Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Mahmut Samini

mutasavvıf

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
Mahmut Samini
Mahmut Samini
mutasavvıf

Ondokuzuncu yüzyılda Anadolu’da yetişen evliyanın meşhurlarından. Elazığ’ın Palu kasabasının Hun köyünde doğdu. Doğum tarihi bilinmemektedir. 1897 (H.1315)’de Palu’da vefat etti. Seyyiddir. Yani Peygamber efendimizin soyundandır. Kabri Murat Suyu'nun kenarındadır. Şafii mezhebinde ve tasavvufta mütehassıstı. Tasavvufta hocası Ali Septi’dir. On üç sene hocasına hizmet ederek, ders ve sohbetlerinde kemale erdi.

Tasavvufta yirmiye yakın veli yetiştirdi. En meşhur talebeleri; Harput’lu Hafız Osman Bedreddin (İmam Efendi) ve Bingöl'ün Kığı ilçesinde Hacı Yusuf Efendi ile oğlu Muhammed Efendi ve Kığı müftüsü Muhammed Nureddin Efendi’dir.

Mahmud Samini hazretleri, en başta gelen talebesi Hafız Osman Bedreddin’i yetiştirmek için çok gayret sarfetmiş, onu tasavvufta kemale erdirmek için manevi işaretler almıştır. Daha o, huzuruna gelip talebe olmadan geleceğini ve vasıflarını belirtmiş, başından geçen önemli hadiselere işaret etmiştir. Neticede onu tasavvufta yetiştirip kemale erdirmiş ve böylece 200 bin kişiden fazla insanın kurtularak, salih mü’min olmasına sebep olmuştur.




Samini hazretlerinin Hafız Osman Bedreddin hazretlerine nasihatlerinden bazıları:

“Hafız! Bir çocuk tahsil çağına geldiği zaman, okuyup yazmaya nasıl harfleri öğrenmekle başlarsa, Hakk’a ermek de tavsiye edeceğim şu hususlara uymakla gerçekleşir:

1) Allahu Teala’yı tanımak, 2) Muhabbetullah (Allahu Teala’ya muhabbet), 3) Gönlü toplamak, 4) Teslimiyet, 5) Nefsin arzularına uymamak, 6) Bu yolda gayret göstermek, 7) Halk içinde Hak ile olmak, 8) Çok salevat okumak, 9) Kelime-i Tevhidi çok söylemek, 10) Az yemek, 11) Temiz giyinmek, 12) Halka faydalı olmak, 13) Mütehallik olmak (güzel ahlak sahibi olmak), 14) Mürşide itaat, 15) Arkadaşlarına şefkat, 16) Aleme ibret nazarı ile bakmak, 17) Vaktin kıymetini bilmek, 18) Hükumete itaat, 19) Hasedden ari ve uzak olmak, 20) Kimseye buğz ve düşmanlık etmemek, 21) Komşu hakkını ileri tutmak, 22) Sözünün eri olmak, 23) Kendini tanımak, 24) Dünyadan lüzumu kadar nasib almak, 25) Ahireti unutmamak, 26) Doğruluktan ayrılmamak, 27) Haddi aşmamak, 28) Huzurla sükun bulmak. Tasavvufun elifbası bunlardır. İnsanlar arasında aşk ateşiyle dolaş, fenalıkları yak, iyilikleri besle. İnsanı insana yaklaştır, Hakk’a ulaştır. Asla ilmine güvenme, fadlına kanma. Dünyaya aldanma, nefsine uyma, şeytanı at. Aşk ile yan, şevk ile kalk. Peşinden gelenleri ne olursa olsun iyi gözet, sapıkları düzelt. Huzura dikkat, her sözün hakikat, görüşlerin marifet olsun.

Hafız! Makam-ı irşad bir şimşektir. Çaktığı vakit etrafını aydınlatır ve düştüğü yeri de yakar. Marifet; o aydınlığı insanların kararan kalbine nüfuz ettirmek (sokmak) ve kalbleri aydınlatmaktır.

Tasavvufta yol bir arı kovanına benzetilmiştir. Arı gibi gayet muntazam çalışmak ve arı gibi bal yapmak, karıncalar gibi kanaatkar olmak lazımdır. Bal yapmak idrakine eriştiğinde, bu şifalı baldan Müslüman kardeşlerine tattırmak elzemdir. Çalışanlar tadını alır. Çalışmayanları da çalıştırmak rehberin vazifesidir. Mahlukatın yaratılışındaki güzellikte, ilahi hikmetler var. Bunlarda esrar-ı mevcuddur. 




ESERLERİ:

Gülzâr-ı Samini 1-2 (Sohbetler),
Osman Bedreddin Erzurumi,
MARİFET YAYINLARI, İstanbul 2006,
472 s.,
(İthal Kağıt, Ciltli)

63 yılık müstesnâ dünyevî hayatının her ânı en sıhhatli ve belgeli şekilde elimizde bulunan Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, Rabbimiz tarafından kendisine tevdi olunan vazîfeyi îfâ ederken görüyoruz ki, "doğru"ları ve "eğri"leri yalnız tebliğ etmekle kalmamıştır. Onları bizzat kendi hayat ve yaşayışına hâkim kılarak; hâl ve hareketi, davranış ve muâmelesi, tek kelime ile, "Ahlâk-ı Muhammedî"si ile sahâbe-i kiram efendilerimiz için eşsiz bir "nümûne-i imtisâl" teşkil etmiştir.

İnsan nasıl yüce ve ulvî bir varlıktır, hangi gaye ile yaratılmıştır; hılkatindeki ulviyeti, gâyesindeki yüceliği tahakkuk ettirebilmesi için onun nasıl bir ahlâkın sahibi olması lâzım gelir?... Evet bütün bunları kalplerinde silinmez izler bırakacak şekilde onlara bir, bir anlatmış; sonra da mübârek varlığını, bütün bu anlattıklarının mücessem ve müşahhas bir isbâtı olarak ortaya koymuştur.
(Takdim'den)

Yayın Yılı: 2000
Kitap Kağıdı
474 sayfa
14x20 cm
Ciltli
ISBN: 9753590237
Dili: Türkçe