Ana Sayfa Kategoriler Editör İletişim  

   Alfabetik Arama
A B C Ç D
E F G H I
İ J K L M
N O Ö P R
S Ş T U Ü
V Y Z



   Ekstra
     müstear isimler
     peygamberler
     Asr-ı Saadet'te Türkler
     basında biyografi.net
     Biyografi Nedir?
     neden biyografi.net
     sizin biyografiniz
     cv nasıl hazırlanır ?
     genel biyografi kitapları
     takma adlar
     editör



 Linkler 
   Biyografi Tv
   facebook/Biyografi Net
   twitter.com/biyografinet
   Biyografi Atölyesi
   boğazdaki aşiret
   biyograf
   biyografi kitabı
   mahmut çetin yazıları
   www.biyografianaliz.net
   biyografimarket.com

   Biyografi Arama

  

isim ara soyadı ara
 
   
   

     Biyografi Market İçerik  
KİTAP BİYOGRAFİ
 Portre Anlatı
 Günlük
 Biyografi Dosya
 Mektup
 Kronoloji
 Kim Kimdir
 Anı-Hatırat
 Otobiyografi
 Biyografi Genel
 Şecere
 Biyografik Araştırma
 Gezi-Seyahat
 Biyografik Roman
 Biyografik Şiir
FOTOĞRAF
 Görsel Kitap
 Biyografik Fotoğraf
 Şehir Fotoğraf
 Tarihi Eser Fotoğraf
  SAHAF KİTAP
  KAYNAKÇA
 Kaynak Tarama-Kupür
 Bibliyografya
 DVD-CD-VCD
 Biyografi Belgesel
 KİTAP GENEL
 Türkçe Dil Öğretimi
 Kaynak-Çeviri

Daha Fazlası BiyografiMarket.com'da



Facebook da paylaş Twitter da paylaş Live da paylaş

Eva De Vitray  Meyerovitch

akademisyen


İslam'ı Seçenler


Prof. Dr. Eva De Vitray Meyerovitch



1909 yılında doğdu. Katolik ve aristokrat bir ailenin mensubu. Latince-Grekçe bölümünü bitirerek liseden mezun oldu. Ardından Hukuk tahsilini tamamladı. Felsefe doktorası yaptı. Bu yılları, kilisede ve rahibelerin içinde geçti. Çalışmalarını edebiyat, felsefe ve tasavvuf konuları üzerinde yoğunlaştırdı. Dünyanın birçok ülkesindeki üniversitlerde dersler ve konferanslar verdi. Müslüman oldu. Müslüman olduktan sonra “Havva” adını aldı. Mevlana ve Muhammet İkbal'in bütün eserlerini Fransızca'ya çevirdi. 24 Temmuz 1999 tarihinde vefat etti. Cenazesi, vasiyeti üzerine, Konya'ya getirildi ve Üçler Mezarlığı'na defnedildi.



İSLAM'I SEÇTİ

Kafasını meşgul eden onca soruya alabildiği tek cevap, çoğu kez "Tanrı'ya dua et de sorularını gidersin" şeklinde olunca, artık gönlüde rahatsız olmaya başlar.

Felsefe doktorasıyla da aklı iyice karışan Eva Hanım konsillerin aldığı kararlara uymak zorunda olmasından duyduğu büyük bir rahatsızlıkla artık bir arayışa girmeye karar verir.

Hıristiyanlığın onu bir çıkmaza sürüklediğini ve bu çıkmazların onu arayışa ittiğini düşünür.
Sonunda Eva Hanım, Hıristiyanlığın İslam'dan üstün bir din olmadığına karar verir.

Günün birinde eski bir dostunun hediyesi bu fırtınalı gönlü sükuna erdirir. Bu hediye Doktor Muhammed İkbal'in "İslam'ın Yeniden İnşası" isimli eseridir.

Sanki bir anda tüm sorularına yanıt bulduğu hissine kapılan Eva Hanım,bahsi geçen kitapta adı ve şiirleri sık sık geçen Mevlana'dan çok etkilenir.
Artık Eva Hanım'ın ruhu sükuna ermiş ve Müslüman olmuştur.

Canından çok sevdiği Mevlana’sını ise şeyhi ve yol göstericisi olarak görmektedir. Türkiye'yi ve insanımızı çok sevdi. Prof. Dr. Eva di Vitrey Meyeroviç (Eva de Vitray-Meyerovitch), Müslüman olduktan sonraki adıyla Havva Hanımefendi, 24 Temmuz 1999'da rahmet-i Rahmân'a kavuştu.

Mevlâna ve İkbal'in hemen hemen bütün eserlerini Fransızca'ya çevirdi. Gerek bu önemli tercümeleri, gerekse yaptığı salon ve radyo konuşmalarıyla çok sayıda Fransız aydının İslâm'a ısınmasına ve pek çok kişinin de Müslüman olmasına vesile oldu.




HAC HATIRASI

Bir Fransız olması ve bir bayan olması sebebiyle bir sürü engel yaşayarak gidebildiği hac farizasından şöyle bahseder:

“Ben hacda olağanüstü bir birlik ve bütünlük duygusuna erdim.

Kocaman bir vücudun bir hücresi olma, kovandaki arı olma, damarlarda dolaşan kan içinde al veya akyuvar olma duygusuna kavuştum.

Ne de olsa şaşırtıcı bir bilinçlenmedir hac…Aynı istikamete yönelmiş, aynı şekilde dua eden milyonlarca erkek ve kadını birleştiren büyük bir kardeşlik kanaati uyanır sizde.

Ramazan ayında oruç tutulurken duyulan hissi andırıyor biraz, fakat daha da yoğunluklu olarak…

İslam’ın içinde olmak , Müslüman olmak budur zaten, yani insanın maddi ve manevi bir cemaate ait olduğunu hissetmesidir”




ENGLISH BIOGRAPHY

Éva de Vitray-Meyerovitch, “Hawwa Hanim” (1909-1999), Rûmî’s ‎French interpreter.‎
‎(Istanbul - Konya Symposium on Rûmî - May 2007)‎
Eric Geoffroy


To the French audience, Eva de Vitray-Meyerovitch’s name will remain ‎for ever associated to Rûmî’s name.‎ Eva de Vitray-Meyerovitch was born in 1909 in an aristocratic and very ‎pious French Christian family. During her strict childhood in France, Eva began ‎challenging the assumptions of her surroundings, and questioning received ideas ‎at her parochial Catholic grade school where passive submission was often ‎expected. She admired her Scottish Protestant grandmother for her puritan ‎honesty, her insistence on telling the truth despite the difficulties that might ‎entail. This grandmother converted to Roman Catholicism to marry her husband. ‎Her granddaughter was in a way to follow in her footsteps. Eva did not hesitate, ‎for example, to marry a Frenchman of Russian Jewish origin, because she was ‎aware of the underlying spiritual connections between the religions. After her ‎marriage to this Mr. Meyerovitch, she had to escape from Paris occupied by the ‎Nazi troops, in 1940. ‎ After the war, in the early 1950s, her life as a director of research was ‎changed abruptly by the gift from a former Indian classmate, who returned to ‎France from Pakistan. This gift was a book by Mohammad Iqbal, the famous ‎twentieth-century Islamic philosopher and poet, and this book was the nice The ‎Reconstruction of Religious Thought in Islam. Iqbal’s prose combined lucidity ‎and ecstasy, touching the heart of this intellectual and sensitive woman. In this ‎book, Iqbal was quoting a lot Rumi. Eva got immediately fascinated by this ‎great soul. So she threw herself into translating Iqbal’s The Reconstruction of ‎Religious Thought in Islam from English into French, and then she plunged into ‎studying Persian language in order to be able to read Rûmî’s works in their ‎original language. At first, she didn’t know that she was to devote her life to his ‎works... ‎

When she discovered Iqbal and Rumi, Eva de Vitray-Meyerovitch was, as ‎a true disciple, ready to receive their teachings. Actually, she has got a keen ‎mind well formed by years studying a lot of matters. She has been studying ‎Christian theology at the prestigious French Sorbonne for three years, Greek ‎philosophy (her PhD or doctoral thesis was on Plato) and Greek ancient ‎language, Latin language, history, law and psychiatry. Her interest in different ‎areas of the science, her interdisciplinarity and her way of dealing with various ‎subjects was just fascinating.‎

Eva de Vitray-Meyerovitch was a person absorbed by the inner quest for ‎reality, and what is noteworthy in her itinerary is that her personal life and ‎commitment were strongly linked with her intellectual investigations. They were ‎directly inscribed into their logic. Of course, Rûmî became her spiritual mentor, ‎just as if he took her hand and led her to the Muslim path. So she converted to ‎Islam and until her death she used to fervently practice all the Islamic pillars and ‎also Sufism. ‎ She could easily have remained what she already was, a Roman Catholic ‎scholar fond of Islamic mysticism. Her world, however, has been chocked by ‎the Algerian struggle for independence. In Algeria, a minority of European ‎colonizers denied the nationality of the overwhelmingly Muslim population, ‎claiming the entire country was an integral part of France.‎ After her husband’s death, Eva chose the difficult path of becoming ‎Muslim, siding with a civilization many of her compatriots considered inferior. ‎She stood up for what she knew to be a far more demanding journey. She did ‎not reject Judaism or Christianity, the roots of her own cultural frame of ‎reference, but she found in Islam a path that encompassed these traditions. She ‎entered Islam without renouncing or denying anything of her past, and she said ‎that when she discovered Islam it was like “a return to her homeland” ‎ ‎. So she ‎experienced personally Islam as Dîn al-Fitra, the religion of the pure and ‎original nature of mankind. In a similar way, another great French Sufi, the ‎metaphysician writer René Guénon (d. 1951), said he could not be converted to ‎anything, because Islam should be assumed as an evidence and as a reminder of ‎the previous revelations. As for Eva, we must add that her transition from ‎Christianity to Islam should be understood by the prominent role granted to ‎Jesus in the Islamic tradition and especially in Sufism ‎ ‎. Her Islamic name was, ‎as expected, Hawwa, which is the exact translation of her Christian name.‎ By her conversion, Eva paid the price of rejection within her own society, ‎by many friends, colleagues and family. She also had to deal with qualified ‎acceptance by the community she chose to embrace, by those who treat the ‎convert as lesser in stature, knowledge and authenticity. ‎

Moved by tenacious enthusiasm for the beauty of Rumi’s work, Eva de ‎Vitray-Meyerovitch studied and translated into French his major books. Sufism ‎has found its widest introduction in contemporary western society via Rumi’s ‎spontaneous teachings. Many modern writers and translators have succeeded to ‎convey the depth and scope of his insight, and the intensity of his love for God ‎and for humanity, to those who do not have the good fortune to be able to read ‎his words in Persian. Coleman Barks’ contemporary English renderings, Eva’s ‎translations into French, Annemarie Schimmel’s work in German, and the efforts ‎of many others, popular and academic, have made his inspiration accessible to ‎millions. Now in France, Leili Anvar-Chenderoff comes to us with new ‎translations of the poems of Rumi ‎ ‎.‎ Eva had about thirty books about Sufism and Rumi to her credit when she ‎started translating the 50,000 verses of the Mathnawi into French, which ‎required from her some ten years of a persevering work ‎ ‎. “I have been working ‎so much !”, she said after the publication of this monument of 1100 pages. Her ‎last book was on Prayer in Islam ; she dictated it because she was too weak to ‎write it ‎ ‎. She also wrote an important and noticing book about Rumi’s town, ‎Kunya, where she came a lot of times. This shows that for Eva, Turkey became ‎her second homeland. Turkish authorities even used to qualify her of ‘Citizen of ‎Honour’, and she received the title of “Doctor Honoris Causa” from Selçuk ‎University for the invaluable services she rendered to Rumi and Turkish culture. ‎In Islam, l’autre visage, book which took the form of an interview, Eva says that ‎she felt at home neither in Paris nor nowhere else, but only in Turkey, and ‎especially in Kunya ‎ ‎. The English translation of this book is to be soon ‎published by Fons Vitae in the USA with this title : Towards the Heart of Islam : ‎A Woman’s Approach ‎ ‎.‎ ‎ Eva also lived in Egypt for six years, teaching philosophy at al-Azhar ‎University as a representative of the CNRS, the French Scientific Research ‎Center, and I personally got in touch in Cairo with her friends. She also travelled ‎all over the world for giving many lectures on Islam and Sufism.‎ In Islam, l’autre visage, or Towards the Heart of Islam : A Woman’s ‎Approach, Eva de Vitray makes us feel the internal connections which appear in ‎spiritual life, through many anecdotes from her pilgrimage to Mecca, teaching ‎at al-Azhar in Cairo, praying with a group of men in Algeria who fought to win ‎their independence from her country, and through some relevant verses of Rumi. ‎She also tells us how she devoted most of her life to explaining Rumi’s thought ‎and translating his works. For her, the transmission of his universal message was ‎truly urgent ‎ ‎.‎ Through the centuries, Rumi has been the real spiritual master of Eva ‎ ‎, ‎but she took the Sufi initiation path from the Moroccan shaykh Hamza ‎Butchichi, who is still alive. The first time he received her, he said : “Rumi is ‎here !”, showing with his finger the place of his heart, and Eva collapsed into ‎tears. Eva was also very linked with Khaled Bentounes, the shaykh of the tarîqa ‎‎‘Alawiyya, who, as Rumi, emphasizes on universal love ‎ ‎. Living in France, he ‎was closer to her from the cultural point of view. After I became Muslim in ‎‎1984, I asked Eva’s advice about choosing an initiation Sufi path (tarîqa), and ‎she sent me firstly to the ‘Alawiyya in Paris.‎ Eva de Vitray-Meyerovitch is among the few persons who lived with such ‎a happiness between the East and the West, and who have been bridges between ‎both cultures. We can quote among others Najm ed-din Bammate, Martin ‎Lings, S.H. Nasr, Anne-Marie Schimmel, and some great orientalists like Louis ‎Massignon or Henry Corbin who have been pioneers in the encounter between ‎Islam and the West. The books and articles that Eva produced are our shared ‎heritage today. She is well known especially in French-speaking countries. Her ‎path, a woman’s journey to the heart, reflects the epic hero’s travel to distant ‎lands, facing challenges from within and from without. “From her struggles, she ‎brought back to us gifts of insight, treasures from the East, for a world in sore ‎need of mutual respect and understanding. Her life of surrender to a higher ‎purpose is a testimony of determination to transcend the fear of that which is ‎different, in order to discover the encompassing love that connects us in all our ‎rich diversity ‎ ‎”. Eva died in Paris on the 24 of July 1999.‎






HAKKINDA YAZILANLAR

Ölümünden 10 yıl sonra Mevlana’ya kavuştu
NTV-MSNBC
14 Aralık 2008

10 yıl önce vefat eden Fransız yazar Eva de Vitray Meyerovitch’in naaşı Mevlana’nın yakınında defnedilme vasiyeti nedeniyle Konya’ya getirildi.

KONYA - Mevlana hayranı olan ve Müslüman olduktan sonra Konya’ya gömülmek istediğini vasiyet eden Fransız profesör Eva De Vitray Meyerovitch’in cenazesi, uçakla Konya’ya getirildi. Cenazeyi havaalanında, Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Abdullah Öztürk ve Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Dairesi Başkanı Ercan Uslu ile belediye yetkilileri karşıladı.

Doç. Dr. Abdullah Öztürk, havaalanında gazetecilere yaptığı açıklamada, Meyerovitch’in hayattayken 2 duası olduğunu, bu dualarının da Mesnevi’nin Fransızca’ya çevrilmesi ve Konya’da Mevlana’nın yakınlarında mütevazi bir mezara gömülmek olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Eva De Vitray Meyerovitch’in, 26 Mayıs 1998’de Konya’da düzenlenen sempozyumda yaptığı “Mevlana ve Psikoloji” konulu konuşmasının sonunda, “Benim gibi yaşlı bünyesi, hasta kalbiyle kilometreler katetmek bile Hz. Mevlana’nın huzurunda yorgunluk değil, mutluluk verir. Onun maneviyatının gölgesinde kıyamete kadar kalabilmek için beni Konya’ya gömün” dediği öğrenildi.




Siz de biyografi.net'te yer alabilirsiniz
"
İyi ki, biyografi.net var!" 



biyografi.net
    İngilizce Biyografi
   English Biography

    ünlü kadınlar

   Nasreddin Hoca
  ben de biyografi.net'teyim
  fıkralardan seçmeler



   Makaleler
   Trabzon'un Kültürel Yüzü
   Lozan Delegeleri
   İdlib şehitleri
   BULGARİSTAN TÜRK YAZARLARININ BULGARCA ESERLERİ
   Afrika Kitaplığı
   Rusya'daki en etkili 100 Müslüman listesi
   Teröre karşı 1071 akademisyen
   Irak’ta Türkmen Partiler
   Millî Birlik Komitesi Üyeleri
   KKTC Başbakanları

  Biyografik Takvim
ocak şubat mart
nisan mayıs haziran
temmuz ağustos eylül
ekim kasım aralık

    Tanıtım

    Tanıtım


   İletişim
BİYOGRAFİ NET YAYINCILIK
Tel: 0542 235 72 49



[email protected]

Etimesgut Vergi Dairesi
11512253662
Tasarım: Nihat Çeliker www.webofisi.com  

 

Ana Sayfa İletişim Künye Bu Sayfayı Yazdır Sık Kullanılanlara Ekle E-ticaret
Powered By Webofisi.com