Necip Fazıl Kısakürekşair, yazar, düşünür Üstad 1904 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli okullarda, bu arada Amerikan Koleji'nde okudu. Orta öğrenimini Bahriye Mektebi'nde yaptı(1922). Bu askeri okulda, din derslerini Ahmet Hamdi Aksekili, tarih derslerini Yahya Kemal'den gördü. Ama asıl anlamda onu etkileyen öğretmen İbrahim Aşkî oldu. İbrahim Aşkî verdiği kitaplarla onun tasavvufla ilk temasını sağladı.
Bahriye Mektebi'nin namzet ve harp sınıflarını bitirdi. Darülfünun Felsefe Bölümü'nden mezun oldu (1921-1924). Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile Paris'te gitti (1924-1925). Yurda döndükten sonra Hollanda, Osmanlı ve İş Bankalarında memurluk ve müfettişlik gibi görevlerde bulundu (1926-1939). Ankara'da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Devlet Konservatuvarı ile İstanbul'da Güzel Sanatlar Akademisi'nde dersler verdi (1939-1942). Gençlik yıllarında basınla ilişkiye geçti. Memurlukla ilişkisini kesti. Hayatını yazarlık ve dergicilikten kazanmaya başladı. 25 Mayıs 1983 tarihinde Erenköy'deki evinde vefat etti. Naaşı, Eyüp sırtlarındaki kabristana defnedildi.
Ödülleri
Necip Fazıl, Sabır Taşı adlı oyunuyla 1947 yılında CHP Piyes Yarışmacı Birincilik Ödülü'nü almıştır. Kısakürek'e doğumunun 75. yıldönümü dolayısıyla Kültür Bakanlığı'nca "Büyük Kültür Armağanı" (25 Mayıs 1980) ve Türk Edebiyatı Vakfı'nca "Türkçenin Yaşayan En Büyük Şairi" ünvanını vermiştir.
Yazı Hayatı
Necip Fazıl'ın yayınlanan ilk şiiri Örümcek Ağı adlı kitabına "Bir Mezar Taşı" başlığıyla alacağı "Kitabe" şiiridir ve 1 Temmuz 1923 tarihli Yeni Mecmua'da çıkmıştır. Necip Fazıl hatıralarında "benim de yerim bu el oldu yâhu/ Gençlik bahçesinde sel oldu yâhu" dizeleriyle başlayan bu şiir dolayısıyla Ahmet Haşim'in "Çocuk Bu Sesi nerden buldun sen?" dediğini yazmaktadır. Kısakürek bu tarihten itibaren 1939 yılına kadar Yeni Mecmua, Milli Mecmua, Anadolu, Hayat, Varlık gibi dergilerle Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan şiir ve yazılarıyla ününü genişletmiştir.Necip Fazıl 1925 yılında Paris'ten yurda döndükten sonra, aralıklı şekilde ama uzun sürelerle Ankara'da kalmış, üçüncü gelişinde, bazı bankaların da desteğini sağlayarak 14 Mart 1936 tarihinde Ağaç adlı bir dergi çıkarmıştır. Yazarları arasında Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Kutsi Tecer, Mustafa Şekip Tunç'un da bulunduğu Ağaç, yeni kapanmış olan Yakup Kadri'nin sahipliğindeki Kadro dergisinin Burhan Belge, Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir ve İsmail Husrev Tökin gibi yazarlarının savunduğu ve dönemin etellektüellerini hayli etkilemiş bulunan materyalist ve marksizan düşüncelerine karşı spiritüalist ve idealist bir çizgi izlemeyi öngörmüştür. Ankara'da altı sayı çıkan Ağaç dergisini Kısakürek daha sonra İstanbul'a nakletmiş, ancak dergi 17'nci sayıda kapanmıştır. Ve Büyük Doğu Necip Fazıl, 1943 yılında bu defa, dini ve siyasi kimliği de olan Büyük Doğu dergisini çıkarmış, 1978 yılına kadar aralıklarla haftalık, günlük ve aylık olarak çıkardığı Büyük Doğu'da iktidarlara cephe almış, yazı ve yayınları yüzünden mahkemelere düşmüş, dergi birçok kez kapatılmıştır. Özellikle İslam medeniyetini ve tarihini savunan Necip Fazıl giderek milletimizin sevdiği bir insan olmuştur. Necip Fazıl 1947 yılında Büyük Doğu'nun toplatılması üzerine ayrıca Borazan diye bir siyasi mizah dergisi de çıkarmıştır.
ESERLERİ:
Şiir: Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Ben ve Ötesi, Sonsuzluk Kervanı, Çile, Şiirlerim, Esselâm, Çile
Oyun: Tohum, Bir Adam Yaratmak, Künye, Sabır Taşı, Para, Nami Diğer Parmaksız Salih, Reis Bey, Ahşap Konak, Siyah Pelerinli Adam, Ulu Hakan Abdülhamit, Yunus Emre.
Roman: Aynadaki Yalan, Kafa Kağıdı
Hikaye: Birkaç Hikâye Birkaç Tahlil, Ruh Burkuntularından Hikâyeler, Hikâyelerim
Hatırat: Cinnet Mustatili, Hac, O ve Ben, Bâbıâli.
KALDIRIMLAR
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık. Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
İçimde damla damla bir korku birikiyor; Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler... Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor; Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler.
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi; Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta; Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum! Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta; Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin; İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler. Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin; Yolumun zafer takı, gölgeden taş kemerler.
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları! Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim; Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya; Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi. Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir kuyuya, Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi..
ENGLISH BIOGRAPHY
Necip Fazil Kisakurek was the founder of the school of the Great East.He was born in Istanbul on May 25, 1905. He originally came from the province of Maras and was a son of a noble family.After graduating from the Naval Military Gymnasium in Heybeliada and the Philosophy Department of the University of Istanbul, Necip Fazil was sent to France by Mustafa Kemal. While in France he led a bohemian life. After later returning to Turkey, he worked as a supervisor in Is Bank and as a lecturer at the Fine Arts Academy. He met Abdülhakim Arvasi in 1938 and he chose to lead a pure Islamic lifestyle. In 1943, he resigned from his official post and began to publish the review of Buyuk Dogu (Great East). Up until 1978, Buyuk Dogu had been shut down many times by the State. Between 1979 and 1980 Necip Fazil published another review titled «Report» with Salih Mirzabeyoğlu.
Throughout his life, he struggled against Kemalist ideology and because of this led half of his life in prison and actually had attempted to lead revolts twice but was not successful. In his “Memories,” Necip Fazil said that during his first attempt he had tried to make use of Prime Minister Adnan Menderes. During his second attempt, he tried to benefit from the leader of the nationalist movement, Alpaslan Turkes. In May 1983, on the same day of his birth, he died. His tomb is in Eyüp Sultan cemetery.
In his lifetime, Necip Fazil wrote over 100 works, most about topics in history, politics, and thought. He also wrote drama and cinema scenarios. He began to write poems when he was 12 years old and his first poem book was published when he was 17. He was honored by what has been said about him, “One of his verses is enough to suprematize Turkish people,” which was acceptable by all the circles in Turkey.
When he was 33 years old, he met Abdülhakim Arvasi. This was a turning point in his life. Since that day, he devoted himself to destroying the regime and to founding a new state under the name of “Head Supreme” State.
Here is a detailed biography quoted from an encyclopedia:
“He wrote under various pseudonyms such as Ahmet Necip, Ne-Fe-Ka, Hi-Ab-Kö, Ha-A-Ka, Prof.Ş.Ü., Be-De, Adı Değmez, Neslihan Kısakürek, Ahmet Abdülbaki, and Ozan. Necip Fazıl Kısakürek was the member of a prominent family, and grew up in a crowded mansion. During his frequently interrupted educational life, he attended various schools, and finally, he spent five years at a military school but never graduated. In 1924, he went to Paris, France and studied philosophy for about two years. Upon his return to his homeland, he continued the bohemian lifestyle that he had taken up in Paris. He spent short periods in various governmental jobs but never had a consistent professional career.
After 1923, Necip Fazıl Kısakürek earned himself a place in the literary world through the articles and poems that appeared in various publications and newspapers. His first volume of poetry was published in 1925, and many poems and plays followed. But his first novel appeared in 1970, after a long period of silence. Kısakürek is best known for the poems that he wrote during the first years of the Republic; rendered in syllabic meter, these are aesthetically minded, profoundly metaphysical and psychological pieces. This type of poetry, especially because of the emphasis placed on the aesthetic aspect, represented his quest for a common and pure poetic language, an enthusiasm that he shared with some of his contemporaries. In the hands of Necip Fazıl Kısakürek, the syllabic meter that had until then been struggling within the confines of a formal structure, was elevated to a competent level. In addition, he is unique among his contemporaries because of his pathetic and tragic characters, who manifested themselves through mystical and metaphysical tendencies, unfounded fears, and delirium. Through this innovative approach, Necip Fazıl Kısakürek has had a lasting impact on many poets that followed him.
In addition to poetry, for some time Necip Fazıl Kısakürek was actively involved with drama as well. Sensations such as fear, terror, disgust, mistrust, suspicion, isolation, which appeared as abstract concepts in his poetry, have been carried to the stage through various dramatic techniques and striking dialogues. His dramatic characters are often guilt ridden, and they experience heavy pangs of conscience. His plays often forced the limits of the mind, and took up themes such as the relationship between destiny and will, the relationship between mind, feeling and intuition, and the conflict of the tangible versus the abstract. Due to all this, some critics argued that Kısakürek was influenced by the Nordic tradition of drama. Indeed, most of Kısakürek’s dramatic works are composed with meticulously detailed technique, and they leave little room for interpretation or creativity by the producer or the dramaturge. However, despite these obvious restrictions, the Turkish State Theater has performed almost all of his dramatic pieces repeatedly.
Necip Fazıl Kısakürek led an extremely productive life, and wrote many poems, plays, articles, and essays. In 1980, in an official ceremony, The Turkish Foundation for Literature granted him the “Sultanüşşuara” (“Mastermind”) title.
Necip Fazıl Kısakürek died in Istanbul on May 25, 1983.”
NECIP FAZIL KISAKUREK’S WORKS:
POETRY: Örümcek Ağı (The Cobweb, 1925), Kaldırımlar (Pavements, 1928), Ben ve Ötesi (Me and Beyond, 1932), Çile (Suffering, 1962), Şiirlerim (My Poems, 1969), Esselam (Greetings, 1973).
PLAY: Tohum (Seed, 1935), Bir Adam Yaratmak (To Create a Man, 1938). Künye (Identification Tag, 1940), Sabırtaşı (The Epitome of Patience, 1940), Para (Money, 1942), Nam-ı Diğer Parmaksız Salih (Well-known Fingerless Salih, 1949), Reis Bey (Reis Bey, 1964), Ahşap Konak (Wooden Mansion, 1964), Siyah Pelerinli Adam (The Man with the Black Cape, 1964), Ulu Hakan Abdülhamid Han (The Great Emperor Abdülhamid Khan, 1965), Yunus Emre (Yunus Emre 1969), Kanlı Sarık (Bloody Sarık, 1970), Mukaddes Emanet (The Holy Trust, 1971), İbrahim Edhem (İbrahim Edhem 1978).
SHORT STORY: Birkaç Hikâye Birkaç Tahlil (Several Short Stories and Several Analyses, 1933), Ruh Burkuntularından Hikâyeler (Short Stories from Sad Souls, 1965), Hikâyelerim (My Stories, 1973).
NOVEL: Aynadaki Yalan (The Lie in the Mirror, 1970), Kafa Kağıdı (Identity Card, 1983).
SCENARIO: Vatan Şairi Namık Kemal (The Motherland Poet Namık Kemal, 1944), Senaryo Romanları (Screenplay Novels, 1972), Battal Gazi (Clumsy Veteran), Yangın Var (Fire!).
MONOGRAPH: Eseri ve Tesiriyle Namık Kemal (Namık Kemal, His Work and Its Impact, 1940), Ulu Hakan Abdulhamid Han (The Great Emperor Abdulhamid Han, 1965), Vatan Haini Değil Büyük Vatan dostu Vahidüddin (Vahidüddin, A Great Lover of the Motherland, Not a Traitor, 1968), Benim Gözümde Menderes (Menderes In My Opinion, 1970).
PHILOSOPHY-MEMOIR: Çerçeve (Frame, 1940), Maskenizi Yırtıyorum (I’m Ripping Your Mask, 1953), At’a Senfoni (Symphony to a Horse, 1958), Türkiye’nin Manzarası (State of Turkey, 1968), Binbir Çerçeve I – V (Thousands of Frames I-V, 1968-69), Çepeçevre Anadolu ve Gençlik (All Around Anatolia and Youth, 1969), Çepeçevre Sosyalizm, Komünizm ve İnsanlık (All Around Socialism, Communism and Humanity, 1969), Son Devrin Din Mazlumları (Modest Religious People of The Last Age,1969), Yeniçeri (Janissary, 1970), Tarihimizde Moskof (Russians in Our History, 1973), Cumhuriyet’in 50. Yılında Türkiye’nin Manzarası (The Image of Turkey on the 50th Anniversary of the Republic, 1973), İhtilal (The Revolution, 1976), Rapor 1-13 (Report 1-13, 1976-80).
RELIGION – MYSTICISM: Halkadan Pırıltılar (Sparkles from the Ring, 1948), Çöle İnen Nur (The Holy Light Casting on the Desert, 1950), Altın Zincir (Golden Chain, 1959), Altun Halka (Golden Ring, 1960), O ki O Yüzden Varız (That is the Reason of Our Existence, 1961), İlim Beldesinin Kapısı Hz. Ali (Esteemed Ali, The Door to the City of Science, 1964), Hulefa-i Raşidin Menkıbelerine Ait Bir Pırıltı Binbir Işık (The Gleam of Thousands of Lights of the Hulefa-i Raşidin Legends, 1965), Peygamber Halkası (The Prophet Ring, 1968), Tanrı Kulundan Dinlediklerim (The Things I Heard from the Servant of God, 1968), Nur Harmanı (Harvest of Holy Light, 1970), Başbuğ Velilerden 33 (From the Principal Saints 33, 1974), Veliler Ordusunda 33 (Among the Saints 33, 1976), Doğru Yolun Sapık Kolları (Perverted Deviations of the True Way, 1978), İman ve İslam Atlası (Atlas of Faith and Islam, 1981), Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu (Thoughts of the West and Islam Sufism, 1982).
SPEECH AND CONFERENCE: Abdülhak Hamid ve Dolayısıyla (Abdülhak Hamid and So, 1937), Müdafaa (Defense, 1946), Her Cephesiyle Komünizma (Communism in All Its Aspects, 1961), Türkiye’de Komünizma ve Köy Enstitüleri (Communism in Turkey and the Village Institutions, 1962), İman ve Aksiyon (Faith and Action, 1964), İki Hitabe (Two Speeches, 1966), Müdafaalarım (My Defenses, 1969), Hitabe (The Speech, 1975), Yolumuz, Halimiz, Çaremiz (Our Way, State and Remedy, 1977).
MEMOIR: Cinnet Mustatili (Rectangle of Madness, 1955), Büyük Kapı (Great Door, 1965), Hac (Pilgrimage, 1973), Babıâli (The Sublime Porte, 1975)
HABER
Necip Fazıl'ın kızı vefat etti 19.05.2011
Ayşe Kısakürek bu sabaha karşı kalp krizi sonucu vefat etti.
Necip Fazıl Kısakürek'in 62 yaşındaki büyük kızı Ayşe Kısakürek, Eyüp Sultan Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından babasının Eyüp'teki kabrinin yanına defnedildi.
Necip Fazıl Kısakürek'in 5 çocuğundan Zeynep Kısakürek ve Ömer Kısakürek daha önce rahmetli olmuştu.
HABER
Necip Fazıl Sempozyumu 25.10.2011
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü, Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi'nde 29 Ekim Cumartesi günü 'Üstad Necip Fazıl Sempozyumu'na ev sahipliği yapıyor. 10.00-13.00, 14.30-17.30 saatleri arasında iki oturum halinde gerçekleşecek sempozyumda Fazıl Karaman'ın yorum ve takdimiyle Necip Fazıl'ın bestelenmiş şiirleri Aykut Kuşkaya ve orkestrası tarafından seslendirilecek. Mustafa Miyasoğlu ve Prof. Dr. Necmettin Tozlu'nun yönetecekleri oturumlara Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Prof. Dr. İsmail Kıllıoğlu, Dursun Ali Taşçı, Abdurrahman Şen, A.Vahap Akbaş, İsmail Kahraman, Doç. Dr. Şükrü Karatepe, Dr. Necmettin Turinay, Bekir Oğuzbaşaran, Prof. Dr. İbrahim Kavaz konuşmacı olarak katılacak.
Bir Küçük Şiir Kitabı Salih Zeki AKTAY İctihad Dergisi, s.4294-4296, 1925. Kaldırımlar Abdullah Cevdet KARLIDAĞ İctihad Dergisi, s.5091-5093, 1928 Yeni Türk Şiirinin Şairi Peyami SAFA Cumhuriyet Gazetesi, 3 Teşrinisâni,1928. Bir Şiir Mecmuası: Kaldırımlar Reşat Nuri GÜNTEKİN Milliyet Gazetesi, 8 Teşrinisâni,1928. Kaldırımların Necip Fazıl'ı Mustafa Şekip TUNÇ Hayat Mecmuası, 15 Teşrinisâni, 1928. Kaldırımlar Nahid Sırrı ÖRİK Cumhuriyet Gazetesi,15 Teşrinisâni,1928 Kaldırımlar Ziya Osman SABA Uyanış-Serveti Fünun, 13 Kanunuevvel, 1928. Necip Fazıl Hakkında Ne Diyorlar? Hikmet Münir EBCİOĞLU Yedigün, Cilt 16, s.412, 1932 Necip Fazıl Nurullah ATAÇ Milliyet, 18 Şubat 1932 Necip Fazıl ve Kop Dağındaki Dükkanı Ahmet Hamdi TANPINAR Varlık Dergisi, s.1,13 Temmuz 1933 Ben ve Ötesi Ziya Osman SABA Varlık Dergisi, s.10, 1 Birincikanun 1933. Matbuat Hayatı: Necip Fazıl Bey Hüseyin Cahit YALÇIN Fikir Hareketleri, Cilt 1, 25 Kanunisani 1934 Durmuş Bir Adam Nurullah ATAÇ Milliyet Gazetesi, 27 Kanunisani 1934 Kendine Tapan Bir Adam Hüseyin Cahit YALÇIN Fikir Hareketleri, s. 16, 8 Şubat 1934
Tapmak, Polemik, v.s'den Nurullah ATAÇ Milliyet Gazetesi, 14 Şubat 1934 Necip Fazıl ve Piyesi Cahit Sıtkı TARANCI Kurun Gazetesi, 4 Kasım 1935 Tohum Refik Ahmet SEVENGİL Kurun Gazetesi, 1 Teşrinisâni 1935. Türk Tiyatrosunda Tohum İsmet HULUSİ Türk Tiyatro Dergisi, 1 Teşrinievvel 1935. Tohum Hüseyin Cahit YALÇIN Fikir Hareketleri, 9 İlkteşrin 1935. Necip Fazıl'ın Tohumu Peyami SAFA Tan Mecmuası, 31 Teşrinievvel 1935. Tohum Selami İzzet SEDES Türk Tiyatro Dergisi, s.62, 1 Teşrinisani 1935. Tohum Ziyad TALHA Zaman Gazetesi, 3 Teşrinisani 1935. Tohum ve Anadolu Peyami SAFA Hafta Mecmuası, s.4, 1935. N. Fazıl'ın Tohumu Başka Bir Tohumdur Osman Cemal KAYGILI Kurun Gazetesi, 12 Teşrinisani 1935 Tohum Agah Sırrı LEVEND Eserler ve Şahsiyetler'den, 1935 Necip Fazıl ve Ruhun Şiiri Vasfi Mahir KOCATÜRK Yeni Türk Edebiyatı, 1936 Bir Adam Yaratmak Piyesine Dair Zahir Sıtkı GÜVEMLİ Haber Gazetesi, 9 Ekim 1937 Necip Fazıl Kısakürek Zahir Sıtkı GÜVEMLİ Varlık Dergisi, s.108, 1 Birincikanun 1938 Bir Adam Yaratmak ve İncir Ağacı Zahir Sıtkı GÜVEMLİ Türk Tiyatrosu Dergisi, s.85, 1 İkincikanun 1938. Necip Fazıl(ın İkinci Eseri Selçuk MİLAR Türk Tiyatrosu Dergisi, s.85, 1 İkincikanun 1938 Takdim Sedat SİMAVİ Yedigün, 4 İkincikanun 1938. ...................... Y. Kadri KARAOSMANOĞLU Yedigün, 8 Şubat 1938. ...................... Va-Nü Akşam, 23 Şubat 1938 Bir Adam Yaratmak Zahir Sıtkı GÜVEMLİ Türk Tiyatrosu Dergisi, s.87, Mart 1938. Cevap Veriyorum Zahir Sıtkı Türk Tiyatrosu Dergisi, s.87, Mart 1938. Bir Adam Yaratmak Burhan ARPAD Servetifünun-Uyanış, No.2169-484,17 Mart 1938 Necip Fazıl ve Eseri A. AKSAKOĞLU Gündüz Mecmuası, C.IV, s.24, Mart 1938 Bir Adam Yaratmak Selami İzzet SEDES Türk Tiyatrosu Dergisi, s.89, Mayıs 1938 (25 Şubat 1938. tarihli yazının aynen iktibası) Bir Adam Yaratmak Selçuk MİLAR Türk Tiyatrosu Dergisi, s.89, Mayıs 1938 (28 Şubat 1938. tarihli Kurun Gazetesinden aynen iktibas) Edebi Hayatımızda Bir Hâdise (*) Türk Tiyatrosu Dergisi, s.89, Mayıs 1938 (25 Şubat 1938. tarihli Tan Gazetesinden aynen iktibas) Bir Adam Yaratmak İsmet HULUSİ Türk Tiyatrosu Dergisi, s.89, Mayıs 1938 (24 Şubat 1938. tarihli Son Posta Gazetesinden aynen iktibas) Bir Adam Yaratmak Münasebetiyle Ali Rıza KORAP Varlık Dergisi, s.119, 15 Haziran 1938. Küçük Bir Kitap Halid Ziya UŞAKLIGİL SANATA DAİR isimli kitabından, s.69-72, 1938 Necip Fazıl Kısakürek M. Behçet YAZAR Yedigün, s.352,5 Birincikanun 1939 Senfoni Yunus NADİ Yeni Mecmua, s.2, 1939 Senfoni Abidin DİNO Serveti Fünun-Uyanış, 23 İkinciteşrin 1939 Şiir Hakkında'dan Cahit TANYOL Aramak Der., s.1, Nisan 1939 Aşık Tarzı Tesirleri Fevziye Abdullah TANSEL Ülkü Dergisi, s.78, Ağustos 1939 Senfoni Hakkında N.İlhan BERK Serveti Fünun-Uyanış, 31 Ağustos 1939 Söylevci Bir Yazar Özdemir NUTKU ...................... Necip Fazıl Hakkı SÜHA Yeni Mecmua, s.57, 1940 Necip Fazıl Kısakürek M. Sunullah ARISOY Yeni Türk, s.107, cilt: 9, Teşrinisani 1941 Tiyatro Tenkitleri : PARA Selim Nüzhet GERÇEK Akşam Gazetesi, 28 Şubat 1942 Necip Fazıl Kısakürek İsmail Habip SEVÜK Türk Edebiyatı Tarihi'nden... 1944 Sahne Oyunlarımız Hakkında O. BURİAN / V. GÜLTEKİN Yücel, s.102, Nisan 1945 İzlerimiz Orhan AZİZOĞLU Amerikan Kolejleri Dergisi, 1948 Tiyatro Buhranı Yaşar Nabi NAYIR Varlık Dergisi, s.343, 1949 Türk Sanatı ve Keneler Mehmet G. ÇELİKMEN Türk Sanatı Ekim, 1954 Sonsuzluk Kervanı Mehmet YASİN (S.KARAKOÇ) Şiir Sanatı, s.1, 15 Ocak 1955 Sonsuzluk Kervanı Orhan OKAY İst. Sanat-Edeb. Der. 17 Mart 1955
Çile Fikret ADİL Hakimiyet Gaz. Kayseri, 12 Temmuz 1962 Necip Fazıl Kısakürek Halim YAĞCIOĞLU Çağrı, s.83, 1964 Reis Bey Vecdi BÜRÜN Büyük Doğu Der. 1964 Reis Bey Mehmet GÖKALP Tohum Dergisi, s.6, 1965 NFK'in Çile Adlı Şiir Kitabının Sis. Lüg. Çetin SÜNGÜ TEZ Çalışması, İst. 1965 Necip Fazıl kısakürek Ahmet KABAKLI Türk Edebiyatı, kitabından... 1965 Büyük Doğu Ekolü Memduh ARSLANOĞLU Uluova Gaz. Elezığ, s.4441, 1967 Büyük Doğu ve Diriliş Ahmet KABAKLI Tercüman Gaz., 21 Ekim 1967 Necip Fazıl Kısakürek Baki Süha EDİBOĞLU Cumhuriyet Gaz. 5 Şubat 1968 Büyük Doğu Sezai KARAKOÇ Sabah Gaz. 26 Mart 1968 Atatürk İnk. Bakış Hasan PULUR Milliyet Gaz. 16.5. 1968 Politika Falih Rıfkı ATAY Dünya Gaz. 25 Mayıs 1968 Bu Yağmur Turgut UYAR Papirüs Der. s.21, 1968 Sezai Karakoç ve Necip Fazıl Rasim ÖZDENÖREN Çıkış Dergisi, s.3, 1968 Şiir Ergun GÖZE Tercüman Gaz. 1969 Şiirlerim Nazım ERİNMEZ Tohum Der. Eylül- Ekim s. 43, 1969 Necip Fazıl Kısakürek Halit Fahri OZANSOY EDEBİYATÇILAR ÇEVREMDE, isimli kit.,Sümerbank Kültür Yay. 1970 Akif, Yahya Kemal ve Necip Fazıl Sezai KARAKOÇ Diriliş Der. s.13, Ekim 1970 Bir Adam Yaratmak Sezai KARAKOÇ Diriliş Der. s.14, Kasım 1970 Necip Fazıl'ın Şiiri-1 Sezai KARAKOÇ Diriliş Der. s.15, Aralık 1970 Necip Fazıl'ın Şiiri-2 Sezai KARAKOÇ Diriliş Der. s.16, 1970 N.Fazıl'ın Piyeslerine Umumi Bakış F. Yasemin ŞAR Mezuniyet Tezi, İstanbul 1971 Esselam Bekir OĞUZBAŞARAN Milli Gazete, 1 Mayıs 1973 Kaldırımlar Mehmet KAPLAN Cumhuriyet Devri Türk Şiiri, kitabından, s.65-68 Çile Mehmet TEKELİOĞLU Yeni Sanat, Nisan 1974 Ruhun ve İnancın Şiiri Mustafa MİYASOĞLU Millî Gazete, 4 Mayıs 1974 Çile Ergun GÖZE Tercüman 26 Mayıs 1974 Necip Fazıl'ın Şiiri-3 Sezai KARAKOÇ Diriliş Der. s.3, Kasım 1974
Şiirden Yunus'a Ebubekir EROĞLU Diriliş Der. s.4, 1974 Öldürülen 50. Yıl Ahmet GÜNER Ortadoğu Gaz. 25 Kasım 1975 Büyük Şair ve 50. Yıl Vecdi BÜRÜN Ortadoğu Gaz. 26 Kasım 1975 50. Sanat Yılı Jübilesi (*) Ufuk Haftalık Gaz. 3 Aralık 1975 Esselam Rasim ÖZDENÖREN Mavera, s.2, Ocak 1977 Düşüşten Sonra Mustafa ÖZER 1977 Necip Fazıl ve Ben Vahap KABAHASANOĞLU Türk Edebiyatı Der. s.51, Ocak 1978 Sonsuzluk Kervanı Mustafa MİYASOĞLU 1978 Mukaddes Dâva Mustafa YAZGAN Yeni Devir Gaz. 13 Ocak 1978 Necip Fazıl Kısakürek Osman Nuri EKİZ Meşale, s.32, Mayıs 1979 Ene'l Hak Sevinç ÇOKUM Türk Edebiyatı Dergisi, s.81, 1980 Bir Törenin Ardından Ahmet KABAKLI Tercüman Gaz. 28.5.1980 Necip Fazıl Taha AKYOL Hergün Gaz. 28.5.1980 Sultan-üş Şüera A. Gaffar TAŞKIN Yeni Devir, 31.5.1980 Roman Geleneği ve Aynadaki Yalan Durali YILMAZ Hareket s. 16-17, Haziran 1980
Aynadaki Yalan-1 Bekir OĞUZBAŞARAN Küçük Dergi s. 13, Haziran 1980 Aynadaki Yalan-2 Bekir OĞUZBAŞARAN Küçük Dergi s. 14, Temmuz 1980 Necip Fazıl'a Saygı Tahir Kutsi MAKAL Orta Doğu. 3.6.1980 Sultan-üş Şüera Mehmet Şevki EYGİ Büyük Gazete, 4.6.1980 N. Fazıl'ın Tiyakro Eserlerinin Madde ve Mana açısından Genel Bir Değerlen. Hasan ÇEBİ Veli Yayınları, İst. 1981 Bir Dahi Portresi Ayhan SONGAR Türk Edebiyatı Der. s.101, Mart 1982 Necip Fazıl Kısakürek M. Orhan OKAY Türk Dili ve Edeb. Ans. . c V, Dergah yay. 1982 Aynadaki Yalan'a Dair Nazım Hikmet POLAT Kültür ve Sanat s.19, 1982
HABER
Senfoni orkestrasıyla Necip Fazıl şiirleri 27 Mayıs 2012
Türk edebiyatının usta kalemlerinden Necip Fazıl Kısakürek'in ölümünün ardından 29 sene geçti.Ancak, eserleri yeni projelere ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Bunlardan birini Üstad'a hayranlığıyla tanınan sanatçı Uğur Işılak gerçekleştirdi. Işılak, uzun yıllardır üzerinde çalıştığı proje sonucunda Kısakürek'in, Sakarya Türküsü, Zindandan Mehmet'e Mektuplar, Kaldırımlar gibi klasikleşmiş on şiirini besteledi. Eserler, önceki gece Konya Mevlânâ Kültür Merkezi'nde düzenlenen konserle ilk kez dinleyiciyle buluştu. 60 kişilik senfonik orkestrayla gerçekleştirilen konsere Konya halkı büyük ilgi gösterdi. Şarkıların yanı sıra, İbrahim Sadri'nin okuduğu şiirlerle renklenen geceye Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da katıldı.
HABER
Necip Fazıl'ın 'Para' adlı oyunu sahnede 21 Mayıs 2013
Geçtiğimiz yıllarda sıkça yaşanan “Şehir Tiyatroları'nda bir Necip Fazıl oyunu neden sahnelenmiyor?” tartışmalarının ardından, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, ölümünün 30. yıldönümünde şairin ‘Para’ adlı oyununu sahneliyor.
Necip Fazıl Kısakürek'in 1941 yılında kaleme aldığı 'Para' adlı tiyatro oyununda küçücük bir anekdot geçer. Ana karakter olan bankerin hususi kâtibi ile esrarkeş ve kafası yerinde olmayan benzerinin arasında geçen birkaç satırlık bu kısa konuşma, paranın insanlar için ne anlama geldiğinin boyutlarını en çarpıcı biçimde gösterir: "Hususî Kâtibi elini cebine atar, cüzdanını çıkarır, içinden kocaman bir banknot çeker. Banknotu iki eliyle havada çarşaf gibi gerer, benzerine gösterir.
Hususi Kâtibi: Ya bu ne?
Benzeri: Kâğıt parçası!
Hususi Kâtibi: (Müthiş bir kahkaha kopararak.) Deli, buna para derler, para! Şeref de bu, namus da bu, akıl da bu, hikmet de bu, sıhhat de bu, hayat da bu, dünya da bu, ahiret de bu, parrra!!!”
Kuşkusuz Üstad'ın, kitabın başında “Vâkı'a herhangi bir memlekette, herhangi bir zamanda geçer.” diye not düşmesi de boşuna değildir. 72 yıl önce kaleme alınan bu eserin o zamanlardan bu zamanlara, mekân tanımayan evrenselliği Kısakürek'in geniş öngörüsüne işaret ediyor.
Para'nın bugünlerde tekrar gündeme gelişinin sebebi ise Muhsin Ertuğrul'un oyunu ilk kez 1942 yılında sahneleyişinden sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından bu yıl yeniden izleyiciyle buluşturuluyor olması. Şehir Tiyatroları yönetiminin, Kısakürek'in 30. ölüm yıldönümü vesilesiyle Para'yı sahneleme kararı alması üzerine, 1964 yılından bu yana Şehir Tiyatroları'nda oyunculuk ve yönetmenlik yapan Engin Güremen, oyunu yönetme görevini üstlendi.
Oyun, büyük bir banka patronu ve ailesinin parayla acı imtihanına odaklanıyor. Şirketler, köşkler, lüks içinde dertsiz tasasız bir hayat… Ama bu lüks hayat, bunca varlık da kolay elde edilmemiştir. Bütün bu sefahat, siyasilerle arayı iyi tutup vurgun üstüne vurgun yapmayı gerektirir. Bankerimiz de bunların hiçbirini ihmal etmez, işin gereği neyse hepsini ‘hakkıyla' yerine getirir! Günün birinde banker, ailesini denemek için bütün mal varlığını hayır kurumlarına bağışlayacağını açıklar. Babasının paraya düşkünlüğüne devamlı itiraz eden oğlu bile bunu kabul edemez. Buraya kadar her şey bir bakıma normaldir, ta ki bir gün bu vurgunlar yüzünden işler tersine dönüp ayaklanma başlayana kadar. İsyan eden halkın önüne bankere tıpatıp benzeyen bir esrarkeş elbirliğiyle sürülür ve banker yerine onun linç edilmesine izin verilir. Asıl trajedi de burada başlıyor. Bankacı kendisi yerine linç edilen esrarkeşin giysilerini giyip eve geliyor ama ailesi yaşadığını kabul etmiyor. Yaşadığını biliyor, ikna oluyor fakat inkârlarını sürdürüyorlar. Çünkü paraları çoktan paylaşan aile üyeleri, bankerin yaşadığını kabul ederse bütün malın mülkün hayır kurumlarına gideceğini biliyordur. Böylece bankerin sonu linç edilmek değil ama karısı ve öz evlatları tarafından sokağa atılmak olur.
“Tüketim hırsı insanları insanlıktan çıkarıyor”
Engin Güremen, para mefhumuna bakışın dün-yanın her yerinde aynı olduğuna dikkat çekiyor. Türk tiyatrosunda parayı ilk kez nesne olarak kullanan Kısakürek'in kendisinden yıllar sonra gerçekleşen hadiselere benzer şeyleri yazmasını da ilginç bir öngörü olarak niteliyor Güremen: “Para hırsının insanları nasıl felakete sürüklediğini, nasıl korkunçlaştırdığını ve canavarlaştırdığını anlatan bu oyun bence günümüz için yazıldığı tarihten çok daha geçerli.” Güremen, para hırsının yol açtığı felakete dikkat çekiyor ve şöyle diyor: “Parasız da yaşanmıyor ama bu kadar para ve tüketim hırsı insanları insanlıktan çıkarıyor, değer yargılarımızı değiştiriyor.”
Aziz Sarvan'ın banker rolünü üstlendiği oyunda Cem Uras ve Aslı Aybars gibi usta oyuncular yer alıyor. Güremen de noter rolüyle karşımıza çıkıyor. "Para", 25 Mayıs Cumartesi günü saat 20.00'de, Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde Necip Fazıl Kısakürek'in ölüm yıldönümü için özel olarak sahnelenecek. Oyun, asıl olarak ekimde başlayacak yeni sezonda seyirci karşısına çıkacak.