1912 yılında Halep'de doğdu. Ziraat Bankası Suriye Genel Müdürü İzzet Saltık Bey'in kızıdır. Çocukluğu dört kız kardeşi annesi, büyükanneleri, amcaları, dayıları ile Şam'da geçti. Birinci Dünya Savaşı'nın sürdüğü yıllarda, Osmanlı İmparatorluğu da son dönemini yaşamaktadır.
Şam İngiliz işgalcilerin eline geçince ailesiyle Adana'ya geldi. Ortaokul diplomasını Konya'daki Sörler Okulu'ndan aldı. Bursa Amerikan Kız Koleji'nde lise öğrenimini tamamladı.
1932 yılında Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Üniversitede ilk kadın asistan oldu. Başında Wilhelm Liepmann'ın bulunduğu Haseki Kadın Hastalıkları Kliniği'nde çalışmaya başladı. Profesör Liepmann ile pek çok ameliyata girdi. İstanbul Üniversitesi 1. Kadın Doğum Kliniği'nin ilk kadın uzmanı sıfatını elde ederek üniversiteden ayrıldı.
Okul yıllarında Afganistan kraliçesinin kardeşi Prens Fettah Bey ile evlendi. Karı koca Roma'ya taşındı. Kendi ülkesinde doktorluk yapmak istedi. Eşi Fettah Bey Roma'daki ailesini bırakıp İstanbul'a yerleşmeye razı oldu. 1949 yılında özel hastanesini kurdu. Kurduğu hastanede yüzlerce çocuğun doğumunu gerçekleştirdi.
21 Temmuz 1949 tarihinde Şişli’de Türkiye'nin ilk kadın doğum kliniğini açtı. 1998'e kadar klinikte aktif olarak çalıştı. Binlerce kişinin doğumunu gerçekleştirdi.
Hayvanları Koruma Derneği ve İstanbul Soroptimist Derneği'nin (1948) kurucuları arasında yer aldı.
İki kız bir erkek çocuk annesi. Büyük kızı Fatma İstanbul'da, küçük kızı Zeynep ABD'de yaşıyor. Oğul Mahmut Tarzi, hastane ve laboratuarın yönetimi ile uğraşıyor.
10 Ekim 2004 tarihinde vefat etti.
ESERLERİ:
1.Anılar Pakize Tarzi
Yılı: 1993 Yayın Yeri: İSTANBUL Dili: Türkçe Cildi: Karton Kapaklı
2.Östrojen Fransızca'dan çeviri
HAKKINDA YAZILANLAR
Necati Güngör'ün "Son Kadınlar" adlı kitabında Tarzi ile yapılmış bir söyleşi var.
AYRINTI
1.Türkiye'nin ilk kadın jinekoloğu 2.İlk özel kadın doğum kliniği kurucusu 3.İstanbul Boğazı'nı yüzerek geçen ilk kadın.
HABER
İlklerin Kadını Tarzi 92 Yaşında Vefat Etti Ayda Kayar Hürriyet 19 Ekim 2004
Adını verdiği ilk özel kadın-doğum hastanesinin uzun yıllar başhekimliğini yapan Dr. Pakize İzzet Tarzi, vefat etti. Eşi kanalıyla Afgan, damadı kanalıyla da Osmanlı hanedanına akraba olan Dr. Tarzi, boğazı yüzerek geçen ilk Türk kadınıydı.
Türkiye'nin ilk kadın jinekoloğu ve ilk özel kadın-doğum kliniğinin kurucusu Pakize İzzet Tarzi, önceki gün Nişantaşı'ndaki evinde 92 yaşında vefat etti. Tarzi'nin cenazesi, yarın Teşvikiye Camii'nde öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazı sonrasında Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecek.
Halep'ten İstanbul'a
Dr. Pakize İzzet Tarzi, 1912'de Halep'te doğdu. Babası Ziraat Bankası Suriye Umum Müdürü'ydü. Çocukluğu Şam'da geçti. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Şam düşünce, Tarzi, 4-5 yaşlarındayken, dört kız kardeşi ve ailesiyle birlikte Adana'ya geldi. Aile hekiminin evlerine her gelişinde gümüşlerin parlatılıp en güzel yemek takımlarının çıkarıldığını görünce doktorluk mesleğinin saygınlığına hayran kaldı. Çocukluğundan itibaren tek istediği doktor olmaktı.
Ailesi okula göndermeyip özel ders almasını tercih etti. Bu sırada Mondros Mütarekesi imzalandı ve Fransızların Adana'ya girmesiyle aile Konya'ya taşındı. Buradaki "Sörler Okulu"ndan ortaokul diplomasını aldı. Konya'da yaşam koşulları zorlaşmıştı. Babası Anadolu'nun çeşitli yerlerinde görev yaparken, evin büyüğü Kuvayı Milliyeci amcası Konya Merkez Komutanı idi. Bu nedenle "Delibaş İsyanı" sırasında saldırıya uğradılar. Yaralanan ablası kurtarılamadı, amcası da esir düştü. Babası eve döndükten sonra ailece Bursa'ya taşındılar. Liseyi iki yıl yatılı okuduğu Bursa Amerikan Kız Koleji'nde bitirdi.
Ailesi karşı çıktı
Lise sonrasında anne ve babası kendisini yıpratmaması için doktor olmasına karşı çıktı. Üniversiteye girebilmek için mahkeme kararıyla yaşı büyütüldü. Aile İstanbul'a taşındı. Tarzi, 1932'de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdi. 1933'te kabul edilen üniversite yasası ile Tıp Fakültesi'nde kadın hastalıkları ve doğum alanında ilk kadın asistan oldu. Dönemin ünlü profesörlerinden Liepmann ile birlikte çalıştı.
1935'te, Afganistan kraliçesi Süreyya'nın kardeşi Prens Fettah Bey ile evlendi. Bir süre Roma'da yaşayan karı koca, Pakize Tarzi'nin ülkesinde doktorluk yapma isteği nedeniyle İstanbul'a yerleşti.
Kliniğin kuruluşu
Dr. Tarzi, bu sırada doçentlik için çalışmaya başladı. Tezi kabul edildi, ancak uygulamalı ders anlatımı sınavında 45 dakikayı tamamlamadığı için doçentliği reddedildi. Bunun üzerine üniversiteden istifa eden Dr. Tarzi, 21 Temmuz 1949'da Türkiye'nin ilk özel kadın-doğum kliniğini Nişantaşı'nda açtı. Klinikte 1998'e kadar aktif olarak çalıştı. Klinik zaman içinde gelişerek, birçok dalda hizmet vermeye başladı. 1983'te Dr. Pakize İ. Tarzi laboratuvarları, 1997'de Dr. Pakize İ. Tarzi Tüp Bebek Merkezi kuruldu.
Kızı Şehzade Ertuğrul ile evli
Dr. Pakize Tarzi'nin iki kızı ve bir oğlu var. Büyük kızı Fatma, İstanbul'da yaşıyor. Küçük kızı Zeynep ise Osmanlı hanedanının reisi Şehzade Ertuğrul Osman ile evli ve Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) yaşıyor.
Dr. Tarzi'nin oğlu Mahmut Tarzi, hastane ve laboratuvarların yönetimini sürdürüyor. Türkiye'de ilklere imza atan Dr. Pakize Tarzi, geçen Cumartesi akşamı ilaçlarını içip yattı. Pazar sabahı, uyanmadığını gören yardımcısı, odasına girince naaşıyla karşılaştı. Yurtdışında birçok çalışma olanağı varken Türkiye'ye hizmet etmeyi tercih eden Dr. Tarzi, binlerce kişinin doğumunu gerçekleştirdi.
HAKKINDA YAZILANLAR
Pakize Tarzi Haluk İlhan 28 Ağustos 2018
Sene 1910.
Osmanlı döneminde Suriye’nin Halep şehrinde görev yapan Ziraat Bankası Müdürü İzzet Saltık Beyin bir kız çocuğu dünyaya gelir.
Adını Pakize koyarlar.
Pakize’nin çocukluğu Halep’te geçer.
1918 senesine kadar burada yaşarlar, daha sonra İngilizler Suriye’ye saldırıp işgale başlayınca Suriye’den kaçarak önce Adana sonra Konya’ya yerleşirler.
Ortaokulu Konya’da okur ve diplomasını alır Pakize Hanım.
Konya’da o sırada Delibaş isyanı patlak verir, bu isyanda ablasını kaybeder, amcasını işgalciler esir alınca Konya’dan kaçarak ailecek Bursa’ya taşınırlar.
Pakize Hanım Bursa Amerikan Kız Kolejini en iyi derece ile bitirir.
Ailesi kızlarının Lozan’da okuması için baskı yapsa da Pakize Hanım Tıp okumakta ısrarlıdır, bu yüzden aile Bursa’dan İstanbul’a taşınır.
O kadar azimlidir ki, yaşlı büyütülür, Tıp’a girer ve 1932 senesinde Türkiye’nin Tıp Fakültesini bitiren ilk kadın doktoru olur.
1932 yılında İstanbul’da Boğaz’da yüzme yarışmaları yapılmaktadır, ona katılır ve İstanbul boğazını yüzerek geçen ilk kadın olur.
1935 yılında Afgan Kralının yeğeni ile evlenir, bir süre yurt dışında yaşar ama doktorluk yapmak istediği için sonra tekrar İstanbul’a dönerler.
Üniversitede akademik kariyer yapmaya başlar, doçentlik tezi kabul edilir ama uygulamalı sınavda 45 dakikayı birkaç dakika aştı diye doçentlik ünvanı verilmez. Buna çok üzülen Pakize Hanım üniversiteden istifa eder.
21 Temmuz 1949 yılında Türkiye’de bir ilki daha gerçekleştirir. İstanbul Şişli’de ilk Kadın Doğum Kliniğini açar.
1998 yılına kadar tam 49 sene bu klinikte binlerce çocuk doğar, yüzlerce ameliyat yapar.
Bu dönemde üç tane çocuğu olur. 2 kız, 1 erkek.
Öylesine aktif bir kadındır ki bu dönemde İstanbul’da çalışan, okuma yazma bilmeyen kadınlar için İstanbul Soroptimis Derneğini, arkasından Türk Üniversiteli Kadınlar Derneğini kurar.
Çocukluğundan beri hayvanlara ilgisi çok olduğundan Hayvanları Koruma Derneğini kurar.
Türkiye’yi Jinekolji alanında hem Dünyada hem Türkiye’de birçok kongrede temsil eder.
19 Ekim 2004 senesinde ebediyete intikal eder.
Onun kurduğu hastane bugün Nişantaşı’nda Dr. Pakize Tarzi Hastanesi olarak devam etmektedir.
Kendisi ile yapılan röportajlar da şöyle der:
“…… Benim mesleğimde kin, nefret, öç alma gibi şeyler yoktur. Hekim önce hayatın yüceliğini bilmek, hayata saygı duymak zorundadır. Temel ilke insana saygıdır. Hekimlik yardım isteyene hiçbir şekilde sırtını çevirmeden, karşılık beklemeden, tam bir içtenlikle yardım etmeyi ilke edinen, bundan sonsuz zevk alan kimselerin mesleğidir ve böyle olmalıdır….. “
Nasıl güzel değil mi? Bence yine filmi çekilmesi gereken muhteşem bir hayat hikayesi.
Sevgi ve Saygılarımla,
HAKKINDA YAZILANLAR
Tarihten Portreler - Pakize Tarzi Hanım
Merhaba değerli dostlar,
Türkiyenin tarihinde bazı ilk’lere imza atan, her dönem için gençliğimize yaşamı ile örnek olabilecek kadınlarımızdan Pakize İzzet Tarzi hanımı biraz tanıyalım.
Osmanlı döneminde Ziraat bankası Suriye genel müdürü İzzet Saltık Beyin kızı olarak 1910 senesinde Halep’te doğdu, Daha küçük bir çocukken Halep sokaklarında gördüğü hasta ve sakat kedi, köpeklere yardım ederek çevresinin takdirini kazanmıştır.
Mamafih, İngiliz kuvvetlerinin 1918’de başlayan işgal süreci onun ailesinin önce Adana’ya daha sonra Konya şehrine gitmesine zorlamıştır. Eğitimine Konyada devam eden Pakize hanım ‘sörler’ ortaokulundan diplomasını alır,
Bu arada bölgede Delibaş isyanı patlak verince cıkan kargaşada ablası ölür ve Konya merkez komutanı ve bir kuvayyi-milliyeci de olan amcası Mustafa Tevfik Beyin esir düşmesi üzerine tüm aile Bursa’ya taşınırlar.
Pakize hanım burada Bursa Amerikan kız koleji’ni çok iyi derece ile bitirip mezun olur,
Kızının eğitimine çok özel ilgi gösteren ailesi onu İsviçre-Lozan’da tarih okuması için epey baskı yapmasına karşın Pakize hanım tıp alanında olan kararını sonunda ailesine kabul ettirir. Bu karar üzerine ailece İstanbula taşınırlar.
İstanbul Darülfunun’da tıbbiye'ye girebilmek için mahkeme kararı ile yaşı büyütülen Pakize hanım 1932 senesinde başarılı bir öğrenci olarak tıbbiyeyi bitiren ilk kadındır.
Bir süre sonrada asya ve avrupayı birbirine bağlayan İstanbul boğazını yüzerek geçen ilk kadın’dır.
Türkiyenin tıp tarihinde ilk kadın olan bir jinekolog ve bu alanda faaliyet yapan bir ilk’dir..
Pakize hanım 1935 senesinde Afganistan kralı Emanullah hanın yeğeni prens Fettah Tarzi ile kendi ifadesiyle bir aşk izdivacı yapmaya karar verir ve evlenirler.
Eşinin işleri sebebiyle bir süre Avrupa başkentlerinde yaşayan Pakize hanım doktorluk mesleğini kendi ülkesinde yapmaya kesin kararlı olunca İstanbula dönerler.
Doçentlik tezi kabul edildiği halde , uygulamalı ders anlatımı sınavında olan 45 dakikalık süreyi az bir farkla geçirdiği için doçentliği kabul edilmez. Bu olay üzerine çok üzülen Pakize hanım üniversiteden istifa eder.
Sene 21 Temmuz 1949’da İstanbul-Şişli’de Türkiye’nin İLK kadın doğum kliniğini açar ve 1998 yılına kadar birfiil çalışıp binlerce çocuğun doğumunu gerçekleştirir.
Ayrıca nice çok zor ameliyatlara tedavilere başarılı imzalar atar..
Sivil toplum örgütlenmesi alanında takdire şayan çalışmaları mevcut olan Pakize hanım İstanbul’da çalışan ve eğitimsiz kadınların okuma yazmayı öğrenebilmesi için İstanbul Soroptimis derneği’ni kurduktan bir süre sonrada bu sefer Türk Üniversiteli kadınlar derneği kurucuları arasında yer alır.. Daha sonra Hayvanları Koruma derneğini kurar..
Dünyanın çeşitli ülkelerinde Jinekoloji alanında kongrelerde Türkiye’yi başarılı bir şekilde temsil etmiştir.
Pakize Tarzi hanım’ın üç çocuğu vardır, ( Fatma, Zeynep ve Mahmut) kızı Zeynep Tarzi hanım, Sultan 2.ci Abldülhamid Han’ın torunu Ertuğrul Osman osmanoğlu ile evlenmiştir.
Bu yüzden gerek eşi Afgan Hanedanı mensubu Fettah Tarzi bey ve kızı’nın Osmanlı Hanedanına gelin gitmesi ile her iki hanedana akraba olan bir ilk kişi’dir..
1949’da ilk kez şişli’de kurulan kadın hastalıkları ve doğum kliniği zamanla Nişantaşı’da yeni yerine taşınmıştır. Günümüzde de değerli hizmetler veren Dr. Pakize Tarzi hastahanesi faaliyetlerine başarılı bir şekilde devam etmektedir..
Pakize Hanım hayatını Anılar isimli kitabında genişce anlatmıştır. Arkasında tarihimize mal olan çok saygın bir isim bırakarak 19 Ekim 2004 tarihinde edebiyete intikal eden Pakize İzzet Tarzi hanımın hatırası önünde saygıyla eğilirken son sözü kendisine bırakıyorum:
İnsanları sevmeyen, doğaya aşık olmayan, karşılık beklemeden kendinden vermeyi bilmeyen Hekim olmamalı.. Bir hekim için önemli olan, moral yönünden doyuma ulaşmaktır.
Buna ulaşılmazsa yaşamdan hiç zevk alınmaz. Hekim önce hayatın yüceliğini bilmek, hayata saygı duymak zorundadır. Benim mesleğimde kin, nefret, öç alma gibi şeyler yoktur.
Temel ilke insana yardımdır. Hekimlik yardım isteyene hiçbir şekilde sırtını çevirmeden karşılık beklemeden, tam bir içtenlikle yardım etmeyi ilke edinen, bundan sonsuz zevk alan kimselerin mesleğidir ve böyle olmalıdır...