ANADOLU KAZASKERİ NECMETTİN EFENDİ YALISI
Vaniköy’deki yalının 19’uncu yüzyıl sonlarında yapıldığı tahmin ediliyor. Harem-selamlık ve hamlacılar (büyük sandal ve kayıklarda kıçtan birinci oturakta kürek çeken kimse) olmak üzere üç bölümü üç ayrı yalıya dönüştürülmüştür.
Harem kısmı Sait Kılıçcı Paşa’ya geçtikten sonra çok el değiştirdi. Daha sonra yıkılarak kagir bina yapıldı. Yalının son ve şimdiki sahibi ise Akfil Holding’in ortağı Ender Mermerci.
HASİP PAŞA YALISI
Beylerbeyi’nin en gösterişli yalılarından biri olan Hasip Paşa Yalısı, uzun yıllar Nazım Kalkavan’ın ikametgahı olarak kullanıldığından Kalkavan Yalısı olarak da anılır.
Yalının şu anki sahibi ise merhum iş adamı Sakıp Sabancı’nın ailesi. Yalı daha önce çok daha büyükmüş. Yapı, daha sonra bölünerek müstakil yalılar haline dönüştürülmüş. Şu anda özgün mimarisiyle Boğaziçi’nin en güzel yalıları arasında gösteriliyor.
KIBRISLI YALISI
Kandilli'deki Kıbrıslı Yalısı’nın bilinen ilk sahibi I. Abdülhamit devri sadrazamlarından İzzet Mehmet Paşa’dır.
Yalı, ‘Kıbrıslı’ adını ise Mehmet Paşa ailesinden sonra satıldığı Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa’dan almıştır.
Yalının denize cephesi 64 metredir. Yalı, sofalarından başka alt katta 15, üst katta altı olmak üzere 21 odadır.
Yalıda muhtelif tarihlerde tamirler yapıldığından üç büyük hamamı yıkılmıştır.
Şu an birkaç hissedara ait olan yalının üçte birinde Alev-Halis Komili çifti, kalan diğer üçte birlik bölümlerde ise Ömer Üründül ve Dirvana Aileleri oturuyor.
KONT OSTROROG YALISI
Kandilli Göksu Caddesi’nde yer alan en önemli yalılardan biri Kont Ostrorog Yalısı olarak bilinen yalıdır.
Yalının şimdiki sahibi Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç. Yalı 1781’de Halil Paşa Ailesi’nin ikametgahı olarak kullanılmış, daha sonra sırasıyla; 1860’da Hariciye Nazırı Server Paşa’ya 1900’de Belkıs Hanım’a geçmiş.
Yalıyı 1930 yılında, adını aldığı, Osmanlı İmparatorluğu’nda Adalet Bakanlığı’nda müşavirlik de yapmış olan Kont Ostrorog satın almış.
1975 yılına kadar yalıda Leon Ostrorog’un ailesi oturmuş. Rahmi Koç yalıyı satın aldıktan sonra da bu yalı ‘Rahmi Koç Yalısı’ olarak anılmaya başladı.
AHMET NECİP BEY YALISI
Kanlıca ile Anadolu Hisarı arasında bulunan Marki Ahmet Necip Bey Yalısı’nın 19’uncu yüzyıl sonunda, İtalyan bir mimar tarafından yapıldığı söylenmektedir
Yalıyı yaptıran Fransız asilzadesi Marki, aşık olduğu Melike Aliye Hanım ile evlenebilmek için Müslüman olmuş ve Ahmet Necip ismini almıştır
Böylece yalının adı da Marki Ahmet Necip Bey yalısı olarak kalmıştır. 2 bin 400 metrekare arsası ve 700 metrekare oturumlu binası olan yalı, 1983’te çıkan yangında ağır hasar görmüş ve restore edilmiştir.
Yalının 1978’den bu yana sahibi iş adamı Erdoğan Demirören’dir.
NURİ PAŞA YALISI
Beykoz’daki yalının 1895 yılında yapıldığı tahmin ediliyor. Yalı, II. Abdülhamit’in adamlarından Nuri Paşa’nın adıyla bilinir
Nuri Paşa’nın oğlu Hami ressamdır ve Marki Necip Bey’in kızı Markiz ile evlenir. Daha sonra yalı Hami Bey’den CHP milletvekili Muhlis Ermen’e geçer.
Bir dönem Sadıkoğlu Ailesi’nin olan yalının son sahibi Rahmi Koç’tur. Ancak yalıda Rahmi Bey’in büyük oğlu Mustafa Koç oturmaktadır.
SADULLAH PAŞA YALISI
Çengelköy’deki Sadullah Paşa Yalısı, 1770 yılında inşa edilmiş. Hem iç mimarisi hem süslemeleri hem de yeri göz önünde bulundurulduğunda, Boğaz’ın en kıymetli yapılarından biridir.
Adını Osmanlı döneminde Viyana Büyükelçiliği yapmış oylan Sadullah Paşa’dan almıştır ve Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerindendir.
Günümüzde Tek-Esin Vakfı’na ait olan yalı, bir dönem kiracısı bulunan Ayşegül Tecimer sayesinde çok ünlenmiştir.
AHMET AFİF PAŞA YALISI
Yalının ilk sahibi Koca Reşit Paşa’nın kızı Ferendiz Hanım’dır. Yalı, adını ikinci sahibi olan Ahmet Afif Paşa’dan almıştır.
Ahmet Paşa, Sarıyer’deki ilk yalıyı yıktırmış, yerine II. Abdülhamit döneminde İstanbul’a yerleşen Osmanlı Bankası mimarı Alexandre Vallaury’ye bugünkü yalıyı yaptırmıştır
1926-1932 yılları arasında İstanbul’a defalarca gelen ve her gelişinde Pera Palas Otel’inde kalan ünlü polisiye yazarı Agahta Christie, o dönem yalının sahibi olan Misbah Muhayyeş’in misafiri olarak yalıda da birkaç kez ağırlanmıştır.
Yalının arsası 2 bin 242 metrekaredir. Birinci katta yedi oda, ikinci katta banyolu yedi oda, servis katı olarak planlanan son katta da yedi oda olmak üzere toplam 21 odası olan yalı, 1983 yılında Kemal Uzan’a geçmiştir. Yalı, Uzan Grubu’nun borçları sebebiyle TMSF’ye geçti.
Yapılan satış sonucunda Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı, yalıyı 58 milyon liraya satın aldı. Böylece Suzan Hanım Boğaziçi’nde iki muhteşem yalının sahibi olmuş oldu.
TAHSİN BEY YALISI
Yeniköy’deki Tahsin Bey Yalısı’nın yerinde önceden Sağır Ahmet Bey Yalısı varmış. Burası Abdülaziz döneminde Jön Türkler’in en önemli karargahlarından biriymiş. Ahmet Bey’in vefatından sonra yalı, oğlu Haydar Bey’e geçmiş. Eski eser meraklısı olan Haydar Bey’den de kızlarına intikal etmiş. Daha sonra yalı Tahsin Uzer’e satılmış.
Tahsin Bey, yalıyı yıktırıp dönemin ünlü mimarlarından Sedat Hakkı Erdem’e orijinal mimarili bir bina yaptırmış. Son olarak Erol Aksoy’un sahibi olduğu yalı, Aksoy’un borçları yüzünden TMSF’ye devroldu. Sonra da 22 trilyon liraya Suzan Sabancı Dinçer-Haluk Dinçer çiftine satıldı
ZARİF MUSTAFA PAŞA YALISI
18’inci yüzyılın başlarında yaptırılan yalı, adını 1848’de yalının sahibi olan Zarif Mustafa Paşa’dan alır.
Yalıda, Balkan ve Birinci Dünya Savaşı’nda asker iskan ettirilmiş. Toplam 1.921 metrekare arsası bulunan yalının bugünkü sahibi ise Demsa’nın sahibi Demet Sabancı Çetindoğan Yalıyı 2000 yılının kasım ayında satın alan Sabancı, restorasyon yaptırmış ve yalının değerine değer katmış.
RASİM FERİT TALAY YALISI
Yalının bilinen ilk sahibi Dr. Rasim Ferit Talay’dır. Talay, İstanbul işgal altında iken Minber Gazetesi’ni çıkarmıştır
Talay ve Atatürk’ün dostlukları ömür boyu sürmüştür. Atatürk’ün, İstanbul’a geldiğinde kimi zaman Yeniköy’deki bu yalıda kaldığı bilinir
Yalı, Talay Ailesi’nden sonra 1960 yılında Mesadet Manioğlu’na geçmiş, 1981 yılında ise Özer Uçuran Çiller ve Tansu Çiller çifti tarafından 10 milyon liraya satın alınmıştır.
Boğazın sırlarını onlar saklıyor
CEREN ARSEVEN
Hürriyet 30 Kasım 2013
Boğaz’ın yalısı da çok kavgası da… Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Aslı Üstünkaya ve Heves Ekinci (Üstünkaya’nın ayrıldığı eşinin annesi) arasındaki “benim yalım seninkini döver” kavgasıyla dikkatler yeniden Boğaziçi’ne yöneldi. Hangi yalıda ne yaşandı, hangisinin mimarisi en özgün, talihsiz günlerle anılan hangisi ve Osmanlı tarihinin en gizli aşk gecelerinden birisine hangisi ev sahipliği yaptı? ‘Boğaz Hakkında Her Şey’ kitabının yazarı Saffet Emre Tonguç anlatıyor.
Edib Efendi Yalısı
Harem ve selamlık olmak üzere iki bölümden ibaret. Özgün yanı bu bölümlerde, birbirine simetrik olan büyük taşlıklarla bunların üzerindeki oval sofalar. Yapım tarihi 1753.
Kont Ostrorog Yalısı
Kandilli’de esrarengiz görünümlü bu yalının tarihi pek bilinmiyor. Kimine göre 140 kimine göre 190 yaşında. Bakanın bir daha baktığı farklı bir mimarisi var. Denizden bakıldığında birleştirilmiş iki yalı görüntüsünde.
Hadi Bey Yalısı
Manford Evi olarak da bilinen, 1800’lü yıllardan kalma Kanlıca’daki bu yalı, özellikle el değiştirme hikâyesiyle dikkat çekiyor. İngiliz işgâlinden sonra Licardopulos isimli Yunanlı bir armatör tarafından satın alındı. Avukat Hadi Bey, Selanik’teki Türk malları ile yalıyı takas ederek binanın sahibi oldu ve ismini verdi.
Zarif Mustafa Paşa Yalısı
Boğaziçi’nin eşsiz eserlerinden, Beykoz’daki bu yalının her dönemi ayrı hikâye. Eski bir Bizans manastırının kalıntıları üzerinde yer aldığından, ‘ayazma’ (Rum geleneklerine göre kutsal su kaynağı) halen binanın bahçesinde duruyor. Yalıya ismini veren Zarif Mustafa Paşa’nın damadı Sadık Bey, kayınpederinin sürekli verdiği ziyafetlerden sıkılınca selamlık ve kayıkhane bölümlerini satın alıp araya da kocaman bir duvar ördürdü. Sadık Bey’in oğlu, Osmanlı mebusu Mehmet Esat Bey, yalıda muhafaza edilen, Hz. Muhammed’in sakalına (Sakal-ı Şerif) ait bir teli Anadolu Hisarı’ndaki Fatih Camii’ne hediye etti. Bu yüzden yöre halkı da yalıyı ‘Esat Bey Yalısı’ olarak adlandırdı. İngilizlerin İstanbul’u işgali sırasında Esat Bey’in oğulları yalıyı Anadolu’ya silah ve mühimmat göndermek için kullandılar.
Edhem Pertev Yalısı
Bazı yalıların geçmişinde talihsiz kazalar var. 1860’a tarihlenen, Kanlıca’daki Edhem Pertev Yalısı’nın (ilk ismi Saraylı Hanım Yalısı) da böyle bir hikâyesi bulunuyor. Türkiye’nin ilk eczacılarından, geçmişin meşhur el bakım kremi ‘Pertev’i üreten Edhem Bey’in çocuklarından biri yalının kayıkhanesinde oynarken, yükselen bir dalganın kurbanı oldu.
Yağcı Şefik Bey Yalısı
Belirgin özelliği balkonsuzluğu… Kanlıca’daki bu yalının yerinde daha önce 1. Abdülhamid’in kız kardeşi Cemile Sultan’a ait yalı bulunuyordu. Donanma Cemiyeti’nin kurucusu Şefik Bey, ‘batı özentisi’ gördüğü balkonlardan nefret ettiğinden binayı 1905’te bugünkü haliyle, klasik Osmanlı üslubuyla inşa ettirdi.
Fethi Ahmet Paşa Yalısı
Bir anlaşmazlık binası… 1950’lerde Tekirdağ milletvekilliği yapan Şevket Mocan’ın (yalıya ismini veren Fethi Ahmet Paşa’nın torununun çocuğu) ölümünden sonra, binanın Üsküdar’a bakan tarafı ilk eşinden olan kızı Ayşe’ye, Kuzguncuk’a bakan kısmıysa ikinci eşinden kızı Rüya’ya kaldı. İki kardeş aralarında anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine yalının yarısı beyaza yarısı da pembeye boyandı.
Saffet Paşa Yalısı
Basın tarihine farklı yerlerden temas eden bir yalı. Adını Hürriyet’in kurucusu Sedat Simavi’nin dedesi Sadrazam Saffet Paşa’dan alıyor. Sabah’ın kurucusu Dinç Bilgin de yalının bir dönem sahibi oldu. Kanlıca’da bulunan ve 1907’ye tarihlenen yapı, Boğaz’ın en geniş rıhtımlı yalılarından biri. Ama maalesef birçok benzeriyle aynı kaderi paylaştı ve bir yangına kurban gitti. 2008’deki restorasyonuyla küllerinden tekrar yaratıldı.
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı
Bir bilim yuvası… Hekimbaşı Salih Efendi, Anadolu Hisarı’ndaki18. yüzyıldan kalma bu yalıda döneminin en önemli tıp bilginlerini ağırladı. 1866 yılında Galatasaray’da gerçekleştirilen uluslararası karantina toplantısına başkanlık yapan Salih Efendi’nin yalıda verdiği davetlere heyecanlı tıp sohbetleri damga vurdu.
Yılanlı Yalı
Alametifarikası şehir efsaneleri… Rumelihisarı’nda 18. yüzyılda inşa edilen yalı, döneminin en ateşli rekabetlerinden birine konu oldu. Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) Mustafa Efendi’nin yalısını çok beğenen padişah 2. Mahmud, konuyu ortak dostları Said Efendi’ye açınca mecburiyetten bir şehir efsanesi doğdu: Said Efendi, Padişah’ın yalıyı ele geçirmesini engellemek için, orayı yılanların bastığı yalanını uydurdu. Bu yalan padişahı durdurdu ama yalıya da ismini verdi.
YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN YALI REHBERİ
* Özellikle Anadolu kentlerinden gelip son yıllarda büyük paralar kazanan iş adamları, İstanbul iş ve sosyete dünyasına kendilerini kabul ettirmek için yalı sahibi olmak istiyorlar. An itibariyle 50’ye yakın aile Boğaz’da yalı almak için sırada. Fiyatlar 5 ila 100 milyon dolar arasında. Ancak yalıların alıcısı çok satıcısı az. Bazı ailelerin yalı sahibi olmak için yıllarca beklediği biliniyor.
* Pek çok alıcının kararını, komşu yalılarda kimlerin oturduğu belirliyor. Sırf ünlülere yakın olmak için belli yalıları isteyenler var. Yani bazı yalıların fiyatını başka yalılar artırıyor. Orhan Gencebay, Sezen Aksu ve Ebru Gündeş yalı sahibi ünlü isimlerden bazıları.
*Yalının konumu da fiyatını değiştiriyor. Avrupa yakasındaki yalı sayısı daha az. Dolayısıyla o yakadakiler genelde daha pahalı. Ancak Anadolu yakasında, Vaniköy ve Kandilli’deki yalıların fiyatları Avrupa’dakilerle yarışabiliyor.
* Boğaz’da yaşayınca tekne en önemli unsur haline geliyor. Örneğin Cem Boyner, Anadolu Yakası’ndaki yalısından her gün karşıya teknesiyle geçiyor. Arabası onu Avrupa Yakası’nda bekliyor. Yalıların önüne demirli diğer iki ünlü tekne Türkan Sabancı’nın yalısının önündeki ‘Dilek’ ile Türker İnanoğlu’nun yalısının önündeki ‘Zeyno’. Yalı sahipleri kızlarına duydukları sevgileri teknelerine verdikleri isimlerle gösteriyor.
Tarihi eser statüsü de değerleri oynatıyor. Birinci sınıf tarihi eser statüsündekiler elbette zirvede. Örneğin, Emirgân’da Hamid-i Evvel Camii’nin hemen yanındaki Şerifler yalısı 18. yüzyıldan kalma tarihi bir eser.
Bahçe ve rıhtım büyüklüğü, tavan yüksekliği, toplam kullanım alanı, mevki ve otopark da yalının kıymetini belirleyen unsurlar. İyi yalının tavan yüksekliği 5 metreden başlıyor.
Çalışanların sayısı da bir başka kriter. Orta halli bir yalıda iki şoför, iki garson, iki aşçı, iki temizlikçi ve bir bahçıvandan oluşan 9 kişilik bir çalışan grubu bulunuyor.
Dekorasyon da en az mimari kadar önemli. Rahmi Koç’a ait olan Kont Ostrorog Yalısı, Boğaz’ın en güzel döşenmiş yalılarından biri. 850 bin tirajlı, dünyaca ünlü iç dekorasyon dergisi Architectural Digest’e 2006’da kapak olan yalının çalışma odasında Koç’un sayılı koleksiyonlarını görmek mümkün. Demet Sabancı Çetindoğan’ın yalısındaki Osman Hamdi Bey’in Enver Paşa tablosu da bir başka nadide örnek.
Yalıda yaşamak hiç kolay değil. Bir kere rutubete dayanacak kadar sağlıklı olmak gerekiyor. Üstelik masraf da çok. Cephe rüzgârı ve tuzlu suyun aşındırdığı ahşap ve paslanmaz yüzeylere, tavandan zemine, çatıdan bahçeye, kayıkhaneden kazan dairesine kadar her köşeye iki yılda bir bakım yapmak şart. Bu masraflar yaklaşık 20 bin lira tutuyor.
Sadece yalıya sahip olarak, cemiyet hayatına damga vurulmuyor. Kendinden söz ettirmenin şartı, yılda en az iki kere, tercihen yaz başı ve sonunda birer davet vermek. Örneğin Kandilli’deki Edip Efendi Yalısı’nın sahibesi iç mimar Ebru Mengenecioğlu’nun ‘temalı’ davetleri etkili. (Bu davetlerden biri Harper’s Bazaar dergisinin ABD edisyonuna da kapak oldu.)
RAKAMLARLA YALILAR
366’sı tarihi 600 yalının bulunduğu Boğaz’da en çok mülke Sabancı Ailesi sahip. Ailenin toplam değeri yaklaşık 1 milyar dolar eden 27 yalısı var. Yalçın Sabancı, 5 yalıyla ailede en çok yalıya sahip isim. Son dönemde oldukça popüler olan yalı ise Demet Sabancı’nın sahibi olduğu Zarif Mustafa Paşa Yalısı. Yalı ünlü isimleri hatta prens ve prensesleri ağırlıyor. Geçmişte Cem Uzan’ın olan Yeniköy’deki Afif Ahmed Paşa Yalısı’nın şimdiki sahibi ise Suzan Sabancı Dinçer... Fakat o yalıda yaşamıyor, kiraya veriyor.
Boğaz’ın en pahalılarından biri Rumelihisarı’ndaki Tophane Müşiri Zeki Paşa Yalısı. Şu an satılık. 100 milyon dolar istendiği konuşuluyor.
Yeniköy’deki Tahsin Bey Yalısı, 6 bin 353 metrekarelik arazisiyle Boğaziçi’nin en genişi. Yalıya ismini, Türkiye’nin ilk barajlarını yapan, ‘barajlar kralı’ lakabıyla bilinen Tahsin Uzel verdi.
BEYLERBEYİ’NDE AŞK, SARIYER’DE CİNAYET
* Agatha Christie ‘Orient Ekspresi’nde Cinayet’ adlı romanını yazmak için İstanbul’u ziyaret ettiğinde, Osmanlı Bankası binası ve Pera Palas Oteli’ni de tasarlayan mimar Alexandre Vallaury tarafından 19. yüzyıl sonunda inşa edilen, Sarıyer’deki Afif Ahmed Paşa Yalısı’nda misafir edildi.
Osmanlı İmparatorluğu’na danışmanlık yapmış, İslam hukukunda uzman, Polonya doğumlu Leon Ostrorog’un adını taşıyan Kandilli’deki Kont Ostrorog Yalısı’nın misafirleri arasında ünlü yazar Pierre Loti bulunuyor.
* Beykoz’daki Zarif Mustafa Paşa Yalısı, ABD’nin eski dışişleri bakanları Colin Powell ve Madeleine Albright, Amerikan talkshow’cu Oprah Winfrey ve Rus Granddüşesi Maria Vladimirovna Romanova gibi önemli misafirleri ağırladı.
* Eski Küçüksu Plajı’nın hemen yanındaki 64 metrelik rıhtıma sahip Kıbrıslı Yalısı’ndan Fransa İmparatoru 3. Napolyon’un karısı İmparatoriçe Eugenie (orada Sultan Abdülaziz ile romantik bir gece yaşadığı söylenir), Irak Kralı 2. Faysal, Yahya Kemal Beyatlı gibi isimler geçti.
TOPKAPI HANÇERİ NEREDEN ÇALINDI?
Başrolünde Müjde Ar’ın oynadığı, TRT yapımı Aşk-ı Memnu dizisi Sarıyer’deki Afif Ahmed Paşa Yalısı’nda çekildi. Yalı, Bin Bir Gece dizisinin son sezonunda da kullanıldı.
Beylerbeyi’ndeki Mabeyinci Faik Bey Yalısı, Melina Mercouri ve Peter Ustinov’un başrollerini paylaştığı 1964 tarihli Topkapı adlı filmde kullanıldı. Filmdeki hırsızlar yalıdan ‘Topkapı Hançeri’ni çalmaya çalışıyorlardı.
Bizdeki dizi sektörünün kullandığı 12 yalı var.
İKİ BİN YILLIK MİMARİ
Yunanca ‘yalos’ kelimesinden türeyen ve ilk örnekleri iki bin yıl önce inşa edilen yalılara eskiden ‘sahilhane’ denirdi. Klasik Türk mimarisinin en şaşaalı dönemi olan 18. yüzyılda sultanlar, vezirler, paşalar, ulema ve sefarethane mensuplarının yaşadığı bu evlere ‘deryahane’ ismi de veriliyordu.