu, Halk Bankası ve Türkiye Kalkınma Bankası'ndan sorumlu olacak. Ecevit ile basın açıklaması yapan Kemal Derviş, gazetecilerin sorularını yanıtlamaktan kaçındı. ‘‘İşimiz çok, şimdi daha fazla konuşmak istemiyorum’’ diyen Derviş, Bülent Ecevit ile 26 yıl sonra tekrar çalışmanın kendisi için büyük bir mutluluk olduğunu belirtti. Derviş, dün sabah erken saatlerde Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi, CHP eski Genel Başkan adayı Prof. Hurşit Güneş ile görüştü. Yaklaşık yarım saatlik bu görüşmenin ardından Merkez Bankası eski Başkanı Gazi Erçel, Derviş'in kaldığı otele geldi. Derviş ve Erçel yaklaşık 40 dakika süren sabah kahvaltısında biraraya geldiler. Erçel, kahvaltının ardından habercilere görünmemek için garaj kapısından çıkmayı tercih ederken, Kemal Derviş odasına çıktı. Basın mensuplarının ısrarlı talepleri üzerine, bir süre sonra otelin lobisine inen Derviş, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.
YARDIM İÇİN ÇALIŞIYORUM Derviş, gazetecilerin, ‘‘Türkiye'ye nasıl yardım edebilirsiniz’’ şeklindeki bir soruya şu yanıtı verdi: ‘‘Türkiye'ye nasıl yardım edebileceğim üzerinde çalışıyorum. Sayın Başbakan ve başbakan yardımcılarının önerilerini bekliyorum. Herşey daha çok yeni, ama benim bir talebim olmadı. Ben Başbakan'ın çağrısı üzerine durumu görüşmek üzere geldim.’’ Derviş, ‘‘Yeni bir sorumluluk yüklenmeye hazır mısınız?’’ sorusuna ise, ‘‘Elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Bu yardımın şeklini bulmaya çalışıyorum’’ karşılığını verdi. Kemal Derviş, Türkiye'de yeni bir görev üstlenmesi halinde bunun Dünya Bankasınca nasıl karşılanacağı sorusuna ise, ‘‘Bu benim kararım. Zaten Dünya Bankası'ndaki arkadaşlar da Türkiye'ye destek olmak istiyorlar. Türkiye'deki sağlam toplumsal yapıyı ve büyük ekonomik potansiyeli herkese anlatmamız lazım’’ yanıtını verdi. Derviş, ‘‘Herkes sizi Cottarelli gibi görüyor’’ hatırlatması üzerine ise şu değerlendirmeyi yaptı: ‘‘Bunda biraz sizin de kabahatiniz var. Bu bir takım işidir. Bu çağdaş dünyada birtek kişinin bu işi tek başına yapması mümkün değil. Bu takımın nasıl oluşturulacağına ve bu takıma nasıl yardım edebileceğime bakıyorum.''
Derviş'i bakanlığa taşıyan hareketli gün 09.30: Başbakan Bülent Ecevit, Başbakanlık'a geldi. 10.15: İlk kez Bakanlar Kurulu toplantısında son ekonomik gelişmelerin değerlendirileceği basın mensuplarına duyuruldu. 10.30: Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Başbakanlık'a geldi. 11.00: Başbakan Ecevit ile Başbakan yardımcıları Bahçeli ve Hüsamettin Özkan biraraya geldiler. 11.20: Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz da Başbakanlık'a gelerek bu toplantıya katıldı. 11.30: Liderler toplantısı sona erdi. Bakanlar Kurulu toplantısı başladı. 11.35: Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. 11.45: Bahçeli, Yılmaz ve Özkan Ecevit'in başkanlığında yeniden biraraya geldiler. 12.10: Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş Başbakanlık'a gelerek, liderlerin toplantısına katıldı. 14.00: Emekliliğini isteyerek görevinden ayrılan Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp Başbakanlık'a geldi. 14.05: Demiralp ve Kemal Derviş, 3 liderle görüşürken, Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, başka bir odada Devlet Bakanı Recep Önal ile biraraya geldi. 14.30: Liderlerin toplantısı sona erdi. Derviş ile Demiralp başka bir odada görüştüler. 15.15: Demiralp, Başbakanlık'tan ayrıldı. 17.35: Ecevit, basın toplantısı ile Derviş'in görevini açıkladı.
Katrilyona alışmam lazım
DÜN gün boyu önce koalisyon liderleriyle, daha sonra da bürokratlarla biraraya gelen Kemal Derviş, medyanın kendisine gösterdiği ilgiye şaşırdı. Sabah saatlerinde kaldığı Ankara Hilton Oteli'nden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Derviş, dosyalar üzerindeki çalışmasını sürdürdüğünü ve akşamdan bu yana en az 20 kişiyle telefon görüşmesi yaptığını söyledi. Kemal Derviş, ‘‘Türkiye'nin durumu nedir?’’ sorusuna, ‘‘Önce katrilyon kavramına alışmam lazım’’ yanıtını verdi. Derviş çok iyi seçim HAZİNE Müsteşarlığı'ndan emekliye ayrılan Selçuk Demiralp, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş'in çok iyi bir seçim ve çok güçlü bir isim olduğunu söyledi. Demiralp, dün Hazine çalışanlarına kısa bir toplantıyla veda etti. Basına kapalı yapılan toplantıdan yaşlı gözlerle çıkan Demiralp, kendisine verdikleri destekten dolayı gazetecilere teşekkür etti. Demiralp, ‘‘Kemal Derviş isim olarak çok önde gelen isimlerden bir tanesidir. Çok iyi bir seçimdir. Hem yurtiçinde, hem yurtdışında Türkiye'yi çok iyi bir biçimde temsil edebilecek güçte bir isimdir’’ diye konuştu. Kendisine ihtiyaç olursa destek olmaya hazır olduğunu belirten, Hazine Müsteşarlığı görevini üstlenece kişi için ‘‘Allah kolaylık versin çok zordur’’ dedi. Selçuk Demiralp, basına kapalı olarak yapılan veda toplantısında krizin maliyetinin sadece Merkez Bankası eski Başkanı Gazi Erçel'e çıkarılmasını istemediği için görevi bıraktığını açıkladı. Demiralp'in ‘‘Bu, etik olarak bana yakışmazdı. Çünkü para programında değişiklik oluyordu ve Merkez Bankası başkanıyla müşterek sorumluluğumuz vardı’’ dediği öğrenildi. Müsteşar vekili Ferhat Emil'in asaleten atanmasını Hükümet'in çok istediğini ancak Emil'in bunu sağlık nedenleriyle geri çevirdiğini söyleyen Demiralp'in konuşması sırasında sık sık gözlerini dolduğu görüldü. Önce Merkez Bankası Başkanlığı önerildi KEMAL Derviş, önceki gün ABD'den döndükten sonra Başbakan Bülent Ecevit ile yaptığı görüşmede sadece Merkez Bankası Başkanlığı görevini üstlenmeye sıcak yaklaşmadı. Derviş, daha yukarda koordinasyonu sağlayacak bir görev istedi. Ecevit de önceki gece yapılan liderler zirvesinde Derviş'in de talep ettiği, bakanlık görevi verilmesini ortaklarına danıştı. Koalisyon ortakları ilk aşamada Derviş'e bakanlık görevi verilmesine sıcak bakmadı. Ancak, Hazine'den sorumlu Devlet Bakanlığı DSP'nin uhdesinde olduğu için, Recep Önal'ın görevinden alınıp yerine Derviş'in atanmasının DSP'nin yetkisinde olduğu Ecevit'e anımsatıldı. Ecevit, bunun üzerine boş bulunan bir Devlet Bakanlığı'na Önal'ı kaydırıp, koalisyonda DSP'nin bakan sayısını bir artırarak 14'e çıkarmasının olası olup olmayacağını sordu. Bahçeli ve Yılmaz buna olumlu yaklaştı. Derviş'e hangi kurumlar bağlı? Merkez Bankası Hazine Müsteşarlığı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Ziraat Bankası Sermaye Piyasası Kurulu Halk Bankası Türkiye Kalkınma Bankası
HAKKINDA YAZILANLAR
Kurtarıcı Derviş YDH’lı çıktı Cüneyt Uzunoğulları Hürriyet 29 Şubat 2001
Bugün hükümetle görüşmek üzere ABD'den Türkiye'ye gelecek olan Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş, 1994 yılında Cem Boyner başkanlığında oluşturulan Yeni Demokrasi Hareketi'nin (YDH) kurucu üyesi olduğu belirlendi. Başbakan Bülent Ecevit'in Türkiye'ye görüşmek üzere çağırdığı Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş, 1994 yılında Cem Boyner başkanlığında oluşturulan Yeni Demokrasi Hareketi'nin (YDH) kurucu üyesi çıktı. Hakkında Merkez Bankası Başkanlığı veya ekonomiden sorumlu bakanlığa getirileceği spekülasyonları yapılan Kemal Derviş, 1995 yılında yapılan genel seçimlerde binde 8 oy aldıktan sonra kendini fesheden YDH'da Zülfü Dicleli, Prof. Asaf Savaş Akat, Memduh Hacıoğlu, Cengiz Çandar ve Mehmet Altan gibi isimlerle birlikte görev almıştı. Dün Washington'dan hareket eden Kemal Derviş, bugün Ankara'ya geliyor. Başbakan Bülent Ecevit, dün TBMM'de liderler zirvesi çıkışında gazetecilerin sorusu üzerine, ‘‘Amerika'dan bir değerli arkadaşımız geliyor. Onunla değerlendirmede bulunacağız’’ dedi.
YOKSULLUK UZMANI
Kemal Derviş, Mayıs 2000'den bu yana Dünya Bankası'nda, küresel düzeyde yoksulluğun azaltılması programları ile ekonomi idaresi ve politika konuları için global iletişimden sorumlu Başkan Yardımcısı görevini sürdürüyor. Derviş'in ‘‘Dış Ticarette Planlama Modelleri’’ ve ‘‘Kalkınma Politikası için Genel Denge Modelleri’’ isimli iki kitabın yanı sıra çeşitli dergilerde yayımlanmış ekonomi konusunda çok sayıda makaleleri bulunuyor. Yılmaz: Derviş, Merkez Bankası'nı kabul etti, IMF sevindi Başbakan Bülent Ecevit, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş'in Türkiye'ye gelişi için, ‘‘danışacağız’’ demekle yetinirken, Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz dün partisinin Başkanlık Divanı'nda, Kemal Derviş'in Merkez Bankası Başkanlığı görevini kabul ettiğini açıkladı. Derviş ile Ecevit'in bir telefon görüşmesi yaptıklarını belirten Yılmaz, bu görüşme sonucu Derviş'in kendisine yapılan teklifi kabul ettiğini belirtti. Yılmaz, Kemal Derviş'in Merkez Bankası Başkanlığı'nı kabul etmesi sonrasında, Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer'in de Ecevit'i telefonla arayarak, ‘‘İyi bir seçim yaptınız’’ dediğini kaydetti.
Huntington'a karşı Kemalizm'i savundu
Kemal Derviş Dünya Bankası adına katıldığı toplantılarda yaptığı geniş çerçeveli konuşmalarla tanınıyor. Derviş'in konuşmalarında bir teknisyenden çok bir akademisyenin kuramsal yaklaşımları görülüyor. Derviş, Dünya Bankası Ortadoğu, Kuzey Afrika Bölge Başkanlığı yaptığı dönemde Ahmet Dallı Bankacılık Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada ABD'li siyaset bilimci Samuel Huntington'ın ‘‘Kemalizm'in sonu geldi’’ yaklaşımına karşı Kemalizm'i savundu. Derviş, 9 sayfalık uzun konuşmasında Huntington'a şöyle yanıt verdi: ‘‘Huntington son kitabında medeniyetler çatışmasından söz ediyor. Huntington'a göre önümüzdeki yüzyılda çatışma esas olarak batı ile İslam, batı ile Çin arasında olacak. Huntington kitabında Türkiye'ye de yer veriyor. Huntington Türkiye'de Kemalizm'in sona ereceğini söylüyor. Türkiye bölgesinde ve dünyada farklılıkları bir arada yaşatabilen örnek bir ülkedir. Türkiye Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u almasıyla birlikte Avrupalı olmuştur. İstanbul her dönem Avrupalı'dır. Atatürk'ün devrimi ise bir başarı hikayesidir. Atatürk Türkiye'yi batılı değil, modern yapmıştır. Huntington'un ölçüleriyle bakarsak Kemalizm yenilmemiştir, Kemalizm olağanüstü bir başarı kazanmıştır. Ben bugün Türkiye'nin bir çok zorluğa ve kafa karışıklığına rağmen, tarihi, coğrafyası ve gelenekleriyle harman olmuş bir çağdaşlığı yaşadığına inanıyorum. Bu da Kemalizm'in zaferidir.’’
HABER
Program Açıklandı !
Derviş'ten Askere Tasarruf Ricası Hürriyet 13 Nisan 2001 Şehriban OĞHAN
Devlet Bakanı Kemal Derviş, dün Genelkurmay Başkanlığına giderek burada komuta heyeti ile yaklaşık 1.5 saat süren bir görüşme yaptı. Derviş, 19.5 milyar dolarlık 32 askeri projenin ertelenmesinin ekonomiye katkıları nedeni ile Genelkurmay Başkanlığına teşekkür etti. Görüşmeye, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, II.Başkan Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile Lojistik, Plan Prensipler ve Harekat Birimlerinin J Başkanları ile Hazine Müsteşarı Faik Öztrak katıldı. Derviş'in görüşmede gündeme getirdiği önemli konuların başında cari harcamaların TSK bünyesinde de kısıtlanması isteği oldu. Derviş'in bu isteğini olumlu yaklaşan komutanlar, yeni program çerçevesinde tüm birlik, kurum ve karargahlarda cari kalemlerin, gözden geçireceğini dile getirdi.
HABER
Derviş'in kaseti çıktı ! haberturk 17 Mayıs 2001
KEMAL DERVİŞ İÇİN ŞARKI YAPILDI.. İŞTE ‘DERVİŞ BABA’ ŞARKISININ SÖZLERİ: HOŞ GELDİN VATANINA, UMUTLAR VERDİN HALKA, DERTLERİ BAŞIMIZDAN, ATASIN DERVİŞ BABA, SANA DESTEK OLMAYAN, UTANSIN DERVİŞ BABA..
MÜZİK dünyasındaki ismini ABD’li şarkıcı ‘Eminem’den alan 12 yaşındaki Gülşen, ilk kasetinde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş’e destek verdi. Marşandiz International Müzik’ten çıkan ‘Memo’ isimli albümünde, Fatih Erkoç’un bestelediği ‘Derviş Baba’ türküsünü seslendirmekten çok mutlu olduğunu söyleyen Gülşen, Muşlu, 6 çocuklu bir ailenin en küçük ferdi. Ve işte, yerli Eminem’in ‘Derviş Baba’ şarkısı..
DERVİŞ BABA
Hoş geldin vatanına Umutlar verdin halka Dertleri başımızdan Atasın Derviş Baba
Sana destek olmayan Utansın Derviş Baba Sana destek vermeyen Utansın Derviş Baba
Biz çocuklar umutla Bakıyoruz dünyaya Bize mutlu yarınlar Getirsen Derviş Baba
Aman baba Derviş Baba Sana muhtacız baba Aman baba Derviş Baba Bizleri kurtar baba
HABER
Katerina Geldi !
Türkiye'nin en çok merak ettiği kadın Hürriyet 19 Mayıs 2001
Dünya Bankası'ndaki görevini bırakarak Türkiye'ye gelen ve 57. hükümet tarafından Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı yapılan Kemal Derviş'in eş özlemi sona erdi. OECD toplantısı için hafta başında Paris'e giden Derviş, Türkiye'ye Paris'te bulunan eşi Catherine Stachniak Derviş ile birlikte döndü. Derviş, Amerikalı eşi Catherine'nin Türkiye'ye yerleşeceğini söyledi. Dayanamayıp bir süre sonra döneceğini iddia edenleri bu şekilde cevaplandıran Derviş, Türkiye'de kalıcı olduğunu da gösterdi.
EŞİNİ BASINA TANIŞTIRDI Paris Orly Havalimanı'ndan İstanbul'a hareket eden THY'nin TK 1828 sefer sayılı uçağıyla 1-C ve 1-A numaralı koltuklarda yan yana oturan Kemal ve Catherine Derviş, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda, uçak altında İstanbul Vali Yardımcısı Şener Can ve DHMİ Protokol Müdürü Gül Yılmaztürk tarafından karşılandı.
Uçaktan indikten sonra kendilerine tahsis edilen araçla VİP Salonu'na geçen Kemal Derviş ve eşi Catherine Derviş, burada kısa bir süre dinlendikten sonra bekleyen gazetecilerin karşısına çıktılar. Devlet Bakanı Derviş, lacivert etek ve ceket, beyaz üzerine değişik renk çizgili yakasız gömlek ve siyah ayakkabı giyen eşi Catherine ile yan yana kısa bir basın toplantısı düzenledi.
BURADA YAŞAYACAĞIZ Derviş'in çağdaş bir yaklaşımla, yerleşmek için Türkiye'ye gelen eşini basın ile tanıştırması, gazeteciler tarafından takdirle karşılandı. Derviş eşi Catherine'i tanıtırken gazetecilere ‘‘Eşim de benim gibi burada yaşamayı seçti. Artık Türkiye'ye yerleşiyoruz, burada yaşayacağız’’ dedi.
Derviş, ‘‘Şimdiye kadar haftada yedi gün çalışıyorduk. Artık altı gün çalışacağımı tahmin ediyorum. Bir gün ayırabileceğim için gelmesi iyi oldu. Kendisi de Türkiye'ye gelmekten çok mutlu.’’ diye konuştu. Konuşmasına şehit ailelerine başsağlığı ve sabır dileyerek başlayan Kemal Derviş, Paris'te bakanlar düzeyindeki OECD toplantısına katıldığını belirterek toplantıda Türkiye'nin yeni ekonomik programını tekrar anlatma fırsatı bulduğunu söyledi.
SARIYER’E GİTTİLER Reel sektör temsilcileriyle görüşmek üzere Anadolu'ya yapacağı geziye eşiyle birlikte çıkacağını söyleyen Derviş, daha sonra gazetecilerin oluşturduğu konvoy eşliğinde Sarıyer Büyükdere Caddesi üzerindeki Sedadkent Villaları'nın bulunduğu siteye geldi.
Kemal ve Catherine Derviş 2 gece İstanbul'da kaldıktan sonra pazar sabahı Ankara'ya gidecek.
HAKKINDA YAZILANLAR
Reformun Dervişleri Halil Hamit Paşa'dan Kemal Derviş'e: Bir Ailenin Biyografisi Abdullah Muradoğlu Bakış Yayınları / Biyografi Dizisi
Türkiye'de işler kötüye gittiğinde bir 'kurtarıcı' aranır. Doğu toplumlarına özgü ölümcül bir mitostur bu. 19 Şubat 2001 tarihli MGK toplantısında Başbakan Bülent Ecevit ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer arasında yaşanan ikinci talihsiz krizin ardından ekonomi de alt üst oldu. Kriz her zaman olduğu gibi sıradan vatandaşı vurdu. Yaşanan gelişmeler bir yönetim krizini de iyice açığa çıkardı. Halk katmanları umutsuzluğa ve yılgınlığa düştü. Hükümetin istifa etmesi beklenirken, tam tersi bir gelişme daha yaşandı. Amerika'dan profesyonel bir kurtarıcı ithal edildi. Bu kez kurtarıcımız Dünya Bankası'ndan Kemal Derviş'ti. 1960'larda Kemal Kurdaş, 1970'lerin başında da Atilla Karaosmanoğlu benzer şekillerde Amerika'dan çağırılmışlardı. Her iki operasyon da başarısızılka sonuçlanmıştı. Ancak Kemal Derviş'in gelişi çok daha farklıydı. Derviş, adeta Hükümetin dördüncü ortağı olarak ekonomi yönetiminin başına getirildi. Kemal Devriş'in bir diğer özelliği de üçyüz yıllık Osmanlı yönetici sınıfından bir aileye mensup olmasıydı. Ailenin kurucusu Halil Hamit Paşa da 219 yıl önce çok geniş yetkilerle bugünkü gibi bir kriz döneminde kurtarıcı olarak Başbakanlığa atanmıştı. "Reformatör" olarak nitelenen Halil Hamit Paşa, Tanzimat'ın da öncüsü sayılıyor. Osmanlı Devleti'ni yenileştirmek isteyen bir akımın önderi olarak kabul edilen Halil Hamit Paşa, devletin reformlara direnen muhafazakar kanadının komplosu sonucunda Başbakanlıktan düşürülerek idam edildi. Aile, Halil Hamit Paşa'dan sonra siyaset meydanından çekildi.
Kemal Derviş, ilmiye ve askeriye sınıfında parlak isimler yetiştiren Hali Hamit Paşa ailesinin siyasete dönüşünü simgeliyor. Kemal Derviş, artık Türk siyasetinde başat bir aktör olarak nitelendiriliyor. 1970'li yılların başından itibaren siyasete yakınlık duyan Derviş, ailesinin reformcu çizgisini izliyor. "Reformun Derviş'leri", Halil Hamit Paşa'dan Kemal Derviş'e kadar uzanan yönetici sınıftan bir ailenin üçyüzyıllık tarihini içeriyor. Kitabı okuduğunuzda bunu anlayacaksınız. Aktörler, sahneler değişse de olayların özü aynı kalıyor. (Arka Kapak)
HAKKINDA YAZILANLAR
Dededen Toruna Genetik İhanet Mahmut Çetin Emre Yayınları
"Tepedelenli Ali Paşa ve Halil Hamit Paşa'dan Kemal Derviş'e Dededen Toruna Genetik İhanet!" Evet, kitabımızın sunumu bu..
Birisi bağımsız devlet kurma sevdasında, diğeri yabancılarla işbirliği yaparak padişahı devirme sevdasında iki dedenin torunudur Kemal Derviş... Bir dönem emperyalizmin genel valisi gibi hareket eden Devlet Eski Bakanı Kemal Derviş, bu kitabın temel olgusu.. Kamuoyu Kemal Derviş'i sadece ekonomist olarak tanıyor... Elinizdeki kitap ise Kemal Derviş'in köken ilişkilerini gün yüzüne çıkarıyor. "Dededen Toruna Genetik İhanet"te sanılanın aksine, insan davranışının etnik kökenle bir bağı olmadığı, davranışların zihniyetle alakalı bir durum olduğu dolaylı olarak ele alınıyor.
"Dededen Toruna Genetik İhanet," Mahmut Çetin'in "Boğaz'daki Aşiret" kitabıyla başlayan aile tarihi araştırmaları zincirinin bir parçası.. Bu çalışma, Osmanlı'dan günümüze uzanan bürokrasi klanından birbirine akraba iki ailenin tarihini, Kemal Derviş özelinde anlatıyor. Kemal Derviş yönetiminde emperyalizmin emrinde yürürlüğe konulan ekonomik politikaların Türkiye'yi kaosa götürdüğü ise kitapta yer alan bir başka öngörü.. Kitabın ikinci bölümünü, "Kaos ve Perestroika" adlı bir değerlendirme oluşturuyor. Böylece Mahmut Çetin, küresel dayatmacı oligakların kirli programlarına karşı, yerli düşüncenin yeni bir derleniş programının da alt yapısını sunmuş oluyor.
HABER
Derviş’in yasak ilişkisi vardı iddiası ntvmsnbc 20 Mayıs 2011
IMF Başkanlığı için adı geçen Kemal Derviş’in geçmişte yasak bir ilişki yaşadığı ve bu nedenle IMF Başkanı olma şansının zora girdiği iddia edildi.
İSTANBUL - Eski IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn’ın cinsel taciz iddiaları üzerine istifa etmesiyle boşalan IMF Başkanlığı için en güçlü adaylardan biri Kemal Derviş.
Halen Brooking Enstitüsü’nün Başkan Yardımcısı olan, eski Ekonomi Bakanı Kemal Derviş ile ilgili olarak bugün New York Times’ta ilginç bir iddia ortaya atıldı.
İddiaya göre Derviş yıllar önce Dünya Bankası’nda çalışırken kendisine bağlı kadın bir çalışanıyla ilişki yaşadı. Hatta bu kadının şimdi IMF’de görev yaptığı söyleniyor.
Gazete iddialarını eskiden Dünya Bankası’nda Kemal Derviş ile aynı katta çalışmış olan Stanislas Balcerac’a dayandırdı.
Derviş kendisine dün bu konuda sorulan soruları özel hayatıyla alakalı olduğu için cevaplamamış. Gazeteye göre bir seks skandalı ile koltuğunu kaybeden Strauss-Kahn’ın yerine geçmesi beklenen Derviş’in böyle bir ilişki yaşamış olma ihtimali, başkanlık şansını oldukça zora sokuyor.
HABER
Derviş IMF adaylığından çekildi Mayıs 2011
Türkiye’nin ekonomiden sorumlu eski Devlet Bakanı Kemal Derviş, bu pozisyon için aday ol-ma-yacağını açıkladı.
Derviş, "IMF Başkanlığı için yapılan spekülasyonlar arasında, benim adım da geçiyordu. Ancak ben aday olmadım ve olmayacağım. Şu anda Brookings Institution’daki görevimden oldukça mutluyum ve tamamıyla bu işle meşgul durumdayım" dedi.
Derviş aynı zamanda, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu konulara yönelik araştırmalarını devam ettirmek istediğini söyledi.
HABER
Avrupa'daki dalga Türkiye'yi de vurabilir! 14 Kasım 2011
Türkiye'nin Ekonomiden Sorumlu Eski Bakanı Kemal Derviş, Avrupa'da yeni hükümetlerin birlik oluşturamaması durumunda, Türkiye'nin de bu durumdan kötü etkileneceğini açıkladı.
“Özellikle Türkiye'ye etkisi olacak diyemeyiz. Ama tabii bizim için de AB ve euro bölgesi önemli bir ticari ortak. Sadece biz o durumda değiliz, birçok ülke o durumda, dolayısıyla kriz, hele derinleşirse, küresel ekonomiyi etkileyecek, küresel ekonomiyi etkileyince Türkiye'yi de etkileyecek, etkilemeye başladı zaten. Brezilya'yı da ABD'yi de etkileyecek. Bazı ülkelere kıyasla euro bölgesinin bizim ticaretimiz içindeki payı belki biraz daha yüksek, ama bizim ticaretimiz de bayağı çeşitlenmiş durumda, bu iyi bir şey. Türkiye ekonomisi hem esnek, hem çeşitlenmiş bir ekonomi, dolayısıyla Avrupa bağımlılığı çok aşırı değil, ama gene de bağlıyız tabii.”
HABER
Derviş'in 'eşim' dediği kadını araştırın 28 Haziran 2012
Meclis Darbe Komisyonu, eski Bakan Güneş Taner'i dinledi. 2001 yılında yaşanan derin ekonomik krizden sonra Ecevit hükümetine dışarıdan bakan olarak atanan Kemal Derviş'le ilgili ağır suçlamalarda bulunan Taner, şöyle konuştu: "Derviş diye birini aldı getirdiler. İMF'den 40 milyar dolar borç aldılar. Bu parayı bankalara dağıttılar. Kime dağıttılar? Kimleri zengin ettiler? Gidin siz ona bakın. Kemal Derviş'in 'eşim' diye yanında getirdiği kadın kim ona bakın."
Türkiye Gazetesi'nin haberine göre Refahyol'dan sonra kurulan ANASOL-D Hükümetinin Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner, Meclis Darbe Komisyonu üyelerine önemli bilgiler verdi. O dönemde yaşanan ekonomik krizleri soran komisyon üyelerine Güneş Taner, batan bankalarla ilgili bir sorumluluğunun olmadığını, Türkbank'ın satışı nedeniyle de Yüce Divan'da yargılandığını, hesabını verdiğini ve aklandığını söyledi.
2001 yılında yaşanan derin ekonomik krizden sonra Ecevit hükümetine dışarıdan bakan olarak atanan Kemal Derviş'le ilgili ağır suçlamalarda bulunan Taner, şöyle konuştu: "Derviş diye birini aldı getirdiler. İMF'den 40 milyar dolar borç aldılar. Bu parayı bankalara dağıttılar. Kime dağıttılar? Kimleri zengin ettiler? Gidin siz ona bakın. Kemal Derviş'in 'eşim' diye yanında getirdiği kadın kim ona bakın." Taner'in bu suçlamaları karşısında komisyon üyeleri "Siz biliyorsanız söyleyin" uyarısında bulundular. Taner ise "Ben söylemem. Bu paraların kime gittiğini ilgili bakanlıklardan araştırın" cevabını verdi. Komisyon, Taner'in iddiaları üzerine dönemin Ekonomiden Sorumlu Bakanı Kemal Derviş'i de dinleme kararı aldı.
HABER
Kılıçdaroğlu, Kemal Derviş'i aradı 14 Temmuz 2012
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Kemal Derviş'i aradığım doğru, görev teklif ettiğim ise doğru değil" dedi.Kılıçdaroğlu'nun basında yer alan haberlerle ilgili açıklaması şöyle: "Kemal Derviş çok iyi yetişmiş, özellikle ekonomi konusunda ulusal ve uluslararası uzmanlığına herkesin şapka çıkardığı, her alanda rüştünü ispat etmiş partimizin bir üyesi. Kemal Derviş gibi biriyle görüşmemden daha doğal ne olabilir ki? Sayın Kemal Derviş ile görüştüm. İç ve dış ekonomik gelişmeler ile muhtemel beklentiler konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Bu doğrudur Ama göreve davet konusu yakıştırmadır. Bu Kemal Derviş'in üyesi ve bir dönem yöneticisi olduğu partimize de haksızlıktır."
HABER
Derviş’ten yeni üyelik formülü: AB’ye İngiltere gibi girelim Hürriyet 22 Ekim 2012 Cansu ÇAMLIBEL
Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi’nin (EDAM) artık gelenekselleşen Bodrum’daki yuvarlak masa toplantısında bu yıl en sıcak tartışmalar “Euro krizinden nasıl bir Avrupa Birliği çıkacak?” sorusu etrafında şekillendi. Tartışmayı alevlendiren ise ABD’nin prestijli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nün Başkan Yardımcılığını yürüten, eski bakanlardan Kemal Derviş’in çarpıcı önerisi oldu. Derviş’e göre Türkiye artık Almanya, Fransa gibi bir AB üyesi olmaya çalışmaktan vazgeçmeli.Ak Parti 2002’de iktidara geldikten sonra çok uzun süre ekonomi politikalarında sizin mirasınız üzerinde gitti. Bugünkü çizgilerini nasıl buluyorsunuz?
Türkiye’nin bugün geldiği noktada hiç kuşkusuz 2001 ve 2002’de seçimlerden önce yaptıklarımız önemli, ama ondan sonra yapılanlar da çok önemli. Hiç bir ülke 10 sene önce yapılanlarla devam edemez. Sorumlu bir maliye politikasının devam etmesinde, koalisyon hükümetinden sonra gelen Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin ve Sayın Babacan’ın da pek tabi önemli bir icraatı var. Maliye politikasını ciddi ve sıkı tuttu, bu çok önemli. Türk toplumu hakikaten çok dinamik, çok girişimci, çok sorun çözen bir yapıya sahip. Politika ne olursa olsun bu Türkiye’nin bir avantajı. Bir eksiğimiz ise yeterli tasarruf etmeyen bir toplum olmamız. Kamu politikası epey düzeldi ama hem hane halkı hem de şirketler yeterli ölçüde tasarruf etmiyor. Bu da ödemeler dengelerinde yüksek cari açıklara neden oluyor. Türkiye’nin cari açıktan kaynaklanan bir kırılganlığı var. Bu arka plana göre Türkiye’de zaman zaman çok sevincirici çok hızlı büyüme gerçekleşiyor; ama bu çok sürekli olamıyor maalesef. 1999, 2001, 2009 gibi negatif büyüme yılları, Türkiye’nin ortalama performansını olumsuz etkiliyor.
HABER
Derviş uyardı: Sıcak paraya dikkat CNBC-e 9 Kasım 2012
Eski Devlet Bakanı Derviş, Türkiye'nin kredi notundaki artışı en az bir yıl önce hak ettiğini belirterek uyarıda bulundu: "Dikkatli olmamız lazım. Bu kuruluşlar çok büyük hatalar yaptılar. Sıcak para konusunda Merkez Bankası dikkatli olmalı."
Eski Devlet Bakanı ve Sabancı Üniversitesi Uluslararası Danışma Kurulu Üyesi Kemal Derviş, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye’nin notunu yükseltmesini değerlendirdi.
Türkiye’nin bu not artırımını çok önceden hak ettiğini belirten Derviş, sıcak para girişi konusunda Merkez Bankası’nın temkinli olması gerektiğinin altını çizdi.
Derviş, "Türkiye bir yıl önceden, iki yıl önceden hak etti bunu. Ama dikkatli olmamız lazım. Bu kuruluşlar çok büyük hatalar yaptılar geçmişte. Hep realitenin arkasından gidiyorlar" diye konuştu.
Borçlanma maliyetinin düşeceğini belirten Derviş, sıcak paranın çok fazla girişinin bir başka sonuç olacağını söyledi. Derviş, "Zaten dikkatli davranan Merkez Bankası’nın bu dikkatini devam ettirmesinde yarar var" dedi.
HABER
CHP’de Özkan ve Derviş iddiası Milliyet 20 Kasım 2013
Yerel seçimlere kısa bir süre kala aday hazırlıklarına hız veren CHP kulislerinde, eski Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan ve eski Devlet Bakanı Kemal Derviş’in partiye katılabileceği iddiaları konuşuluyor
Bir internet sitesinde yer alan habere göre Özkan’ın partiye katılacağı, Derviş’in ise Kılıçdaroğlu’na ekonomi danışmanlığını yapmaya hazırlandığı belirtiliyor. Kılıçdaroğlu ABD gezisi sonrası Derviş ile Ankara’da buluşacak ve ekonomiye ilişkin CHP’nin takınması gereken tutum hakkında brifing verecek. Derviş’in önümüzdeki günlerde CHP içinde yeniden siyasi görev alma olasılığı da bulunuyor.
HABER
Derviş’ten büyüme reçetesi ntv 6 Aralık 2013
Ekonomiden sorumlu eski Devlet Bakanı Kemal Derviş, büyümenin yerel yönetimler ve özel sektöre verilecek destekle sağlanabileceğini söyledi.
Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve Sabancı Üniversitesi Danışma Kurulu Üyesi Kemal Derviş, Türk ekonomisinin dinamiğini KOBİ’lerin oluşturduğunu, ekonomi yönetiminden yerel yönetime büyümenin bu kesime sağlanacak destekle mümkün olabileceğini söyledi.
Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve Sabancı Üniversitesi Danışma Kurulu Üyesi Kemal Derviş, TÜRKONFED’in gerçekleştirdiği 17’inci Girişim ve İş Dünyası Zirvesi kapsamında “Finansal Kriz Sonrası Dönemde Küresel Ekonomideki Değişimler ve Türkiye’nin Uyum Süreci” konulu toplantıda konuşma yaptı.
Kemal Derviş, “İstanbul’da yaşamak zorlaştı. Türkiye’nin yeni İstanbullara gereksinimi bulunduğu konusuna ben de katılıyorum. Bölgesel kalkınma hamleleri, özel sektör elbirliğiyle arzu edilen büyümeyi sağlayabiliriz. Elbette bu çerçevede toplumsal barışın da büyük önemi var. Barış sürecini desteklemeliyiz” dedi.
Derviş, ülke ve dünya ekonomisindeki gelişmeleri değerlendirdi. AB ile ABD arasındaki serbest ticaret anlaşmasının Türkiye’yi menfi etkileyebileceğini belirten Derviş, şöyle konuştu: “Bu anlaşmanın tarafı olamadığımız zaman büyük kayıp yaşarız. Ancak, bu anlaşmada müzakere sürecinin 5 yıldan uzun süreceğini düşünüyorum. Bu süreçte Türkiye’nin mutlaka kendini AB ile konumlandırması gerek. AB’nin içerisinde İngiltere gibi bir ülke oluruz diye tahmin ediyorum. Euro birliğinde değil, AB’de olabiliriz.”
HABER
Kemal Derviş seçimi yorumladı 2 Nisan 2014
Ekonomiden sorumlu eski devlet bakanı Kemal Derviş, Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) 'kasetlere odaklanmaktan kaçınma' çağrısı yaptı. Derviş, Financial Times gazetesindeki yazısında partisinden ekonomiye yoğunlaşmasını istedi.
Geçmişte Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili olan Derviş, halen ABD'deki düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü'nün Başkan Yardımcısı. Derviş'in Financial Times'taki yazısının başlığı "Türkiye'de muhalefet güçlü yönlerini yeniden keşfetmeli".
Kemal Derviş, seçmenin yerel seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AKP) ezici bir destek vermediğini söylüyor.
Derviş, yüzde 45 oy olan AKP'nin son genel seçimlerdeki oy oranının yüzde 50 olduğunu, 2010'daki referandumunda da seçmenlerin yüzde 57'sinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın savunduğu anayasa değişikliklerine destek verdiğini hatırlatmış.
AKP'nin muhalefetin üçe bölünmesinin avantajını kullandığını vurgulayan Derviş, "Geçtiğimiz aylarda tanık olduğumuz yıkıcı ve kutuplaştırıcı siyaset son bulmalı." diyor.
"CHP'de etnik şovenizme yer olamaz" Derviş'e göre Türkiye'nin yeniden demokratik ve ekonomik açıdan başarılı bir ülke olarak belirmesi için üç şeye ihtiyaç var:
"AKP gerçekten demokratik bir muhafazakâr parti olmalı. Partinin lider kadrosu da iyi yönetim ile sürdürülebilir ekonomik başarı arasındaki bağı kavrayabilmeli...CHP merkez solda Avrupalı bir sosyal demokrat parti olmalı. Liberal bir toplumun ve hukukun üstünlüğünün savunucusu olmalı...Büyük oranda laik Kürtlerden destek alan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) de Türkiye'nin Kürtlerinin müreffeh olacakları ve demokratik bir ülkede barış içinde yaşayacakları bir geleceği hedeflemeli."
CHP ile ilgili satırlarında "Avrupa merkez solunun kardeş partisinde etnik şovenizme yer olamaz." demiş Derviş. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yönetimini hukukun üstünlüğünden yana ve şiddete karşı uyarıcı tavrı nedeniyle övmüş ve CHP'ye de bir çağrıda bulunmuş:
"Türkiye'nin merkez sol muhalefeti kasetlere odaklanmaktan kaçınmalı, ekonomiye yoğunlaşmalı ve tıpkı 1970'lerde güçlü şekilde gösterdiği gibi büyük bir çoğunluk için konuşabilme yeteneğini yeniden keşfetmelidir. Sayın Erdoğan'ın iktidar tekeline sadece böyle meydan okunabilir. Üstelik bu tavır, AKP içindeki ılımlılara da yardımcı olabilir. Böylece, Türkiye'nin Kürtlerine ve Aleviler ile dini vecibelerini yerine getiren Sünniler gibi diğer gruplarına da güven verilebilir."
HABER
İstanbul'da sürpriz Kılıçdaroğlu-Derviş görüşmesi! 24 Mayıs 2014
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da Kemal Derviş ile görüştü.
Görüşme CHP Eski Milletvekili Memduh Hacıoğlu'nun Kabataş'taki evinde gerçekleşti. Yaklaşık 3 saat süren görüşmenin ardından Kılıçdaroğlu ve Derviş açıklama yaptı.
"TÜRKİYE'Yİ TARTIŞTIK, GELECEĞİ TARTIŞTIK" Kılıçdaroğlu, "Ekonomiyi tartıştık, dünyayı tartıştık, Türkiye'yi tartıştık, geleceği tartıştık. Gayet güzel bir sohbet oldu" diye konuştu.
"Kemal Derviş'i Cumhurbaşkanı adayı gösterme ihtimaliniz var mı?" şeklindeki soruya Kılıçdaroğlu, "Şu anda böyle bir şey söz konusu değil. Şu anda kişileri tartışmıyoruz. Şu anda cumhurbaşkanı olabilecek kişinin niteliklerinin ne olduğunu tartışıyoruz. Halkımız nasıl bir Cumhurbaşkanı istiyor. Bunu tartışıyoruz. Tabi doğal olarak bu da görüşüldü. Görüşülmesi de gerekiyordu. Önce niteliklerini tartışmalıyız. Çünkü Cumhurbaşkanı olacak kişi Türkiye'yi temsil edecek. Ve bizi onurlandıracak. Bütün dünyada temsile edecek. Onun temiz birisi olmasını istiyoruz. Onun bilgili birisi olmasını istiyoruz. Onun ülkedeki bütün insanları kucaklamasını istiyoruz. Bunları tartıştık" şeklinde yanıt verdi.
"NİÇİN OLMASIN ?" "Kemal Derviş Cumhurbaşkanı adaylığı açısından sizin için uygun mu? şeklindeki soruyu da Kemal Kılıçdaroğlu, "Niçin olmasın" şeklinde yanıtladı.
"KEMAL BEY'LE HER ZAMAN GÖRÜŞÜYORUZ" Kemal Derviş ise basın mensuplarının soruları üzerine, "Ben de biliyorsunuz Cumhuriyet Halk Partiliyim. Biz Kemal Beyle her zaman görüşüyoruz. Kendisiyle dostluğumuz var. Her zaman ekonomiyi dünyayı görüşüyoruz" şeklinde konuştu
Derviş, Cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin soruya ise "Teşekkürler bunları görüştük" diyerek ayrıldı.
HABER
Kemal Derviş: Yüzde 3,3 büyüme Türkiye için yetersiz Zaman 14 Ekim 2014
Orta Vadeli Program’da (OVP) büyüme hedefini yüzde 4’ten yüzde 3,3’e çeken hükümete Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve Institut du Bosphore Bilim Kurulu Eşbaşkanı Kemal Derviş’ten uyarı geldi. Derviş, Türkiye’de ekonominin yavaşlama eğiliminde olduğunu, yüzde 3,3’lük büyümenin yeterli olmadığını söyledi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) girişimiyle kurulan Institu du Bosphore (Bosphorus Enstitüsü), yıllık seminerini ‘Avrupa Neden Önemli? Krizi Aşmak ve Ortak Geleceğimizi İnşa Etmek’ başlığı altında gerçekleştirdi. 2001 krizinin patlak vermesinin ardından, dönemin hükümeti tarafından ekonominin başına geçirilen Kemal Derviş, programa katılarak önemli açıklamalarda bulundu. Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve Institut du Bosphore Bilim Kurulu Eşbaşkanı Derviş, toplantı öncesi yaptığı açıklamada, Türkiye’de ekonominin yavaşlama eğiliminde olduğunu belirterek, bu yıl için Orta Vadeli Program’da yeniden belirlenen yüzde 3,3’lük büyümenin yeterli olmadığını söyledi. Açılış konuşmasında ise Derviş, küresel gelişmelerle ilgili kaygısını dile getirdi ve sorunlu bir dönemden geçildiği uyarısında bulundu.
Kemal Derviş, bütün dünyada yönetim şekillerinin zaafa uğradığını, her yerde içe kapılma yaşandığını kaydetti. Ortadoğu’da bir dönem umut ışığı olarak doğan Arap Baharı’nın bugün kâbusa döndüğünü vurgulayan Derviş, Mısır’da daha katı diktatör rejiminin yaşandığını, birçok ülkede mezhep savaşlarının sürdüğünü ifade etti. Türkiye’nin AB’ye demir atarak bölgede örnek olabileceğini, komşuların iç işlerine karışmayan bir pozisyonda olması gerektiğini vurgulayan Derviş, bugün bu çizgiden çok uzaklaşıldığını söyledi. Derviş, şu değerlendirmeyi yaptı: “2006-2007 yıllarda Türkiye’de yüzde 6 büyüme vardı. Arap ülkelerinin üzerinde yumuşak güçtü. Avrupa’daki yaklaşımlar bu bakış açısından uzaklaşmada önemli etki yaptı. AB, Türkiye’yi dışladı. Almanya ve Fransa’nın ‘Türkiye’nin ne işi var AB’de’ tavrı bu günleri getirdi. Türkiye de dinamik ekonomisine çok güvendi. 2008 krizinden sonra da ‘Avrupa bizi istemezse istemesin’ tavrı oluştu. Ortadoğu ile ilişkiler de çok ilerlemişti. Türkiye, Arap ülkeleri içinde siyasi bir aktöre dönüştü. Böyle olunca çok kısa sürede Arap ülkelerinde milliyetçi tepki oluştu. Ortadoğu’da ve İran’da aktör olma isteği artık Türkiye’nin aleyhine işliyor.” 2015 seçimlerini işaret ederek önümüzde bir fırsat olduğunu ifade eden Derviş, AB’nin de artık kendini yeniden tanımlaması gerektiğini, Türkiye için de bu tanımlamada yaşanabilir bir yer olabileceğini belirtti.
HABER
KEMAL DERVİŞ: CUMHURİYET HALK PARTİLİYİM VE GÖREV ALIRIM Milliyet 26 Mart 2015
CHP Genel Merkezi, bugün sürpriz bir görüşmeye sahne oldu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde Ecevit Hükümeti'nde dışarıdan devlet bakanlığı görevinde bulunmuş olan Kemal Derviş ile sürpriz bir görüşme yaptı. Alınan bilgilere göre; görüşmede Türkiye'deki ekonomik durum hakkında değerlendirme yapıldı.
Kılıçdaroğlu'nun önerisi üzerine Derviş, "CHP ikitdarında dışarıdan destek sağlamak isterim" dedi. Derviş'in bu sözleri, seçimden sonra CHP'nin iktidara gelebilmesi durumunda Ecevit döneminde olduğu gibi dışarıdan bakanlık yapmaya sıcak baktığı biçiminde yorumlandı. Görüşme yaklaşık yarım saat sürdü.
Kılıçdaroğlu ile Derviş, görüşmeden sonra şu ortak açıklamada bulundu:
GÖRÜŞME VERİMLİ OLDU
Kemal Kılıçdaroğlu: Sayın Kemal Derviş’le hem Türkiye’nin, hem dünyanın sorunlarını görüştük. Özellikle ekonomi konusu Sayın Bakanın uzmanlık alanı. Türkiye ekonomisiyle ilgili, dünya ekonomisiyle ilgili gözlemlerini, analizlerini aktardı. Son derece mutluyuz. Ekonomiye yaptığı katkıları, Türkiye’yi krizden çıkarma aşamasındaki çabalarını sadece CHP olarak biz değil bütün Türkiye takdirle anıyor. Bu süreç içerisinde bizim ekonomi programımız üzerinde de, seçim bildirgemiz üzerinde de konuştuk. Kendi düşüncelerini aldım. Önemli katkıları oldu. Bana göre çok verimli bir görüşme. Kendisine yürekten teşekkür ediyorum.
CUMHURİYET HALK PARTİLİYİM VE GÖREV ALIRIM
Kemal Derviş: Kemal bey çok teşekkürler. Vaktiniz çok dar biliyorum.
Benim içinde çok yararlı bir görüşme oldu. Dünya ekonomisini, Türkiye ekonomisini, Avrupa sorunlarını, Yunanistan’ın rol durumunu ve bunun dünya ekonomisine etkisini konuştuk. CHP’nin programındaki yenilemeleri de konuştuk. Bir çoğu gerçekten yeni ve Türkiye’ye çok yararlı olabilecek unsurlar. Zor bir dönemden geçiyor Türkiye hakikaten. Hem uluslararası şartlar, hem de içerdeki şartlar hakikaten durumu zorlaştırıyor. Umarım 7 Haziran’dan sonra daha kararlı ve daha gerçekten hızlı büyümeye yönelik adımlar atılabilir. Hızlı büyümek için bugünkü çağda artık yeni teknolojiyi getirmek, yeni teknolojiyi Türkiye’nin şartlarına uyarlamak, onunla istihdam yaratmak ve tabi onunla istihdam yaratabilmek içinde eğitimde büyük hamleler yapmak gerekiyor. Yönetişimde büyük hamleler yapmak gerekiyor.
70’li yıllardan buyana sosyal demokratım ve Cumhuriyet Halk Partiliyim. Vatandaşlık hakkım ve sosyal demokrat milletvekili olmam bu seçim yarışına girmem mümkün değil. Zaten Genel Başkan da benden böyle bir şey istemedi. Ama sosyal demokrat boyutu güçlü olan CHP’nin de söz sahibi olduğu bir iktidar kurulursa o zaman tekrar görüşürüz dedik birbirimize ve ondan sonra tabi bir görev sözkonusuysa o doğrultuda sosyal demokrasiyi ve Türkiye’yi sosyal demokratik yönden geliştirmek için görev almak benim için her zaman bir büyük mutluluk kaynağı olur.
KATKINIZI ÖNEMSİYORUZ SAYIN BAKANIM
Kemal Kılıçdaroğlu: Bence çok güzel. Yıllarını sosyal demokratik kültüre vermiş, o konuda çok önemli çalışmalar yapmış bir uygulamacının, bir siyasetçinin sosyal demokrat kültürü içselleştirmiş bir siyasetçinin bize katkı vermesi çok ama çok önemli. Sizin vereceğiniz katkı inşallah CHP iktidarında sadece CHP’ye değil, Türkiye’ye verilmiş önemli bir katkı olacaktır. Çünkü Türkiye bilgi toplumunu yakalamak, eğitime çok önemli kaynaklar ayırmak, eğitimi desteklemek, öğretmeni bu toplumun en saygın unsuru haline getirmek çok ama çok önemli. Az önce ifade ettiniz Türkiye’nin teknoloji üretme kapasitesi aslında var ve bu kapasiteyi harekete geçirmemiz gerekiyor.
Üniversitelerin bilgi üretmesi gerekiyor. Bunu yapacak olanlarda sosyal demokratlar aslında. Bütün dünyada da sosyal demokratlar yapmıştır bunu. Bu açıdan sizin vereceğiniz katkıyı biz çok önemsiyoruz Sayın Bakanım.
DEVLETLE ÖZEL SEKTÖRÜN DAYANIŞMASI GEREKİYOR
Kemal Derviş: Çok teşekkürler. Sosyal demokrasi demek bu çağda özel sektöre, piyasa ekonomisine gerçek anlamda destek olmak, yarışmayı verimlilik açısından önemsemek, herkese eşit şartları sağlamak ve tabi insan unsurunu ve insan unsurunu ön planda tutarken eğitimli, vasıflı, bugünkü zor yeni teknolojileri sanki doğumundan biliyormuş gibi bir insanı yaratmak ve o insanla o ülkeyi ve ekonomiyi ileri götürmektir.
Burada devletin de tabii çok önemli bir görevi var. Sosyal demokrasi devletle özel sektörün iyi bir dayanışma ve iyi bir denge içinde birlikte yürümesi anlamına geliyor.
HABER
Kemal Derviş'ten CHP'lileri kızdıracak açıklama Milliyet 26 Mayıs 2015
57. Hükümet'in Ekonomi Bakanı ve olası CHP iktidarında Ekonomi Bakanlığı yapacak olan Kemal Derviş, hükümetin icraatlarından övgüyle söz ederken CHP'lileri kızdıracak acıklamalar yaptı.
CNN Türk'te Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan'ın konuğu olan 57. Hükümet'in Ekonomi Bakanı ve olası CHP iktidarında Ekonomi Bakanlığı yapacak olan Kemal Derviş, Türkiye ekonomisiyle ilgili değerlendirmede bulundu.
Derviş programda, CHP'yle ilgili çarpıcı bir tespitte bulundu. Derviş, Üçüncü Havalimanı özelinden yola çıkarak "Bizim geçmişimizde biraz var. Yani CHP'de var bu. Köprü olmasın, şu olmasın, bu olmasın..." dedi.
'Pek emin değilim'
CHP'nin "Merkez Türkiye" projesiyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Derviş, "mantığını doğru buluyorum ama uygulama iyi olmazsa yürümez" diyerek projeyle ilgili temkinli bir yorum yaptı.
CHP'nin geçtiğimiz hafta açıkladığı "Merkez Türkiye"projesinin de üçüncü havalimanıyla direkt ilgili olduğunun altını çizen Derviş, "CHP'nin bu konuda düşündüğünden emin değilim açıkçası" dedi.
Kemal Derviş şunları söyledi:
"Üçüncü havalimanı kesinlikle gerekli"
Üçüncü havalimanı kesinlikle gerekli İstanbul'a. Çok mesafe alındı. Ben THY ile gurur duyuyorum. Dünyanın en iyi havayollarından bir tanesi. Biniyorum bazen Amerika'dan veya Londra'dan, Hindistan'a gitmek isteyen THY'ye alıyor, İstanbul'a geliyor, oradan da Hindistan'a veya Afrika'ya gitmek isteyen Afrika'ya gidiyor.
"CHP'de bu var: Köprü olmasın, şu olmasın, bu olmasın..."
Bu coğrafyadan yararlanmak çok önemli. Aklı başında hiç kimse üçüncü havalimanı için"olmasın" demiyor tabi ki. Ama işte bizim geçmişimizde biraz var. CHP'de var bu. Yani, "köprü olmasın, şu olmasın, bu olmasın..." şeklinde. Bu bitti artık.
''Şu anda ekonomik kriz yok ve olmayacak da''
Derviş, Ahmet Hakan'ın "Şu anda kriz yaşıyor mu Türkiye?" sorusuna "2001 zamanınna benzeyen bir kriz yok ve olmayacak da. Biraz şimdi riske giriyorum. Belki bazı CHP'li dostlarım 'Nasıl olmayacak Kemal Bey?' diyecekler ama önümüzde finansal kriz görmüyorum" dedi. Derviş ardından ise uyarıda bulundu.
Ahmet Hakan'ın 'Bundan sonra ne yaşayacağız peki?' sorusuna ise şu şekilde cevap verdi;
"Merkez Bankası çok iyi çalışıyor"
'Eğer bir değişiklik olmazsa yavaş büyüme, yavaş büyümeye rağmen oldukça yüksek bir hayat pahalılığı ve enflasyon, işsizliğin yavaş yavaş, hızlı değil yavaş yavaş artması ve dünya yarışında Türkiye'nin yavaş yavaş geride kalınmasını yaşarız. Ha çok büyük hata yapılırsa, Merkez Bankasının -ki nispeten özerk hala, bence çok iyi çalışıyor Merkez Bankası, saygın bir ekip çalışıyor orda- o tamamen darmadağın olursa, ekonomi yönetimine bambaşka bir yönetim gelirse, sayın Babacan'ı çok takdir eden bir insanım, ciddi bir insan Maliye Bakanı da...
"Sayın Babacan'ı çok takdir ediyorum"
Şimdi seçimde her şey söyleniyor. Ben kampanya içinde değilim. Burada sadece kendimi temsil ediyorum. Sayın Babacan dünyada saygınlık gören, işini, mesleğini çok iyi öğrenmiş, rakamları iyi bilen, saygın bir insan. Hamasette ekonominin olmayacağını biliyor. Ama bütün bunları kaybedersek, daha da kötüye gidersek o zaman tabi her şey olabilir. Ama şu an için bir kriz, birden bire büyük bir devalüasyon, bir para kaçışı, öyle bir şey görmüyorum. Hızlı büyümeyi de katiyen görmüyorum.
HABER
Derviş: Yeni hükümette görev alabilirim Uğur GÜRSES Hürriyet 11 Haziran 2015
İstanbul Politikalar Merkezi ile düşünce kuruluşu Bruegel’in Brüksel’de Türkiye seçimlerini değerlendirme toplantısında eski Ekonomi Bakanı Kemal Derviş koalisyona ilişkin Hürriyet Yazarı Uğur Gürses’in sorularını yanıtladı.
Derviş Meclis’ten çıkan her koalisyonun meşru olduğunu dile getirerek “AK Parti ve CHP seçeneğini de olasılıklardan biri olarak söyledim. CHP yönetiminin en doğrusunu seçeceğini düşünüyorum. Benim de CHP’ye herhangi bir seçeneği empoze etme yetkim yok” diye konuştu.
Seçimlerden önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşen ve olası CHP hükümetinde görev alacağını açıklayan Kemal Derviş’e ilişkin önceki gün Radikal yazarı Fuat Keyman bir köşe yazısı kaleme aldı.
Keyman yazısında şunları yazdı:
ALMANYA MODELİ “Paris’teyim. Kemal Derviş ile yemek yiyorum. Seçim sonuçlarını ve koalisyon olasılıklarını konuşuyoruz. Şüphesiz ki, en ilginç olan, AK Parti-CHP arasındaki büyük koalisyon olasılığı. Kemal Derviş ile bu koalisyon olasılığını konuşuyoruz. “Türkiye için en iyi olan, ya da olması gereken, büyük koalisyon” diyor. Ama ekliyor, “Almanya modeli gibi olmalı. İki parti arasında oy oranları ve milletvekili sayıları içinde fark olsa da, güç paylaşımına gitmeliler, yani başkaban yardımcıları ve bakanlıkların paylaşımında belli oranda bir eşitlik olmalı. Bunun nedeniyse, CHP, büyük koalisyonda, küçük ortak gibi değil, eşit ortak gibi hissetmeli ve hareket edebilmeli.”
HABER
Kemal Derviş'e emeklilik şoku Zaman 23 Ekim 2015
Devlet eski Bakanı Kemal Derviş, emeklilik için SGK'ya başvurdu. SGK başvurusunu reddetti. Derviş'e nasıl emekli olacağını Ali Tezel anlattı...
Millet Gazetesi'nden Ufuk Şanlı'nın haberine göre, Ekonomiden Sorumlu Devlet eski Bakanı Kemal Derviş, 1949 doğumlu. Yani 66 yaşında. Türk ekonomisini krizden çıkaran isim olarak bilinen Derviş, emekli olmak için Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) başvurdu. Derviş, bakanlık ve milletvekili yaptığı için ‘Emekli Sandığı'ndan emekli olmak istedi. Bunun için prim günlerini hesaplattı. Türkiye'de 4 yıl Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) 3 yıl da Emekli Sandığı primi vardı. Geri kalan 2 bin 550 gün için de yurt dışı borçlanması yaptı. Devletin hesabına 70 bin lira yatırdı.
SGK'DAN ŞOKE EDEN YANIT
Ancak SGK, 5 bin 400 gün prim ödemesinin yanı sıra Türkiye'ye kesin dönüş yapması gerektiğini bildirdi. ‘Kesin dönüş' için evinizi veya işinizi taşımanız yetmiyor. Yurt dışıyla her türlü ilişkinizi kesmeniz, ücret ve maaş almamanız lazım. Derviş, Amerika'da bir üniversitede ders verip, önemli bir düşünce kuruluşunda görev yapıyor. Buradan gelir elde ettiği için başvurusu SGK tarafından reddedildi.
Kemal Derviş, 2 yıl bakanlık ve 3 yıl milletvekilliği yaptığı için 61 yaşında emekli olma hakkına sahip. 15 yıl prim ödeme şartını da 3201 sayılı Kanuna göre, yurt dışı borçlanması yaparak sağlayabiliyor. Ancak emeklilik için yurda kesin dönüş şartını yerine getirmediğinden emekli olamıyor...