Aziz Sancar
Nobel Kimya Ödülü Sahibi


akademisyen



1946 yılında Mardin'in Savur ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Savur ve Mardin'de tamamladı. Ardından İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitimini tamamladı. Savur'da iki yıl doktor olarak çalıştıktan sonra, Dallas'ta Teksas Üniversitesinde doktorasını, Moleküler Biyoloji dalında, DNA onarımı üzerinde 1977 yılında tamamladı. Yale Üniversitesi'nde yine DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1982 yılında UNC Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik alanlarında çalıştı. Burada da DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve Biyolojik saat üzerinde çalıştı. 288 makale ve 33 kitap yayınladı.

ABD'de Ulusal Bilimler Akademisi ve Amerikan Sanat ve Bilimler Akademisi, Türk Bilimler Akademisi üyesidir. Vehbi Koç Vakfı'nda 2007 yılında ödül aldı. Chapel Hill'de eşi Gwen Sancar ile yaşıyor. Aziz ve Gwen Sancar, Carolina'daki Türk Evi'nin kurucuları arasında.




HABER

Nobel Kimya Ödülü Aziz Sancar'ın
Zaman 7 Ekim 2015

2015 Nobel Kimya Ödülü'ne DNA üzerine yaptıkları çalışma ile Türk asıllı ABD vatandaşı Aziz Sancar, ABD'li Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte layık görüldü.

Amerika'nın Kuzey Kalifornia Üniversitesi'nde çalışan Türk bilim insanı Aziz Sancar, Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Sancar, ödülü ABD'li meslektaşı Paul Modrich ve İngiliz meslektaşı Thomas Lindahl ile paylaştı.

2015 yılı Nobel Kimya Ödülü sahibini buldu. İsveç'teki Nobel Komitesi tarafından yapılan açıklamada, bu yıl ödülün ABD'de yaşayan Aziz Sancar, İngiliz Thomas Lindahl, Amerikalı Paul Modrich'e verildiği ifade edildi. Komite söz konusu bilim insanlarının DNA ile ilgili çalışmaları nedeniyle ödüle layık görüldüklerini belirtti.

Öte yandan, Prof. Dr. Aziz Sancar, kanser tedavisinde 'ritmik saat' buluşunu yaparak dünya çapında üne kavuşmuştu.

Nobel Ödülleri arasında en çok merak edileni olan edebiyat ödülü ise yarın açıklanacak.

2014 yılı Nobel Kimya Ödülü 'nano dünyaya kapı aralayan', 'süper çözünürlüklü floresan mikroskobu' geliştiren çalışmaları nedeniyle ABD'li kimyagerler Eric Betzig ve William E Moerner ile Alman kimyager Stefan W. Hell'e verilmişti.

Dün açıklanan Nobel Fizik Ödülü Japon bilim insanı Takaai Kajita ve Kanadalı fizikçi Arthur B. McDonald'e verilmişti.

Önceki gün açıklanan Nobel Tıp Ödülü ise parazitler ve sıtma konusunda araştırma yapan İrlandalı bilim insanı William Campbell ve Japon bilim insanları Satoshi Omura ve Youyou Tu'ya layık görülmüştü.

Bu yılın başarılı isimleri Nobel Ödülü'nü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta teslim alacak.




HABER

Sancar: Ben Türk'üm o kadar
Milliyet 8 Ekim 2015

Nobel ödülü alan Prof. Aziz Sancar etnik köken tartışmalarına tepki gösterdi.

BBC'nin telefon ettiğini aktaran Sancar şöyle konuştu: "İlk sorduğu soru... Bana 'Arap mısınız, kısmen mi Türk'sünüz' diye sorarak saygısızlık yaptılar. BBC'ye söyledim, 'Arapça konuşmuyorum, Kürtçe konuşmuyorum, ben Türküm' dedim. Ben Türküm, o kadar" diye konuştu.

Sancar'ın sosyal medyada HDP'ye yakın gibi lanse edilmesi ailesini rahatsız etti. Aileden açıklama geldi.

Prof Aziz Sancar AA'ya yaptığı açıklamada, ödülü aldığının duyurulmasından sonra kendisine dünyanın birçok medya kuruluşundan ulaştıklarını ve bundan memnuniyet duyduğunu belirten belirtti, ancak bazı medya organlarının sorularından ve sosyal medyada kendisinin kökenine ilişkin yorumlardan rahatsızlık duyduğunu dile getirdi.

İngiliz yayın kuruluşu BBC'nin telefon ettiğini aktaran Sancar, "Bana 'Arap mısınız, kısmen mi Türk'sünüz' diye sorarak saygısızlık yaptılar. BBC'ye söyledim, 'Arapça konuşmuyorum, Kürtçe konuşmuyorum, ben Türküm' dedim. Güneydoğulu olunca bundan kaçamıyorsunuz ama kendimi öyle biliyorum, BBC'ye de söyledim size de öyle söylüyorum" diye konuştu.

Sancar, "BBC'nin bana sorduğu ilk soru, 'Siz Arap mısınız?' oldu. Ben Türküm, o kadar. Mardin'de doğmuşsam, Cizre'de de doğmuşsam, Kars'ta da doğmuşsam ben Türküm" dedi.




HABER

Nobel Ödülü alan Aziz Sancar Galatasaray'a üye oldu
5 Aralık 2010

2015 Nobel Kimya Ödülü'nü aldıktan sonra verdiği bir röportajda Galatasaray'a bağlılığını ve Turgay Şeren'e hayranlığını ifade eden Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, 17010 sicil numarasıyla Galatasaray Spor Kulübü'ne üye oldu.

Mardin Savur doğumlu olan ve çalışmalarını Amerika Birleşik Devletleri'nde sürdüren Prof. Dr Aziz Sancar, ödülü aldığının ilan edilmesinden sonra verdiği ilk röportajda, “En büyük aşkım spordu. Kaleciydim ben. Kendimi bildim bileli Galatasaraylıyım. Turgay Şeren resimleri vardı bende hep. Reflekslerim çok iyiydi, o yüzden kaleciliği seçtim” demişti.

Bu sözler üzerine harekete geçen Galatasaray Spor Kulübü, önce Turgay Şeren'in isminin yazılı olduğu bir forma hazırlattı. Formayı imzalayan Şeren, “Berlin Panteri'nden Nobel Fatihi'ne sevgilerimle” notunu düşmeyi ihmal etmedi.

Ayrıca, Aziz Sancar adına hazırlanan ve memleketi Mardin'in plaka numarası olan 47'nin yazıldığı klasik parçalı forma da tüm takım oyuncuları tarafından imzalandı.

Asıl sürpriz ise yönetimden geldi. Aziz Sancar, Başkanlık kontenjanından, Yönetim Kurulu kararıyla Galatasaray Spor Kulübü'nün 17010 sicil numaralı üyesi oldu. Efsanemiz Turgay Şeren ve kaptan Selçuk İnan'ın imzaladığı formalar ve üyelik kartı Başkan Dursun Aydın Özbek'in mektubuyla birlikte, Türkiye'nin gururu Aziz Sancar'a gönderildi.

Galatasaray Spor Kulübü üyelik kartı ve imzalı formalar eline ulaştıktan sonraki duygularını bir mektupla ifade eden Aziz Sancar, satırlarını şu ifadeyle bitirdi: “Galatasaray Spor Kulübü'ne şükran, sevgi ve saygılarımla.”




HABER

Aziz Sancar: Allah, Putin'e akıl versin!
9 Aralık 2015

Sancar, Rusya'nın Türkiye'ye takındığı tutum için "Allah Putin'e akıl versin. 1880 dönemi, Çarlık dönemi geçti. Artık hasta adam Türkiye değildir, Rusya'dır. Bütün yaptıkları delilikler, hem Rusya'ya hem Türkiye'ye hem dünyaya zararlı Rus milleti aklını başına alır, Putin hakkında bir şey yaparlar" diye konuştu.

İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülen Türk bilim adamı Prof. Dr. Aziz Sancar, "Türk halkının bu kadar sevineceğini bilseydim, bu ödülü 20 yıl önce alırdım" dedi.

İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi'nde katıldığı seminerin ardından AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Sancar, ödülü kazanmaktan büyük onur duyduğunu söyleyerek, Türk gençlerinin de bilimsel alanlarda Nobel kazanmalarını çok istediğini dile getirdi.

Sancar, "Türk halkının bu kadar sevineceğini bilseydim bu ödülü 20 yıl önce alırdım. Umarım Türk gençlerine örnek olur. Türk gençlerinin de bilimsel alanlarda Nobel almalarını çok isterim. Bütün Türk milleti ve kardeşlerime sevgilerimi gönderiyorum. Beni en çok memleketim hakkında düşündüren, Türkiye'deki politik kavgalardır. Umarım kavgaları bir tarafa bırakıp, birlikte memleketimizi kalkındırırlar" şeklinde konuştu.

Aziz Sancar, hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesinin ardından Rusya'nın tutumunu da eleştiren Sancar, "Allah (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin'e akıl versin. 1880 dönemi, Çarlık dönemi geçti. Artık hasta adam Türkiye değildir, Rusya'dır. Bütün yaptıkları delilikler, hem Rusya'ya hem Türkiye'ye hem dünyaya zararlı. Rus milleti aklını başına alır, Putin hakkında bir şey yaparlar" diye konuştu.

Efsane kaleci Turgay Şeren'in kendisine gönderdiği imzalı forma için teşekkür eden Sancar "Küçükken Turgay abimin resimlerini duvarlara asardım. Şimdi çok sevdiğim Galatasaray'ın üyesiyim. Fenerbahçe, Beşiktaş taraftarlarına da kusura bakmayın diyorum. Zira, Galatasaray benim ilk tuttuğum ve sevdiğim takımdır" dedi.

Sancar, Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldüğü araştırmasının kanser tedavisi ve ilaçları için önemli bir adım olduğunu ve 5-10 yıl içinde bu araştırmaların DNA tedavisinde kullanılmasının mümkün olacağını söyledi.

Prof. Dr. Aziz Sancar, hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde 2015 Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştı.





HABER

Aziz Sancar, İsveç Kralı'nın elinden Nobel Ödülü'nü aldı
11 Aralık 2015

Türk bilim adamı Aziz Sancar, Nobel ödülünü dün İsveç'in başkenti Stockholm'de düzenlenen görkemli bir törenle İsveç Kralı 16. Carl Gustaf'ın elinden aldı.

2015 yılında kimya, fizik, biyoloji, tıp, edebiyat ve ekonomi dallarından Nobel'e layık görülen bilim insanları için düzenlenen tören sırasında Mozart'ın Türk Marşı'nın da seçilmesi Aziz Sancar'a jest olarak yorumlandı. Stockholm Konsert Huset'te (Konser Evi) düzenlenen törende, çok sayıda davetlinin yanı sıra kraliyet ailesi de hazır bulundu. Yapılan kısa konuşmaların ve müzik resitallerinin arasında ödüller sahiplerine takdim edildi.

Nobel Tıp Ödülü'nü İrlandalı William Campbell, Japon Satoshi Omura ile Çinli Youyou Tu paylaştı. Takaaki Kajita ve Kanadalı Arthur McDonald Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü. Nobel Kimya Ödülü'nü, çalışmalarını ABD'de sürdüren genetik bilimci Prof. Dr. Aziz Sancar, İsveçli Tomas Lindahl ve ABD'li Paul Modrich ile paylaştı. Prof. Dr. Aziz Sancar, hücreleri hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde bu ödüle layık görüldü. Edebiyat Ödülü'nü ise Belaruslu yazar Svetlana Aleksandrovna Aleksiyeviç kazanırken Ekonomi Ödülü, İngiliz iktisatçı Angus Deaton'a verildi.



HABER

Arkadaşları 'Ülkücü' Aziz Sancar'ı anlattı!
Radikal 17 Aralık 2015

Nobel Kimya Ödülü'nü kazanan Aziz Sancar'ın üniversite yıllarında ev arkadaşlığını yapan ülkücü arkadaşlarından İbrahim Yolcu, evlerinin bir 'ülkü mektebi' olduğunu belirterek, "Birçok faaliyetin planı bu evde yapıldı" dedi. Yolcu'nun söylediğine göre, Aziz Sancar, Amerika'ya gittikten sonra Ülkü Ocakları'na düzenli olarak aidatını da yollamış.

RADİKAL - 1970'li yıllarda İstanbul'daki Ülkü Ocakları'nın önde gelen isimlerinden İbrahim Yolcu, Nobel Kimya ödüllü Aziz Sancar'ın 'ülkücülük' yıllarını anlattı. Yolcu, Mayıs'ta Türkiye'ye geldiğinde, dönem arkadaşları Hayrettin Nuhoğlu'nun İstanbul Süleymaniye'deki Daruzziyafe'sinde, Sancar şerefine bir yemek düzenleyeceklerini ve eski arkadaşlarla bir araya geleceklerini de söyledi.

Yeniçağ'dan Arslan Tekin'e konuşan İbrahim Yolcu'nun açıklamalarının yer aldığı yazı şöyle:

"Koca Reis Fahri Uzun" kitabını karıştırıyorum. Kitabı Prof. Dr. Kenan Erzurumlu hazırlamış. Son sayfalara fotoğraflar koymuş.

Yukarıda kitaptan aldığım fotoğrafta bütün dünyanın tanıdığı, Türkiye'nin medar-ı iftiharı bir kişi de yer alıyor. Tanıdınız mı?

Fotoğraf 1972 yılında çekilmiş.

Fotoğraftakiler, İstanbul'da Ülkücü Hareket'in önde gelenleri.

Belki benzetmişsinizdir... Fotoğraflardaki gözlüklü Aziz Sancar'dır. Kim bilebilirdi, Mardin Savur'dan çıkacak, İstanbul Tıp Fakültesi'ni bitirecek, bu dönemde faal olarak önce Türkçüler Derneği'nde, Sonra Ülkü Ocakları Birliği'nde çalışacak?

Fotoğraftaki isimler o dönem Beşiktaş Ülkü Ocakları'nın önde gelenleri... Çoğu Yıldız Teknik Üniversitesi'nde okuyor ve yine çoğu aynı evi paylaşıyor. Fotoğrafta Sancar soyadlı bir kişi daha var: Hasan Sancar. Hasan Sancar, Aziz Sancar'ın küçüğü ve mühendislik okuyor.

Fotoğraftakiler (Ayaktakiler): Yavuz Işık, Hasan Sancar, Tuncay Kozanlı. (Oturanlar) Fahri Uzun, Aziz Sancar, Hamdi Uzun.

"Koca Reis Fahri Uzun" kitabını hazırlayan genel cerrah Prof. Dr. Kenan Erzurumlu'yla konuştum. O fotoğrafı Fahri Uzun'un arkadaşlarından almış. Bana, kitapta yazısı da olan İbrahim Yolcu'nun telefonunu verdi. İbrahim Yolcu, Aziz Sancar'ın o zamandan öğrenmeye ne kadar düşkün olduğundan bahsetti. Aziz Sancar, kardeşi Hasan Sancar, Fahri Uzun, Zafer Gelibolu aynı evde kalmışlar. Evleri bir "ülkü mektebi"ymiş. Birçok faaliyetin planı bu evde yapılmış.

Mühendis İbrahim Yolcu, sık sık bu "ülkü mektebi" eve uğrarmış. Aziz Sancar için, "Büyük bir zekâdır. O zaman kendi kendisine Kur'ân-ı Kerîm'i okumayı öğrenmiş ve tercüme etmeye başlamıştı" diyor. İbrahim Yolcu'nun söylediğine göre, Aziz Sancar, Amerika'ya gittikten sonra Ülkü Ocakları'na düzenli olarak aidatını da yollamış.

Aziz Sancar, tamamen kendisini ilme verirken, kardeşi Hasan Sancar, üniversitelerdeki bütün faaliyetlerin içinde yer almış.

İbrahim Yolcu, Aziz Sancar Mayıs'ta Türkiye'ye geldiğinde, dönem arkadaşları Hayrettin Nuhoğlu'nun İstanbul Süleymaniye'deki Daruzziyafe'sinde, onun şerefine bir yemek tertip edeceklerini ve eski arkadaşlarla bir araya geleceklerini belirtiyor.

Prof. Dr. Kenan Erzurumlu, 2014'te hayatını yitiren, yakın arkadaşı Fahri Uzun hatırasına hazırladığı"Koca Reis Fahri Uzun" kitabı bir bakıma ilk dönem Ülkücü Hareket'in tarihi.




HABER

Nobel ödüllü Sancar'dan Türk gençlerine tavsiye
29 Mart 2016

Nobel ödüllü bilim adamı Prof. Dr. Aziz Sancar, Türk gençlerine, bütün enerjilerini yaptıkları işe vermeleri ve bilimsel gelişmeleri öğrenmeye çalışmaları tavsiyesinde bulundu.

ABD'de Türk iş adamlarının üyesi olduğu Türk-Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası (TACCI) tarafından, Sancar onuruna New York'taki Harvard Club'ta davet verildi.

New York Başkonsolosu Ertan Yalçın, Başkonsolos Yardımcısı Reyhan Özgür, Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) Başkanı Atilla Pak ile TACCI üyesi Türk iş adamları ve ABD'de yaşayan Türk akademisyenlerin katıldığı davette TACCI Başkanı Ali Koçak, Sancar'a "bilim alanında üstün hizmet" ödülü takdim etti.

Aziz Sancar, davette yaptığı konuşmada, Türk gençlerine hitaben "Bütün enerjinizi işinize verin. Bilim öğrenmeye çalışın. Günlük dedikodularla, politikalarla uğraşmayın" ifadesini kullandı.

Ödülünü aldıktan sonra AA muhabirinin sorularını da yanıtlayan Sancar, "Herhangi bir Türk kurumundan gelen ödül benim için önemlidir. Buradaki arkadaşların çoğunu tanıyorum. Türkiye ve Türk dünyası için hizmet vermiş insanlar. Hem memleketimize hem ABD'ye katkıları olmuş kişiler. Kendilerini takdir ediyorum. Bu yüzden bu ödül benim için önemlidir" dedi.

Türkiye'de gençlere günlük politikalarla uğraşmama tavsiyesinde bulunan Sancar, "Ben Türkiye'deki günlük politik çekişmeleri takip edersem üzüntümden çalışamam. Bu yüzden gençlere tavsiyem bu tür kavgalara girmeyin. Memlekete hizmet için bilim lazım. Avrupa ve ABD seviyesinde olmak için bilim lazım" diye konuştu.

"MUTLAKA FAYDASI OLACAK"

Aziz Sancar, Nobel ödülü kazanmasını sağlayan çalışmasının kanserin tedavisine katkısı konusundaki soruya, "Benimkilerin ve başka insanların araştırmalarının, kanserin tedavisine mutlaka faydası olacak. Ama bu 5 yılda mı 10 yılda mı olur, onu bilemem" yanıtını verdi.

Ayrımcılık konusunda da görüşlerini paylaşan Sancar, ABD'de açık görüşlü insanların bulunduğu bir bölgede yaşadığını belirterek, hiç ayrımcılığa maruz kalmadığını söyledi. Sancar, kendisine törenle yaşadığı şehrin anahtarının verildiğini, burada yaptığı konuşmada "Müslüman olmaktan iftihar ettiğini" dile getirdiğini anlatarak, ABD'de yaşayan Türklere, milliyetleriyle gurur duymaları tavsiyesinde bulundu.

Nobel ödüllü bilim adamı Sancar, "Saygı istiyorsanız, önce kendinize saygı göstereceksiniz. Herkesten üstün değiliz ama kimseden de aşağı değiliz. Kendimizle iftihar edelim ki başkası da bize saygı göstersin. Ben öyleyim" dedi.




HABER

Aziz Sancar, biyografisini yayınladı
8 Temmuz 2016

Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar'ın kendi el yazısıyla kaleme aldığı ve Nobel Komitesi'ne gönderdiği biyografisi yayımlandı.

Biyografide Atatürk'le ilgili kısımlar dikkat çekti. Sancar'ın biyografisinde, çocukluk ve gençlik dönemlerine ilişkin dikkat çeken, "Bir Türk vatanseveri olarak büyüdüm ve hala daha öyleyim ayrıca bilim adamı olmayı amaçlayan ve sonrasında bunu icra eden biriyim. Babam çiftçi iken, annem, ev ve çocuklarla ilgileniyordu. O günün standartlarına göre orta sınıf bir aile idik. Her zaman yeterli yiyeceğimiz vardı ama ayakkabı bizim için bir lükstü ve 7.sınıfa kadar tek bir ayakkabıyı sadece okula giderken giyerdik. Annem, Savur'un yanındaki küçük bir köyün imamının okuma yazması olmayan bir kızıydı. Okuma yazması olmamasına rağmen annem, tanıdığım en zeki kadın idi. Annem ileri düşünceliydi ve neredeyse Atatürk'e tapıyordu" ifadeleri yer alıyor. Geçen yıl Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülen Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar'ın kendi el yazısıyla kaleme aldığı ve Nobel Komitesi'ne gönderdiği biyografisi Onur Üyeliği'ne seçildiği Anıtkabir Derneği Dergisi tarafından yayımlandı. 

"YETERLİ YİYECEĞİMİZ VARDI AMA AYAKKABI BİZİM İÇİN BİR LÜKSTÜ"

Anıtkabir Derneği Dergisi tarafından Sancar'ın kendi el yazısıyla kaleme aldığı biyografisinde dikkat çeken ifadeler şu şekilde: "Abdülgani ve Meryem Sancar’ın sekiz çocuğunun yedincisi olarak, Mardin’in Savur denilen küçük ilçesinde 8 Eylül 1946’da dünyaya geldim. Ayrıca iki üvey erkek kardeşim vardı. Babam çiftçi iken, annem, ev ve çocuklarla ilgileniyordu. O günün standartlarına göre orta sınıf bir aile idik. Her zaman yeterli yiyeceğimiz vardı ama ayakkabı bizim için bir lükstü ve 7.sınıfa kadar tek bir ayakkabıyı sadece okula giderken giyerdik. Çocukluğumun çoğunu evimizin alt kısmında yer alan bize hem gelir hem de besin kaynağı sağlayan vadide, meyve ve sebze ağaçlarının altında uzanarak geçirdim. Ayrıca bize yıl boyunca hem et hem de süt sağlayan hayvanlarımız vardı. Çocukluğumun en mutlu zamanları ise baharda bahçemizde açan çiçeklerdi. O dönemlerde İslam hakkında bilgi edinmeye başlamıştım ve cennetin, badem ağaçlarının çiçek verdiği dönemde arka bahçemiz gibi gözükmesi gerektiğine inanıyordum. 

BABAMIZ KAYBOLAN KEÇİLERİ FARK ETMEDEN ÖNCE ONLARI BULMAK İÇİN YORULUYORDUK 

Kısacası, çiftçilikten pek haz almadım. Sebze bahçesindeki balkonlar, taşlarla yerinde duruyordu ve harçsız yapıldığından ben ve erkek kardeşlerimin sürekli bakımlarına ihtiyaç duymaktaydı. Ceviz toplamak zor bir işti ve en küçük çocuklardan biri olarak, tüm cevizlerin düştüğüne emin olmak için ağaçların en tepelerine çıkmak zorundaydım. En kötüsü ise, yavru keçileri gütmekti çünkü yedi yaşındaki küçük bir çocuktan çok daha hızlı koşuyorlardı. Küçük kardeşim ve ben onları gütmekten sorumluyduk ve babamız aradan kaybolanları fark etmeden önce onları bulmak için yorucu saatler geçirmek zorunda kalıyorduk.

AMCAMIZIN EVİNİN ÇATISINDAKİ GENİŞ YATAKLARDA YATMAK BİZİM İÇİN BİR ÖDÜLDÜ

Geniş ailem çocukluğumun ilk dönemlerinde çok önemli bir rol aldı. Amcalarım, yengelerim ve kuzenlerimin çoğu Savur’da yaşıyorlardı ve uzak illerden bizi ziyaret eden birçok yakınımız oluyordu. Mardin’deki Şevket amcam ve ailesini ziyaret etmek başka bir önemli noktaydı. Mardin, M.Ö. 1100 – M.Ö. 1300’den kalan güzel mimarisiyle bilinen bir şehirdi. Amcamızın evinin çatısındaki geniş yataklarda yatmak bizim için bir ödüldü. Uykuya dalarken yakındaki iki Suriye kasabasının ufukta yansıyan ışıklarını izlerdim ve sabahları evimizin 200 metre yakınında bulunan tarihi bu Şehidiye Camiinden gelen ezan sesiyle uyanırdım.

İLK İDOLLERİM

Eğitimimin ilk yıllarında bende en büyük izi bırakan üç kişi, Mustafa Kemal Atatürk’e ek olarak; annem Meryem, babam Abdülgani ve en büyük abim Kenan’dı. 1911’de başlayarak, 1922’ye kadar süren Türk Kurtuluş Savaşı’na kadar, Osmanlı İmparatorluğu sürekli olarak Avrupalılar tarafından tehdit edilen; Türk Devleti birlikteliği bozulması istenen, devamlı savaş halinde olan bir ülkeydi. Bu durum da, nüfus ve bereketli toprakların kaybı yüzünden, ülkeyi ekonomik olarak çok yormuştu. Bu ekonomik zorluk ve karışıklık içerisinde dedem ve babam jenerasyonundakilerinin çoğu ilköğrenim hakkını bile elde edemedi. Mustafa Kemal Atatürk, işgalci Avrupa devletlerine karşı modern Türkiye Cumhuriyeti’ne yol açan Kurtuluş Savaşını yönetti ve kazandı. Yeni cumhuriyet bütün Türk halkına uyabilecek bir sistem geliştirmeye büyük önem verdi. Kısa bir süre içerisinde ülke çapında yeni okullar açıldı ve bu okullarda Atatürk’ün eğitimli vatandaşlık vizyonuna bağlı, ülkeleri hakkında idealist olan ve ülkenin geleceği hakkında umutlu olan öğretmenlere görevler verildi. Sonuç olarak; ebeveynlerim ve dedelerimin aksine Türkiye’nin gelişmemiş, kırsal bölgesinde olmama rağmen ülkemin tarihiyle ilgili bana gurur veren ve muhteşem başarıları hakkında bana güven veren harika bir eğitim alma şansı elde ettim.

ANNEM İLERİ DÜŞÜNCELİYDİ VE NEREDEYSE ATATÜRK'E TAPIYORDU

Annem, Savur’un yanındaki küçük bir köyün imamının okuma yazması olmayan bir kızıydı. Okuma yazması olmamasına rağmen annem, tanıdığım en zeki kadın idi. Annem ileri düşünceliydi ve neredeyse Atatürk’e tapıyordu. Bütün çocukları onun ısrarları sayesinde eğitimlerinde başarılı oldu. Babam bildiğim en çalışkan insandı. Benim idolümdü ve hâlâ da öyle. En büyük ağabeyim Kenan, bana okuma-yazmayı beş yaşımdayken öğretti. ve bu sayede okula, sınıf arkadaşlarımdan daha önde başladım. Ayrıca, Kenan eğitim ve sıkı çalışmayla mükemmeliyet ve ilerlemenin takipçisi olarak benim için bir rol modeldi. Kenan; Harp Okuluna girerek, ailemizde yüksek öğrenime giren ilk kişi oldu. Kariyeri boyunca, kendi arkadaşları ve iş arkadaşlarının arasında adilliği, sıkı çalışması ve kararlılığı ile çok saygı gördü ve son olarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinde tuğgenerallik rütbesine yükseldi.




HABER

Aziz Sancar: Rol modelim Atatürk!
8 Ekim 2016

ABD’den video konferans yoluyla toplantıya bağlanan Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar, “Rol modeliniz kim” sorusuna, arkasındaki Atatürk fotoğrafını göstererek yanıt verdi. Sancar, kendisini en çok üzenin ise ‘terörün bitmemesi’ olduğunu söyledi.

BU yıl 28’incisi düzenlenen, İstanbul’daki Kristal Elma Festivali’nin ikinci günündeki programa ABD’de kurduğu Türkevi’nden video konferans yoluyla bağlanan Prof. Dr. Aziz Sancar, katılımcılara duygulu anlar yaşattı. Kimya dalında geçen yıl Nobel Ödülü alan Prof. Dr. Aziz Sancar’la ilgili belgesel hazırlayan gazeteci Nebil Özgentürk, bilim adamına, “İçinizde ukte kalmış, bunu da yapamadım dediğiniz bir şey var mı” sorusunu yöneltti. Prof. Dr. Sancar şu yanıtı verdi:

HER ŞEYİ BIRAKIP TÜRKİYE’YE GELİRDİM

“Hayatımda... (Duygulanarak) Şimdi ağlatacaksınız beni... Nobel’i de, bütün bilimsel başarılarımı, her şeyimi Türkiye’de barış için verirdim. Eğer onu başarabilseydim, Türkiye’de barış olsa ben Nobel’den de vazgeçerim, keşiflerden de vazgeçerim. Beni hayatım boyunca en fazla düşündüren, en fazla kafamı yoran, üzen bu olmuştur ve hep düşünmüşümdür; ben memleketime nasıl barış getirebilirim... Maalesef bir yolunu bulamadım. Eğer bulsam, bilimi, her şeyi bırakıp Türkiye’ye gelir yapardım. Fakat bir yolunu bulamadım. En çok Türkiye’de huzur ve barışın olmaması beni üzüyor. Keşke olsaydı, keşke görebilsem. 70 yaşındayım, inşallah ben hayattayken olur, görürüm, bunun biraz huzurunu ve sevincini yaşarım. Tek arzum odur, memleketimde huzur, memleketimde barış… Vatan sevgim olmasaydı buralara ulaşamazdım. Çok çalışın, çocuklarınıza da hem çok çalışmayı hem de vatan sevgisini öğretin.”

Bu sözler salonda duygusal bir hava yaratırken, pek çok davetlinin gözyaşlarını tutamadığı görüldü. Prof. Dr. Aziz Sancar, Özgentürk’ün “Rol modeliniz kimdir” sorusu üzerine de arkasındaki duvarda fotoğrafı asılı duran Atatürk’ü kastederek “Modelimi arkamda görüyorsunuz” dedi.

DNA'NIN PİRİ REİS HARİTASINI ÇIKARDIK

“BULUŞLARIMIN insan sağlığı ve kanseri önleme üzerine faydalı olmasını isterim” diyen Prof. Dr. Aziz Sancar’ın üzerinde çalıştığı son proje yine kanserle ilgili. Prof. Dr. Sancar, ‘DNA’nın Piri Reis haritasını çıkardıklarını’ ve bunun kanser tedavisine büyük katkısı olacağını söyledi. ABD’deki Türk çocuklarını barındırmak ve Türk kültürünü Amerikalılara tanıtmak için kurduğu, en büyük desteği eşi ve manevi kızından gördüğünü söylediği Türkevi’yle ilgili ise Prof. Dr. Sancar şunları anlattı: “Ben ABD’ye geldiğimde çok güçlük çektim. Benim olduğum yerde Türk yoktu. ABD’ye gelen gençler de bu zorluğu çekmesin istedim. Bir de Amerikalıların yüzde 90’ı Türkiye’yi bilmiyor. Türkevi için devletten hiç destek almadım, kendi çabalarım ve milletin desteğiyle 8 yıldır orası kullanılıyor.”




HABER

Sancar KKTC'de konuştu: Türkleri adamdan saymıyorlar, saydıracağız!
27 Mayıs 2018

Konferans vermek üzere geldiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde konuşan Prof. Dr. Aziz Sancar büyük ilgiyle karşılandı.

LEFKOŞA (QHA) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti(KKTC) Yakın Doğu Üniversitesinde (YDÜ) Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar'a "Altın Anahtar ve Onur Ödülü" verildi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde temaslarda bulunan bilim adamı Sancar, Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektör Dr. Suat Günsel’i ziyaret etti. Yakın Doğu Üniversitesi Büyük Kütüphane’yi gezen Sancar, İnovasyon ve Bilişim Teknolojileri Merkezi’nde incelemelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Başbakan Tufan Erhürman tarafından da kabul edilen Sancar, Yakın Doğu Üniversitesi’ndeki konferansta, “Siyasetçi değilim, ama KKTC’nin her Türk’ün kalbinde özel bir yeri var. Ben Türküm ve benim şöyle bir düşüncem var. Biz Türkleri kimse insandan saymıyor, ancak bizler insandan saydıracağız” dedi.

"ALTIN ANAHTAR VE ONUR ÖDÜLÜ" TAKDİMİ

Sancar, tarihte çok acılar çeken Kıbrıs'a gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kıbrıs'ta gördüklerinin kendisini çok etkilediğini anlatan Sancar, Büyük Kütüphane anı defterini de duygularını yazdı.

Osmanlı tuğrası desenli kravatı, Atatürk ve KKTC bayrağı rozetleriyle dikkatleri çeken Sancar'a, Yakın Doğu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. İrfan Günsel tarafından "Altın Anahtar ve Onur Ödülü" takdim edildi.






www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)