Zeynep Tunuslu
modacı, gazeteci



1962 yılında doğdu. Eğitimine Ankara’da Maltepe İlkokulu'nda başladı. Diplomasını, babasının İzmir Nato Karargahı’na tayin olmasıyla İzmir Hakimiyeti Milliye İlkokulu'ndan aldı. 1980 yılında TED Ankara Koleji sınavını kazandı. Babası İstanbul'a tayin edilince, okulu yatılı olarak okudu. Hacettepe Üniveristesi İngiliz Filolojisi Bölümü’nü kazandı. Okulu bir yıl sonra bıraktı. Modaya ilgisi küçük yaşta ortaya çıktı. 11 yaşında kendi elbiselerini kendisi dikmeye başladı.

İş hayatı

Hacettepe Üniveristesi İngiliz Filolojisi Bölümü’nü bırakarak Milano'ya gitti. Milano'dan Türkiye'ye döndü ve çalışma hayatına atıldı. Tina adlı bir Yahudi hanımın yanında iş hayatına girdi. Altı ay sonra, bir moda fuarında Mudo'nun sahibi Mustafa Taviloğlu ile tanıştı. Taviloğlu ile tanışması kendisine moda dünyasının yolunu açtı. İki yıl vitrin dekoratörlüğü yaptı. Bundan sonra Mualla Özbek'in yanında çalışmaya başladı. Bu arada İstanbul Maslak'ta küçük bir yer kiralayarak kendi işini kurdu. Önce İstanbul Osmanbey'de, ardından Ankara ve İzmir'de mağazalar açtı.

1996 yılında gazeteciliğe başladı. Doğan Grubu'nda Haber Extra adlı dergide yazdı. 1995'te oğlu Kanat için birinci yıl armağanı olarak bir kitap yazdı.

Evlilikleri

1993 yılında Uzay Heparı ile evlendi. Heparı, evlendikten altı ay sonra geçirdiği bir motosiklet kazasında hayatını kaybetti. Bu evlilikten 1995 yılında doğan Uzay Kanat isminde bir oğlu var. İkinci evliliğini fotoğrafçı Ahmet Ağaoğlu, üçüncü evliliğini ise mobilyacı Hüsnü Birman ile yaptı.

'Survivor Ünlüler-Gönlüler' yarışmasına katıldı.




AİLESİ:

Zeynep Tunuslu'nun Babası Mustafa Kemal Tunusluoğlu

Babası 12 Mart 1971 Muhtırası’nın generallerinden Muhsin Batur'un Genel Sekreteri, Hava Kurmay Albay Mustafa Kemal Tunusluoğlu’dur.

Mustafa Kemal Tunusluoğlu 1929 yılında doğdu. Askeriyeye girdi. Bütün okullarını birincilikle bitirdi. Fransız Hava Harp Akademisi mezun oldu. Nato Karargahlarında görev aldı. Moskova'da hava ataşeliği görevine bulundu. 1974'te hava kurmay albay rütbesiyle askeriyeden istifa etti.

1975'ten sonra bir süre THY'de çalıştı. Ardından işadamı Agasi Şen ile Bursa Hava Yolları'nı kurdu. Bu şirkette genel müdürlük yaptı.

Çeviri kitapları var. Resim yapardı. Arkeoloji tutkunuydu. 1993 yılında vefat etti.

Babasının Ailesi

Ailesi aslen Tunus'tan gelip Arnavutluk'a yerleşti. Babası Mustafa Kemal Tunuslu’nun babası Niyazi Zekeriya, Mai Zübeyde Hanım'la evlendi. Arnavutluk’tan Bursa'ya göç etti. Askeriyeye girdi. Jandarma binbaşı rütbesiyle emekli oldu. İki çocukları oldu. Mustafa Kemal Tunusluoğlu onun iki çocuğundan biri.




Zeynep Tunuslu'nun Annesi ingilizce öğretmeni Ayla Tunusluoğlu

Babası Mustafa Kemal Tunusluoğlu, annesi Ayla Duransoy ile evlenir. Ayla Duransoy Tunusluoğlu, Mekke Kadısı'nın oğlu Molla Esat Efendi'nin oğlu Mehmet Sedat Duransoy ile Hidayet Havva Duransoy'un kızıdır.

Makina mühendisi Mehmet Sedat Duransoy, Eskişehir'e yerleşir. Anneanne Hidayet Havva Hanım, Rumelilidir ve Haverikzadelerdendir. Ayrıca minyatür sanatçısıdır.

İngilizce öğretmeni Ayla Tunusluoğlu, Odtü ve Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesidir.




Zeynep Tunuslu'nunKardeşi Ahmet Zekeriya Tunusluoğlu

Mustafa Kemal Tunusluoğlu-Ayla Tunusluoğlu çiftinin iki çocuğu olur. Zeynep Tunuslu ve Ahmet Zekeriya Tunusluoğlu.

Ahmet Zekeriya Tunusluoğlu sigortacı. 29 Mayıs 1960’da doğdu.




HABER

Halk 'Özge' dedi Zeynep veda etti
Akşam 25 Nisan 2011

Zeynep Tunuslu, 'Survivor Ünlüler-Gönlüler'e veda etti.

Özge Ulusoy ve Zeynep Tunuslu arasında yapılan SMS oylamasında, Ulusoy oyların yüzde 64'ünü alarak, adada kaldı. Nihat Doğan, kader birliği yaptığı Tunuslu'nun elendiğini duyunca gözyaşlarına hakim olamadı. Yarışmacılar, Ada Konseyi'nde elenen isim açıklanmadan önce görüş ve düşüncelerini paylaştı. Bir önceki konseyde Özge Ulusoy'un ismi çıktığında sevinen Nihat Doğan, 'Pişmanım, özür dilerim' dedi. Ada şartlarının sinirlerini gerdiği için arkadaşlarını kırdığını söyleyen Doğan, 'Özge elenirse üzülürüm' diye konuştu.




HAKKINDA YAZILANLAR

Korsan torunu modacı
Cemal A. Kalyoncu
Aksiyon 14 Nisan 2001 sayı 332

12 Mart'ın muhtıracı generallerinden Muhsin Batur'un Genel Sekreteri, Tunuslu Hava Kurmay Albay Mustafa Kemal Tunusluoğlu'nun kızı olan tasarımcı Zeynep Tunusluoğlu, kendisine yakıştırılan 'çılgın modacı' etiketine karşılık 'Çılgın olabilecek lüksüm yok' diyor

Çılgın kime denir? Ya da çılgın olmak için ne yapmak lazımdır? Önce tasarımlarıyla tanıdığımız, son yıllarda da gazetecilik yönüyle karşımıza çıkan Zeynep Tunusluoğlu, kendisini çılgın olarak kabul etmese de o etiket ona çoktan yapıştırılmış bile: "Çılgınlık bence daha yüksek düzeyde olmalı. Özgür olmak gerekiyor. Benim bir sürü sorumluluklarım var. Aileme karşı, çocuğuma karşı... Çılgın olabilecek bir lüksüm yok." Böyle olunca, bir kez daha fark ettim ki, sihirli camdan izlediklerimiz ile yazılı basının, kişiler hakkında bizlere aktardıkları gerçekleri yansıtmıyor sanki. Ya da kişiler zamanla değiştiklerinin farkında değiller. 'Siz de yazılı basının bir temsilcisi değil misiniz?' sorusunu sormak hakkınız, biliyorum, ama...

— Peki o zaman bu 'çılgın' etiketini kimler, niçin yapıştırmıştı Zeynep Tunusluoğlu'na?

"O senelerdeki kalıpların dışında bir koleksiyon hazırlamam belki çılgınlık oldu. Ya da herkesin kalıplaşmış fikirlerini takip etmemem... Ekip halinde hiç hareket etmedim. Bireysel davranışlarım çılgınlık olarak yorumlanıyor olabilir."

Modacı Zeynep Tunusluoğlu, 12 Mart'ın Hava Kuvvetleri eski Komutanı Muhsin Batur Paşa'nın tam da o tarihlerde genel sekreteri olan Mustafa Kemal Tunusluoğlu'nun kızıdır. Soyadından da anlaşılacağı üzere, Mustafa Kemal Bey, aslen Tunuslu'dur: "Herhalde korsandılar. Gemi ticareti yapmışlar. Denizle uğraştıklarına göre... Tunus'tan gelip Arnavutluk'a yerleşmişler." Mustafa Kemal'in babası, Zeynep Tunusluoğlu'nun da dedesi olan Niyazi Zekeriya eşi Mai Zübeyde Hanım'ı da alarak Bursa'ya gelmiş ve askeriyeye girerek jandarma binbaşı rütbesiyle emekli olmuş birisidir. Onun iki çocuğundan biri olan ve 1929'da doğan oğlu Mustafa Kemal Tunusluoğlu ise önce mimar olmak ister. Ancak ekonomik şartlar yüzünden ailesine yük olmamak için askeriyeye girer ve bütün okullarını birincilikle bitirir. Fransız Hava Harp Akademisi mezunu olan Tunusluoğlu, 1974'te Hava Kurmay Albay olarak askeriyeden istifa eder. NATO karargahlarında da görev alan Tunusluoğlu, 1975'ten sonra ise bir süre THY'de vazife üstlenir. Ardından Agasi Şen ile kurduğu Bursa Hava Yolları'nda genel müdürlük yapar. Çeviri kitapları da olan Tunusluoğlu, evliliğini ise Mekke Kadısı'nın oğlu Molla Esat Efendi'nin oğlu Eskişehir'e gelip yerleşmiş makina mühendisi Mehmet Sedat ile Rumelili Hidayet Havva (Haverikzade) Duransoy'un kızı, ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Ayla Hanım'la yapar.

Zeynep Tunusluoğlu işte bu, 1993'te vefat eden Mustafa Kemal ile Ayla Tunusluoğlu çiftinin iki çocuğundan (diğeri bugün sigortacılık yapan Ahmet Zekeriya'dır) küçüğü olarak 27 Mayıs'tan iki yıl sonra dünyaya gelir. Ve Zeynep henüz dört yaşında iken babasının Moskova'da hava ataşeliği görevine getirilmesi ile aile de buraya gider. İki yıl sonra (1968'ler) Mustafa Kemal Tunusluoğlu'nun görev yeri, Mürted Hava Üssü F—104 Filosunun ilk komutanı olarak Diyarbakır'dır: "Diyarbakır'ın anılarımda çok parlak bir yeri var. Kadınların yerel giysilerinin renkleri, şallar, lastik ayakkabılar... Görsele olan düşkünlüğüm ve bağlantım orada atılmış diyebilirim." Diyarbakır, küçük Zeynep'i büyülemiştir. İki yıl sonra, ailenin yeni ikamet yeri Ankara olur. Eğitimine burada Maltepe İlkokulu'nda başlayan Zeynep, diplomasını, babasının İzmir NATO karargahına tayin olması ile de Hakimiyeti Milliye İlkokulu'ndan alır: "Çok iddialı bir öğrenci idim. Hırslı idim. Detaylarla çok ilgilenirdim. Kim ne giymiş, kimin kulağı ne renk..?" Zeynep'in sanata ilgi duymasında Diyarbakır'ın dışında ailenin de etkisi vardır: "O beslenmekle ilgili. Anneannem minyatür sanatçısı. Babam resim yapıyor. Ailede devamlı müzik çalınıyor. Annemle babam gönüllü olarak turizm rehberi de oldular. Hafta sonları mecburi olarak arkeolojik gezilere gidiliyor." İşte böyle bir ortamda yetişen Zeynep, henüz 11 yaşında iken kendi elbisesini kendisi diker.

Zeynep Tunusluoğlu, derken 1980'de mezun olacağı Ankara Koleji imtihanını kazanır. Babası İstanbul'a tayin edilirken o da Ankara'nın yolunu tutar ve yatılı olarak okuyacağı kolejde iddialı bir öğrenci tipi sergiler: "En iyi olabilmek için çalışırdım, yoksa birşey öğrenmek için değil." Nergis Kumbasar, Füsun Önal ve Reha Muhtar gibi bugünün tanınmış simaları arkadaşları arasında yer alan Tunusluoğlu, tıp veya güzel sanatlar okumak istemesine rağmen ilk tercihi olan Hacettepe İngiliz Filolojisi'ni kazanır: "Darbe senelerinin sonu idi. Askerlerin gölgesi altında bir sene okula gittim. Nefret ettim. İntibak edemedim üniversiteye. Askerin kontrolüne girdiğimiz senelerdi. Onu hatırlıyorum."

Zeynep Tunusluoğlu'nun, babası muhtıracıların çok yakınında bulunmasına rağmen, evde konuşulmadığı ve kendisi de küçük olduğu için anılarında bu yıllardan hiçbir kayıt yoktur.

— Neler hatırlıyorsunuz o yıllardan?

"Evde böyle şeyler konuşulmazdı."

— Daha sonraki yıllarda babanızın darbe yapanlarla beraber olduğunu fark ettiğinizde ne düşündünüz?

"Babam istediği anda tek başına birşeyler yapabilecek potansiyele sahipti. Koskocaman bir hava üssünün komutanı idi. Ama babam iktidarını öyle kullanacak biri, politik iktidara alet olacak bir adam değildi."

— Darbelere nasıl bakıyorsunuz?

"Beceriksiz politikacılar oldukça asker darbe yapacaktır. Türkiye'yi demokratik bir ülke olarak da görmüyorum zaten."

— Zeynep Tunusluoğlu, babasının kızı olduğu için mi böyle söylüyor yoksa gerçekten inandığı için mi?

"Benim inancım sonuçta bu. Ne yazık ki böyle. Keşke asker darbe yapmak zorunda kalmasa. Ama iyi yönetilmeyen bir ülkede kesin sonuç bu. Benimle babam arasında bir bağlantı kurmaya çalışıyorsunuz. Ben o zamanlar büyük olsa idim babamı teşvik ederdim darbe yapsın diye. Onun yerinde olsa idim ben de darbe yapardım diyorum."

Tunusluoğlu, üniversite eğitimini yarıda bıraktıktan sonra Milano'ya gider. Bir süre sonra Türkiye'ye döner ve çalışma hayatına atılır. Tina adlı bir Yahudi hanımın yanında iş hayatına giren Zeynep Tunusluoğlu, altı ay sonra, bir moda fuarında Mudo'nun sahibi Mustafa Taviloğlu'nu görür: "Sizde çalışmak isterim diye teklifte bulundum." İki yıllık vitrin dekoratörlüğünün ardından bu sefer Mualla Özbek'in yanında çalışmaya başlar. Bu arada da İstanbul Maslak'ta küçük bir yer kiralayarak kendi işini kurma yolunda ilk adımını atar Tunusluoğlu: "O kulübede o yaz bir koleksiyon yaptım. Kertenkeleli tişörtler. Param da yoktu. Otobüse binip Vakko'ya gidip, saatlerce bekleyip, 'Bu tişörtlerimi görür müsünüz? dediğim oldu. Sonuçta bir çok firmadan siparişler aldım. Ve bir senenin sonunda orası dar gelmeye başladı." Yıl 1986'dır. Tunusluoğlu, imzasını büyütmektedir. Yerini de değiştirir ve Osmanbey'de bir mağaza açar. Ardından Ankara ve İzmir'de mağazalar... Birden bire büyür ve 1996'ya kadar mağaza sayısı 30'lara kadar yükselir.

Müzik ve mimari akımlardan beslenerek isminden söz ettiren bir tasarımcı haline gelen Zeynep Tunusluoğlu, işte bu sırada 'çılgın modacı' etiketini de yer: "Madonna beni her zaman çok etkilemiştir. Mozaik müzeleri ve Osmanlı tarihi çok etkileyici. Otantik olan çizgilere her zaman yer verdim. Bir şalvarı ceketle karıştırarak modern çizgiye getirebilmek... Bir mevlevi dervişinin dönüşü bile etkiliyor." 1995'te oğlu Kanat (1993 sonunda besteci Uzay Heparı ile evlendi. Heparı, evlendikten altı ay sonra geçirdiği bir motosiklet kazasında hayatını kaybetti) doğduğu için meleklerden esinlenerek yaptığı 'melekli' ve 'tılsımlı' koleksiyonlarını, tasarladığı onca koleksiyon arasında unutamadıkları olarak öne çıkaran Tunusluoğlu, aşırı büyümeyi kaldıramadığı için toparlayamaz. Ve 1996 senesinde tıkanır: "Dedim ki, ben en iyisi yine bakkal olayım. Çünkü özgürlüğümü kaybediyorum. Dükkanımı atölye haline getirdim." 1995'te oğlu Kanat için birinci yıl armağanı olarak bir de kitap yazan Tunusluoğlu, 1996'dan sonra da gazeteciliğe soyunur: "Bugüne kadar her işimi kendim teklif ettim. Kimse bana iş teklif etmedi." Doğan Grubu'nda kısa süre de olsa çıkan Haber Extra adlı dergide bir sayfa hazırlamaya başlar. Bir süre sonra Donna adlı kadın dergisinin başına getirilmek istenir. Ancak Tunusluoğlu, kendi dergi projesini hazırlama fikrini geliştirir. Aman dergisini çıkarır ortaya: "Altı ay bunu kim çıkaracak diye araştırdım. Sonuçta Akşam grubu 'tamam' dedi. İki ayda bir 164 sayfa olarak çıkıyor şimdi. 164 tane elbise hazırlar gibi projelendirmek, zaman zaman fotoğraf çekmek, araştırma yapmak beni manevi olarak tatmin ediyor. Öyle çokça iddiam yok. Şuyum olsun, buyum olsun diye hırslarım da yok. Hırsım kendimi daha fazla geliştirmek... En önemlisi sağlıklı ve huzurlu olabilmek." Uzun zamandır tasarım dünyasında gözükmeyen Zeynep Tunusluoğlu, 'kendisini hatırlatmak' için yakın zamanda 'minik' bir koleksiyonla yeniden karşımıza çıkacak: "Tekrar boyaların içine girmek bana iyi gelecek. Tasarımcılık benim kimliğim zaten."

Kollektif hareket etmeyen, bu yüzden hiç bir yere de üye olmayan Tunusluoğlu için oğlunun doğumu dışında babasının vefatı da bir dönüm noktası olmuştur: "Babam ölünce bir ansiklopedi dağıldı ve kağıtları yere uçtu sanki." Ailesi dışında Mualla Özbek, Mustafa Taviloğlu ve Aykut Hamzagil'in kendisine verdiği destekleri unutamayan, doğu kökenli ve daha çok 'tramlı müziklerden' hoşlanan, Bilgi Üniversitesi'nde Nesrin Topkapı'dan oryantal dans kursları alan ve insanları incelemeye meraklı olan Tunusluoğlu, hayatın, faturaları ödemek için para kazanmak dışında başka bir anlamı daha olduğunun bilincindedir: "Dini fikirlerimi de size söylemek isterim. Sonuçta bence gerçek içsel sevgi önemli. Allah gibi büyük bir gücün var olduğuna inanmak istiyorum. Allah'ın herkese aynı yeteneği verdiğine inanıyorum. Sadece kendini ifade etme biçimindeki cesarettir, bizi farklı kılan."



www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)