Lokman  Hekim
evliya


hekim-doktor



Kur'an'da ve halk efsanelerinde bahsedilen hikmet sahibi kişi.

Peygamber olduğuna dair iddialar vardır. Ancak İslam alimlerinin genel görüşü hikmet sahibi bir evliya olduğu yönündedir.

Kur'an'da Lokman Hekim'den Lokman Suresi'nde bahsedilir. Allah tarafından Lokman'a hikmet verildiği belirtilir. Oğluna verdiği öğütler anlatılır.

Davud Aleyhisselam zamanında, Arabistan’ın Umman tarafında yaşadı. Davud Aleyhisselam'la görüşüp ondan ilim öğrendi. Davud Aleyhisselama peygamberlik bildirilmeden önce, müftü olan Lokman Hekim, Davud Aleyhisselam’a peygamberlik bildirildikten sonra fetva vermeyi bıraktı. Davud Aleyhisselam’a ümmet oldu. Kendisine hikmet verildi. Eyyub Aleyhisselam’ın teyzesinin oğlu olduğu da rivayet edilmektedir.

Lokman Hekim tabiplerin piridir. Hikmetli sözleri ve oğluna verdiği nasihatlar meşhurdur.




HAKKINDA YAZILANLAR

Lokman Hekim Hakkında

Lokman ismi Kur’an-ı Kerim’de geçmekte olup, bir sureye (otuz birinci sure) Lokman ismi verilmiştir. Bu surenin on ikinci ayetinde mealen; “Biz Lokman’a hikmet verdik” buyrulmaktadır.

Buradaki hikmet tabirinin; akıl, anlayış, ilim, ilimle amel etmek ve doğru karar vermek demek olduğu tefsir kitaplarında yazılıdır.

Lokman Hakim tabiplerin piridir. Hikmetli sözleri ve oğluna verdiği nasihatlar meşhurdur. Kur’an-ı Kerim’de Lokman suresi 3. ayet-i kerimede mealen; “Bir vakit Lokman oğluna öğüt vererek şöyle demişti: Yavrum! Allah’a ortak koşma, çünkü şirk çok büyük zulümdür” buyrulmaktadır.

Lokman Hakim’e sen bu hale nasıl geldin dediklerinde; “Doğru sözlü olmak, emaneti yerine getirmek, lüzumsuz söz ve işi terk etmekle” cevabını verdi. İnsanlar ondan nasihat istediler, o da şöyle nasihat etti: Öncekilerin ve sonrakilerin ilimleriyle amel edilebilmesi için sekiz şeye dikkat etmek herkese lazımdır. Dört zamanda dört şeyi korumak gerekir; Namazda gönlü, halk arasında dili, yiyip içmede boğazı, bir kimsenin evine girince de gözü korumaktır. İki şeyi hatırdan hiçbir zaman çıkarmamalıdır. Bunlar; Allahu Teala’nın büyüklüğü ve ölümdür. İki şeyi de tamamen unutmaya çalışmalıdır. Bunlar da; bir kimseye yapılan iyilik ile dost ve yakınlardan görülen kötülüktür.”

Hafs bin Ömer’den rivayet edildi ki: Lokman Hakim, yanına bir hardal torbası koydu ve oğluna nasihat etmeye başladı. Her bir nasihatte bir hardal tanesini çıkardı. Nihayet hardalları tükendi. Sonra da; “Ey oğlum! Sana o kadar nasihat ettim ki, şayet bu nasihatler bir dağa verilseydi, dağ yarılır, parça parça olurdu” buyurdu. Oğlu da bu nasihatleri tuttu.




AYRINTI

Fransız bilginlerinin, Calinos’un (Galen’in) bir adı da Lokman Hakim idi demeleri yanlıştır. Çünkü Lokman Hakim, Davud Aleyhisselam zamanında; Calinos (Galen) ise, ondan bin yıl kadar sonra yaşamıştır.




LOKMAN HEKİM (A.S.) HAKKINDA HADİSLER

Abdullâh bin Ömer -radıyallâhu anhümâ-’dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur:

“Lokmân, peygamber olmayıp, ibâdet eden bir kuldu. Allâh Teâlâ, onu günahlardan korudu. Çok tefekkür ederdi. Îmânı kuvvetli idi. Allâh Teâlâ’yı sever, Allâh Teâlâ da onu severdi. Allâh Teâlâ, ona hikmet ihsân eyledi.” (Kurtubî, Tefsîr,XIV, 59-60)

İmâm Mâlik anlatıyor:

“Bana ulaştığına göre, Lokmân Hekîm’e:

«–Sende gördüğümüz bu (meziyetin mâhiyeti) nedir?» diye sormuşlardı. (Bununla onun fazîletlerini kastetmişlerdi.)

Şu cevâbı verdi:

«−Doğru sözlülük, emâneti yerine getirmek, beni ilgilendirmeyen şeyi terk etmek ve ahde vefâ göstermek.»” (Muvattâ, Kelâm, 17)

Ebû Ümâme -radıyallâhu anh-’ın rivâyetine göre Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

“Lokmân oğluna dedi ki:

«Âlimlerin meclislerinde bulun! Hekîmlerin sözlerini dinle! Çünkü Allâh, yağdırdığı bol yağmurla ölü toprağı dirilttiği gibi ölü kalbi de hikmet nûruyla diriltir.»” (Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, I, 125)




KUR’ÂN’DA LOKMAN HEKÎM’İN (A.S.) HİKMETLİ SÖZLERİ VE OĞLUNA NASİHATLERİ

“Lokmân, oğluna nasihat ederek: «Yavrucuğum! Allâh’a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür (karanlıktır).» dedi.” (Lokmân, 13)

“–Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde, yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allâh onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allâh, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdârdır.” (Lokmân, 16)

“Kim zerre miktarı hayır yapmışsa, onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse, onu görür.” (ez-Zilzâl, 7-8)

“–Yavrucuğum! Namazını dosdoğru kıl! İyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış! Başına gelenlere sabret! Doğrusu bunlar, azmedilmesi îcâb eden, (büyük bir azim ve kararlılık gerektiren) işlerdir.” (Lokmân, 17)

“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Zîrâ Allâh, kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri aslâ sevmez!” (Lokmân, 18)

“Yürüyüşünde mûtedil ol! (Ne çok hızlı, ne de yavaş yürü! Sükûnet ve vakarını muhâfaza et!) Sesini alçalt! (Bağırıp çağırarak konuşma!) Unutma ki, seslerin en çirkini merkep sesidir.” (Lokmân, 19)




Lokman Hekim'in oğuluna nasihatları

Lokman Hakim’in oğluna nasihatlarının bir kısmı şöyledir: “Ey oğlum! Dünya derin deniz gibidir. Çok insanlar onda boğulmuştur. Gemin takva, yükün iman, halin tevekkül olsun, umulur ki kurtulursun.”

“Ey oğlum! Alimlere karşı öğünmek, akılsızlarla inatlaşmak ve meclislerde, toplantılarda gösteriş yapmak için ilim öğrenme! İhtiyacım yok diyerek de ilmi terk etme.”

“Ey oğlum! Allahu Teala’yı anan (hatırlayan) insanlar görürsen onlarla otur. Alim olsan da, ilminin faydasını görürsün ve ilmin artar, sen ehil isen sana öğretirler. Allahu Teala onlara olan rahmetinden seni de faydalandırır. Allahu Teala’yı zikretmeyenleri görürsen onlardan uzak dur.”

“Ey oğlum! Horoz senden daha akıllı olmasın!O, her sabah zikir ve tesbih ediyor, sen ise uyuyorsun.”

“Ey oğlum! Seçilmiş kullara teslim ol, kötülerle dost olma.”

“Ey oğlum! İnsanlara iyilikleri emir ve nasihat edip kendini unutma! Yoksa mum gibi olursun. Mum insanları aydınlatır, fakat kendini yakıp eritir.”

“Ey oğlum! Yalandan çok sakın! Çünkü dinini bozar ve insanlar yanında mürüvvetini azaltır. Bununla hayanı, değerini ve makamını kaybedersin.”

“Ey oğlum! Kötü huydan, gönül dağınıklığından sakın. Sabırsız olma, yoksa arkadaş bulamazsın. İşini severek yap, sıkıntılara katlan. Bütün insanlara karşı iyi huylu ol.”

“Ey oğlum! Hep üzüntülü olma, kalbini dertli kılma. İnsanların elinde olana tama etmekten sakın. Kazaya razı ol ve Allahu Teala’nın sana verdiği rızka kanaat et.”

“Ey oğlum! Dünya geçici ve kısadır. Senin dünya hayatın ise azın azıdır. Bunun da azının azı kalmış, çoğu geçmiştir.”

“Ey oğlum! Tövbeyi yarına bırakma, çünkü ölüm ansızın gelip yakalar.”

“Ey oğlum! Sükut etmekle pişman olmazsın. Söz gümüş ise sükut altındır.”

“Ey oğlum! Helal lokma ye ve işlerinde alimlere danış, işlerini nasıl yapacağını onlara sor.”

“Ey oğlum! Alimler meclisine devam et. Bahar yağmuru ile yeryüzünü yeşillendiren Allahu Teala, alimlerin meclisindeki hikmet nuru ile de müminlerin kalbini aydınlatır.”

“Ey oğlum! Amel ancak yakin (Allahu Teala’ya olan ilim ve marifet) ile yapılır. Herkes yakini nisbetinde amel eder. Amel noksanlığı, yakin noksanlığından gelir.”

“Ey oğlum! Bir hata işlediğinde hemen tövbe et ve sadaka ver.”

“Ey oğlum! Ölümden şüphe ediyorsan uyku uyuma. Uyuduğun ve uyumak mecburiyetinde kaldığın gibi, ölüme de mahkumsun. Dirilmekten de şüphe ediyorsan, uykudan uyanma. Uykudan uyandığın gibi öldükten sonra da dirileceksin.”

“Ey oğlum! Helal kazanç ile yoksulluktan korun. Yoksul kimse şu üç musibetle karşılaşır: Din zayıflığı, akıl zayıflığı ve mürüvvetin kaybolması.”

“Ey oğlum! Merhamet eden merhamet bulur. Sükut eden selamete erer, hayır söyleyen kar eder, kötü konuşan günahkar olur, diline hakim olmayan pişman olur.”

“Ey oğlum! Dünya malından yetecek kadarını al, fazlasını ahiret için hayra sarfet, Sıkıntıya düşecek ve başkasının sırtına yük olacak şekilde de tembellik etme.”

“Ey oğlum! Sakın kimseyi küçük görüp hakaret etme. Çünkü onun da senin de rabbimiz birdir.”

Lokman Hakim’in oğlu: “Babacığım, insanda hangi haslet daha iyidir?” diye sorunca; “Temiz, halis din.” buyurdu. Eğer iki haslet olursa? “Din ve mal”, üç haslet olursa? “Din, mal ve haya.” buyurdu. Dört haslet olursa? dedi. “Din, mal, haya ve güzel ahlak” buyurdu. Beş haslet saymak icabederse diye sorunca; “Din, mal, haya, güzel huy ve cömertlik.” buyurdu. Altı haslet sayarsak deyince; “Ey oğlum! Allahu Teala her kime bu beş iyi hasleti verdiyse, o kimse mümin ve müttekidir. Allahu Teala katında veli ve sevgilidir. Şeytanın şerrinden uzaktır.” buyurdu. Oğlu: “Babacığım, insanda en kötü haslet hangisidir?” dedi. “Allahu Teala’yı inkardır.” buyurdu. İki olursa dedi. “İnkar ve kibirdir” buyurdu. Üç olursa dedi. “İnkar, kibir ve şükür azlığı” buyurdu. Dört olursa dedi. “İnkar, kibir, şükür azlığı ve cimrilik” buyurdu. Beş olursa diye sorunca; “İnkar, kibir, şükür azlığı, cimrilik ve kötü ahlak” buyurdu. Altı olursa deyince; “Ey Oğlum! Bu beş kötü hasletin bulunudğu kimse münafıktır, şakidir ve Allahu Teala’dan uzaktır.” buyurdu.

Lokman Hakim’e “Hikmete nasıl kavuştun?” diye sorulduğunda; “Benden gizlenen şeyi araştırmadım. Vazifem olmayan şeyin üzerinde durmadım” buyurdu.




www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)